Bir tekelci gericilik.. bir halk…

Önce; yerlisi yabancısıyla tekelci gericilik. Dışarıda tahakkümcü emperyalistler ve Suudiler gibi uşakları. İçeride “yerli” işbirlikçi tekelci burjuvazi ve büyük toprak sahipleri. Ekonomik ve siyasal egemenlikleri.
Aralarında dalaşıyorlar; tek bir blok oluşturmuyorlar, rekabet halindeler, yeniden paylaşımdan en çoğunu istiyorlar. Bir yandan da henüz topyekûn bir büyük emperyalist savaşı zorunlu kılacak kadar olgunlaşmamış çelişmeleriyle, rekabetlerinin yanı sıra belirli uzlaşma ve işbirliklerine de gidiyorlar.

Suriye örneğin. Büyük emperyalist devletlerle tek başına kavgadan kaçınacak kadar sıkletinin farkında olan ve “maceraya yokuz” moduna geçen AKP Türkiye’si, Suriye ve Ortadoğu’daki “milli çıkar” iddiaları ve yayılmacı politikalarını da tümüyle terk etmiyor, ama. Başta ABD ve NATO’yu, “özel” “milli” çıkarları için kendisini desteklemeye çağırıyor. Karşıda Rusya! ABD ve NATO’yu, yani, Rusya ile çatışmaya sürükleme çabasında. Geriyor; Suriye topraklarını top ateşine tutuyor. “Bombayı YPG patlattı”, “YPG, Suriye Ordusu’nun parçası”, “rejimi de Rusya destekliyor”! Gel, Suriye’ye dalalım, Rusya’yla savaşalım diyor, açıkça.

En açık konuşanı Lüxemburg: “Türkiye NATO’ya güvenmesin”! J. Kerry de “Rusya ile savaşmamızı istiyorlar, savaşmayacağız” diyor. Şu anda Rusya ile savaşmak ABD’nin işine gelmiyor, bunu istemiyor ve Rusya’nın “pasta”dan belirli paylar almasını -en azından şimdilik- “anlayışla” karşılıyor.
Türk-Amerikan tutumları o denli farklı ki, Obama-Erdoğan telefon görüşmesi bile taraflarca farklı yansıtılıyor.

Yandaş medya Rusya’ya veryansın ederken -hem içeriye mesaj hem de Obama eleştirisi babından- ABD’yi de ihmal etmiyor! Y. Şafak: “Bu kriz NATO’yu dağıtır. Rusya karşısında Gürcistan ve Ukrayna’yı savunmayan NATO.. Ankara-Moskova krizinde inisiyatif almayan ittifakın Türkiye’de itibarı kalmadı.”
Aydınlık dahil tüm yandaşların dilinde “YPG itirafı telsizde” konusu. Star, “Birileri zor duruma düştü” manşetine en başa Obama ve Putin’in fotoğrafını yerleştirmiş!

Gericilik arasında içerde ve dışarda çelişmeler olur. Hele “zor dönemleri”nde bunlar artar. ABD’yle sürtüşülür; Güller, Arınçlar çıkar... Bunlara bel bağlanamaz, ama gücün varsa yararlanırsın!
Ve gericilik karşısında halk. “Meşru müdafaadayız, Suriye’de de operasyon hakkımız.” Mesela? Top ateşi. Füze atışları. Ve “B Planı, özerklik.. Özerk Türkmen Bölgesi”! Ama Türkiye özerkliğe karşı değil mi? Üstelik sadece Türkiye’de değil, Suriye’de de? “Demokratik” olduğunda mı karşı?

Gericiliğin çıkarına olduğunda her şey mümkün -yeter ki halkın çıkarına olmasın!

Alın Cerattepe’yi! Küfrüyle “milli” M. Cengiz Bey ve maden işletmesi için devlet güçleri seferber halde. Bir Cizre’yle Sur’da böyle bir de Artvin’de. Halka konulan yasaklar da aynı! “Doğa katledilmesin” diyen Artvin’e de giriş-çıkış yasak! Vali  emirname yayınlıyor: “Teröristler..”! Sayıyor örgütleri.. Sadece YPG ve PKK eksik! Star sürdürüyor: “Cerratepe’de taşımalı terör!”, “CHP öncülüğünde başlatılmak istenen ‘yeşil’ provokasyon”!

Sadece o değil! MİT TIR’ları ve ağırlaştırılmış müebbet istenen Can’la Erdem.. Hala hapisler! Basın özgürlüğü ceza nedeni.

Barış ve demokrasi diyen akademisyenlerin tümü soruşturmada. İfade özgürlüğü ceza nedeni.
Ve söz konusu olan halkın emeğiyse, Suriye’ye yapılandan beter “misliyle karşılık” veriliyor! Fırsattan istifade kıdem tazminatı aradan çıkarılmaya çalışılıyor. Bir de üstüne “özel istihdam büroları”yla “kiralık işçilik” ekleniyor. Ek zam: Katiyen olmaz! Memurlar ihmal edilmiyor. Genelge: “Terör bahanesiyle işten atma!..”

Gericiliğin bütünü halka saldırıda anlaşma halinde. Ne ABD, ne Rusya, ne Koç, ne AKP ve Salman -hiçbirinin sesi çıkmıyor. Ya da tek sesli koro: “Vurun geçin”!

Gidişat vahim! Sadece barış için değil, ama acil olarak emek, demokrasi ve özgürlük için de halkın birliği ve birleşik mücadelesi gerek!