Barış üzerine anlamlı sözler
Fotoğraf: Envato
Ekmek, su ve hava kadar gerekli olmasına rağmen barış hâlâ uzakta gözükmekte güzel coğrafyamızda. Barışı isteyenler ağır baskı altındalar ve gözü dönmüş linççilerin hedefi yapılmış durumdalar…
Barış istediği için, insanlar ölmesin dediği için ağır baskılara ve saldırılara uğrayan bilim insanlarımız her gün yasalara, temel insan haklarına, düşünme ve kanaatini açıklama özgürlüğüne aykırı yeni uygulamalarla karşılaşmaktalar.
Oysa çatışmalı süreçlerde kendisini barış mücadelesine adamış hatta A. Einstein gibi yüzyılın bilim insanları kendini ‘barış savaşçısı’ diye tanımlamıştır.
Bu yazıda barış isteyen, insanlar ölmesin diyen bazı bilim insanlarının ve sanatçıların anlamlı sözlerine yer vermek istiyorum.
“Aynı anda hem savaşa hazırlanıp, hem de savaşı önleyemezsiniz.” (A. Einstein)
“Bizi ilgilendiren konu yalnız barışı kurmanın ve korumanın teknik çareleri değil, aynı zamanda kafaları eğitmenin, aydınlatmanın yoludur.” (A. Einstein)
“Barış herkesin işidir.” (F. J. Curie)
“Biz bilim adamları ancak sürekli bir barış var oldukça iç huzuruna kavuşabilir ve bütün günlerimizi laboratuvarda geçirebiliriz.” (F. J. Curie)
“Savaşın yerini yasanın alması sadece büyük savaşları değil küçük savaşları da kapsamalıdır.” (L. Pauling)
“Kendimize, hangi grubu tercih edersek edelim askeri zaferi sağlayacak hangi adımların atılması gerektiğini değil, tarafların tümü için yıkıcı olabilecek bir askeri mücadeleyi önlemek için hangi adımların atılması gerektiğini sormayı öğrenmek zorundayız.” (Russel-Einstein Manifestosundan)
“Savaş kimin haklı olduğunu değil kimin geriye kalacağını belirler.” (B. Russell)
“Düşmanlarınızı kötülemeyin, onlar sizin eserinizdir.” (W. Hazlitt)
“Çok fazla duvar ve gereğinden az köprü inşa ediyoruz.” (I. Newton)
“Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış.” (Y. Ritsos)
“İnsancıl insanlar barıştan yana/Ancak zalim olan kıyar insana/Barış aşkı yayılmalı cihana
barış güvercini uçsun dünyada/dostluklar kurulsun insanlar gülsün/Son bulsun savaşlar kimse ölmesin.” (N. Çimen)
Bu yazı 2 ayı aşkın bir süredir gece gündüz demeden top, silah, bomba ve kulakları tırmalayan helikopter seslerinin hâlâ sürdüğü tarihi Sur’dan yükselen dumanların ve feryatların altında yazılmıştır.
Umarım süregelen ve her gün insanların ölümü ve göçü ile sonuçlanan çatışmalı süreç bir an önce son bulsun ve güzel coğrafyamızda yaşayan insanlar barış içinde yan yana yaşasın.
“Men anayim bu sesimde yerin gögün derdi var/Sulhe gelin ey insanlar yohsa dünya mehvolar.” ( M. Dilbazi)
- Nobel bilim ödülleri ışığında Türkiye'ye bakmak 20 Ekim 2016 00:29
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! (2) 06 Ekim 2016 00:07
- Kısacık ömürlere neler sığdırılırmış neler! 22 Eylül 2016 00:52
- Bu kaos ve kabus ortamında barış olası mı? 25 Ağustos 2016 00:32
- Kentlerimiz ve demokrasimiz 11 Ağustos 2016 01:00
- Darbe girişimi, normalleşme ve demokrasi 28 Temmuz 2016 00:51
- Su uyur, Milli Eğitim Bakanlığı uyumaz 14 Temmuz 2016 01:00
- Ne yazmalı ve ne yapmalı? 30 Haziran 2016 00:52
- Militarist ve gerici eğitimle nereye? 16 Haziran 2016 00:52
- Paranın padişahlığı ve güçlünün hukuku 02 Haziran 2016 01:00
- Bilim karşıtlığı, yozlaşma ve faşizm 19 Mayıs 2016 00:52
- Yüzleşemediğimiz için yozlaşıyoruz! 05 Mayıs 2016 01:00