26 Ocak 2016 01:00

Bizde kadın hakları

Bizde kadın hakları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye’de “kadın hakları”, ilk olarak 1923-38 yılları arasındaki cumhuriyetin kuruluş döneminde birçok yönüyle gündeme gelmiştir. Kadınların durumu, bizim evde de sıkça konuşulan konulardandı. Çünkü 1904 doğumlu felsefe öğretmeni annem, İstanbul Üniversitesinin (o zamanki adıyla Dârülfünun’un) ilk kadın mezunlarından biri olarak kadınlarımızın toplum içindeki yeri konusunda öğretici davranır, yalın bir üslup kullandığı için de sözleri ilgiyle dinlenirdi.
Demek istiyorum ki, çocukluğumdan başlayarak “kadın hakları” konusuna yabancı değilim. Ama o günlerden bugüne çok şey değişti. Üstelik değişim, kadın haklarının hep aleyhine çalıştı. Bunun apaçık belgelerinden biri olarak bugün okurlarıma, İstanbul’daki Kadın Kuruluşları Birliğinin geçen hafta yayımladığı, dikkatli bir üslupla yazılmış, ama gereken mesajları içeren bildirisini aktarmak istiyorum:
“Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 1979 yılında kabul edilen Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW), Türkiye tarafından 1985 yılında onaylandı. Sözleşme, Türkiye’de 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğü girdi. Sözleşmeyi onaylayan devletler, kadınların yasalarda ve yaşamın her alanında insan haklarından erkeklerle eşit olarak yararlanmasını sağlama taahhüdü altına girdiler. Ancak Türkiye, kadını BİREY olarak görmeyen bir anlayışla yönetildikçe, sözleşmede öngörülen eşit haklar yaşama geçirilemiyor. Anayasa ve yasalarda yer alan eşit haklara rağmen, yaşamda kadınlara karşı ayrımcılık sürüyor.
Türkiye, 2015 Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda, kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim, sağlık ve siyasi temsil konularında dünya sıralamasında 145 ülke arasında 130. sırada yer alıyor.
Her üç evlilikten birinin 18 yaş altında yapılması, ‘çocuk gelinler’ sorununa yol açıyor. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ve Medeni Kanun ihlalleri artıyor.
Atatürk devrimleriyle kadınların eşit yurttaş olmasını sağlayan, kadın haklarının güvencesi olan Medeni Kanun’a sahip çıkıyor, ‘Kadın erkek eşitsizliği, bir demokrasi meselesidir’ diyoruz.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği olarak günümüzde kadınlara karşı ayrımcılığın özellikle ülkeyi yönetenler tarafından söylemde ve eylemde giderek artması karşısında, tüm kişi, kurum ve kuruluşların dikkatini çekiyor, uluslararası sözleşmeden doğan taahhütlerin yerine getirilmesini istiyoruz.”
Basının “yandaş medya” tarafında kullanılmayan bu bildirinin altında, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu’nun imzası yer alıyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa