Pereira saygı bekliyor
Fotoğraf: Envato
Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, ligin 16. haftasında oynadıkları Gençlerbirliği maçından bu yana basın toplantılarında soru sorulmasına izin vermiyor. Bunun için gerekçesi de var elbette. Bir gazetecinin kendisine saygısızlık ettiğini, o andan sonra ise gazetecilere saygısının kalmadığını ve bu nedenle soru kabul etmediğini söylüyor. Bir kişiyle yaşadığı sorunu genele yansıtıp tüm haberciler için “yasağa” dönüştürmek pek anlaşılabilir bir tavır değil... Bu yaklaşımı sayesinde, Pereira’nın sorunlara çözüm üretme(!) konusundaki “yaratıcılığı” hakkında da fikir sahibi oluyoruz...
Ayrıca, “Gazetecilerin bilgi alma, dolayısıyla sporseverlerin bilgilenme hakkını engellemek saygısızlık olmuyor mu” diye de sorulabilir pekala...
Yoksa Pereria, kendisine soru sorulmasını istemediği için bahane mi yaratıyor?.. Malum bazıları, özellikle de söyleyecek fazla lafı olmayanlar monolog sever ve kendilerine soru sorulmasından hoşlanmazlar.
Her şey bir yana, teknik direktörler de elbette herkes gibi saçma ya da gereksiz buldukları soruları yanıtlamak zorunda değiller. Soruyla ilgili düşüncelerini belirtip yanıt vermeme haklarını kullanabilirler. Hiç kimse de onları istemedikleri bir soruya yanıt vermeye zorlayamaz. Lakin böyle “Konuşur giderim, arkamdan bakakalırsınız” tarzının; küstahlık, şımarıklık, ukalalık, kendini beğenmişlik ve aşağılama barındıran ahlaki bir arıza olduğu da inkar edilemez...
Saygı meselesi de enteresan tabii... Saha kenarında, -kendisini işine ne kadar adadığını(!) gösteren hareketlerle- şovmenlik yapıp taraftarları kışkırtacaksın, basın toplantılarında gazetecilerin soru sorma hakkını dikkate almayacaksın, sevimli görünmek adına birbirinden kötü espriler yaparak insanları hayattan soğutacaksın sonra da saygı bekleyeceksin... Kendisine saygı duyulmasını isteyen insan her şeyden önce dürüstlük ve tutarlılık gibi niteliklere sahip olmalı. Saygıyı, erdemli insanların hak ettiği asla unutulmamalı...
Mesela hakem, orta alandaki bir pozisyonda Fenerbahçe’nin aleyhine hatalı bir karar verdiği zaman Pereira saha kenarında çıldırıyor!.. Hatta bazen iyice kendisini kaybedip sahanın içine bile girebiliyor. Haksızlıklara tahammülü olmayan, yüreği adalet için çarpan ve bu yolda her şeyi göze alabilen coşkulu bir teknik direktör modeli!.. Peki hakem, lehlerine gülünç bir penaltı verdiğinde Pereira niye aynı tepkiyi vermiyor?.. Kendi aleyhine haksızlık söz konusu olduğunda ortalığı velveleye verircesine tepki gösterip, rakibin aleyhine hata olduğunda suspus oturma tutarsızlığının açıklaması nedir?.. Hatalar, işimize gelen adaletsizlikler doğurduğu zaman tepkisiz kalacak ve onları tadını çıkara çıkara sindirecek miyiz?..
Hatalara, doğurduğu sonuçlara göre tepki vermek, ikiyüzlülükten başka bir şey değil...
Kendi mağduriyetleri dışındaki mağduriyetlere seslerini çıkarmayanların hak ve adalet üzerine kestikleri ahkamlara inanılabilir mi?..
Spor; onurdan, erdemden, saygıdan uzaklaştıkça tam bir çirkeflik silsilesine dönüşüyor. Ne pahasına olursa olsun kazanmanın tek hedef haline geldiği bir ortamda aslında hiç de şaşırtıcı olmayan durumlar bunlar...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26