24 Ocak 2016 01:00

'Parazit sesler' meselesi

'Parazit sesler' meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,
Senin de bildiğin gibi isimlerinin önünde veya kartvizitlerinde “Prof, Doç, Dr.” gibi ıvır zıvır unvanlar taşıyan kimi “akademisyen”ler; sanki memlekette yapacak başka işleri yokmuşçasına, sanki üzerlerine vazifeymişçesine son günlerde ellerine geçirdikleri her kağıdı zırt pırt imzalayıp, “bildiri” üstüne bildiri yayımlayıp, böylece cennet vatanımızın kutsal topraklarında durduk yere “mesele” yaratmak için takla atıp duruyorlar maalesef!
Köklerinin hangi “faiz lobisi”sine, hangi “hıyanet çetesi”ne, hangi “terör örgütü”ne göbeğinden bağlı olduğuna dair kolay kolay ipucu vermeyen bu sözde “aydın”ların; yerine, zaman ve zeminine göre renk değiştiren bu “bukalemungiller” tayfasının, eninde sonunda ipliğinin pazara çıkarılıp, dolayısıyla memleketimizin yüce “adalet”ine teslim edileceği günlerin inşallah arifesindeyiz!
Halkımızın refah ve mutluluğundan yana ellerini her taşın, yosun tutmuş her kayanın altına koyacaklarına dair gerek milletimizin en yüce meclisinde, gerekse meydanlarda namus ve şerefleri üzerine yemin billah etmekle kalmayıp hatta ve hatta gerektiğinde bu yolda “kefen” giymeye, baldıran zehrini lıkır lıkır içmeye her an hazır ve nazır olduklarını günde en az üç öğün tekrarlayıp duran bilumum “yetkili” ve “etkili” devlet erkanının, bu bapta gösterdikleri çabayı, sergiledikleri “milli irade”yi görmezlikten gelen bu “gafil”lerin, kendilerince saklayıp gizlemeye çalıştıkları tüm kötü emelleri kesinlikle kursaklarında düğümlenip kalacak evvelallah!
Her gün bilmem kaç metre yerin altındaki kömür ocaklarında, üst üste dizili kibrit kutularından farksız gökdelenlerin tepelerinde nafakalarını kazanmak için çalışan işçilerin ücretlerinden ya da karın tokluğuna cebelleşip duran memurların bordrolarından, esnafın tezgahından, çiftçinin ürününden alınan “vergi”lerle bir türlü denkleştirilemeyen “devlet bütçesi”ne rağmen, yine de her ay eksiksiz gediksiz tıkır tıkır maaşlarını alan, devletin ekmeğini bir taraftan afiyetle midelerine indirirken, öte yandan da onu acımasızca, haince, küstahça sırtından bıçaklamaya kalkışan sözde “akademisyen” kılıklı bu “zavallı”ların, hiç yoktan ortalığı velveleye verip, akabinde de; “Bu suça ortak olmayacağız!” diye vaveyla koparmalarına ne buyrulur!
Bunca yıldan beri “icraat”larıyla halkımızın gönlünde sedef kakmalı taht kuran, önce “iki bin yirmi üç”, ardından da inşallah “iki bin yetmiş bir” tarihlerini hedef belirleyen böylesine güçlü bir “iktidar”ın başarılarını içlerine nedense bir türlü sindirmeyen bu “çapulcu”ların, hani “Çamur at izi kalır” misali ortada sanki devlet tarafından bizatihi kendi vatandaşlarına karşı alenen işlenen bir suç varmışçasına; sadece yurt içinde değil, aynı zamanda yurt dışında da tıpkı kendileri gibi “çeyrek akıllı” yabancı akademisyenlerle el ele birlikte kurdukları bu “kumpas”ların hesabını, mülkümüzün temeli olan “adalet” teker teker kesinlikle soracak!
Aslında vatandaşlarımızın gündüzleri işlerine rahat rahat gidip gelmesi, geceleri yataklarında mışıl mışıl uyuyup veya canlarının istediği gibi sayıklayabilmesi için gereken her türlü “huzur ortamı” özellikle ülkemizin “doğu ve güneydoğu” cenahlarında zaten mevcutken, buna rağmen hesapça “aydın” ama özünde “zifiri karanlık”tan farksız olan bu “öcü”lerin, bu “bölücü”lerin, “düşünce hürriyeti” kisvesi altında karaladıkları bu imzaların zerre kadar kıymeti harbiyesi olmamakla beraber, ben özüm yine de “gariban” bir “yurttaş” olarak kendi payıma sözüm ona “barış” havarisi kesilen bu akademisyenlerin şerrinden ve onların kuyruğuna son anda takılan bilumum sanatçı, yazar, çizer, zerzevatçı  güruhunun; üstelik ortada fol, folluk, yumurta yokken başımıza örmek istedikleri bu kokuşmuş “çorap”tan, erken öten kart horozlar misali çıkardıkları bu “parazit sesler”den, yüce Allah’ın  önce güzel vatanımızı, ardından da necip milletimizi koruyup kollamasını tüm kalbi duygularımla niyaz ederim Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa