Merkezden veda mektubu
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı’nın görev süresi nisan ayında doluyor. Bir süredir Başçı’nın görev süresinin tekrar uzatılıp uzatılmayacağı konuşuluyordu. Gerçekleşen enflasyonun (yüzde 8.8) bankanın dönem başındaki tahminini (yüzde 5) neredeyse katlaması, enflasyon hedeflemesi uygulaması kapsamında hükümete “açık mektup” yazmasını da zorunlu kıldı.
Banka mektubu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’e hitaben yazdı. Mehmet Şimşek son yıllarda ekonomideki iki en önemli aktörden (Ali Babacan ile) biriydi. Ekonomide yaşanan her gelişmede onun da katkısı vardı. Bu da mektubun muhatabının doğru seçildiğini gösteriyor.
Merkez 2006’dan bu yana uygulanan enflasyon hedeflerinin hiçbirini tutturamadığı için aslında “açık mektup” uygulaması hepimiz için alışıldık, rutin bir uygulama. Ancak, bu seferki mektup öncekilerden farklı bir ruh ve üsluba sahip. Enflasyonda şirazenin kaymasında temel etkenin siyasal istikrarsızlık olduğuna -etrafında dolanarak olsa da- vurgu yapılıyor. Merkez Bankası bu mektupla üzerinde bir süredir dolaşan ve her fırsatta tepesine inen yıpratıcı tutumla da hesaplaşma içerisine giriyor. Bir anlamda “Beraber yürüdük bu yollarda” diyor.
Daha beteri merkez bankası sadece tutturamadığı 2015 yılı enflasyonu değil gelecek yıl enflasyonlarının da giderek artacağını ima ederken de bunda iktidar koalisyonunun yarattığı durumun etkisini ifşa ediyor.
Peki, ne olmuştur da Merkez Bankası “istikrar abidesi” iktidar koalisyonunun karşısında saf tutmuştur?
Bunun görünür iki sebebi vardır: İlki, Erdem Başçı’nın çok büyük ihtimalle nisan ayından sonra görevde kalmayacak olmasıdır. İkincisi ise bankanın 2016 yılında enflasyonda ortaya çıkacak sıçramanın öngörülemezliğini(!) azaltma çabasıdır. 2015 yılı enflasyonunun yukarı yönlü sapmasında TL’nin dolar karşısındaki değer kaybının etkisine değinilirken, 2016’da bu risklerin yoğunlukla süreceğine işaret ediliyor.
Merkez Bankası mektubun içeriğiyle belki iktidar koalisyonuyla vedalaşıyor, helalleşiyor ya da hesaplaşıyor ama esas olan Merkez Bankasının geniş halk kesimleriyle kurmaktan çekindiği ilişkidir.
Bağımsızlık tartışmaları içerisinde itibarlandırılmak istenen düzenlemeci kapitalist finans politikalarının tetikçisi konumundaki merkez bankacılığı ve bankanın kendisi zaman zaman hükümetlere mektup yazıp başarısızlığının sebeplerini anlatsa da halka böyle bir mektup yazmamıştır. Araç bağımsızlığı denilerek savunulan şey, merkez bankasının iktidarın hedeflerinin gerçekleştirilmesi için izlenecek politikaları belirlemede bağımsız bırakılmasıdır. Giderayak mevcut Merkez Bankası yönetiminin halka karşı sorumluluğunu hatırlayarak yıllarca açıklanan enflasyon ile pazarda, manavda yaşanan enflasyonun neden farklı olduğunu, toplu iş sözleşmelerine esas teşkil eden enflasyon hedefinin hiçbir zaman tutmamasının işçi sınıfı ve emekçilerin ücret gelirlerini reel olarak nasıl erittiği ve onları yıldan yıla yoksullaştırdığını anlatması gerekmektedir. Gerçek bir veda ancak böyle olabilir.
Evrensel'i Takip Et