Seçim çözüm mü?
Fotoğraf: Envato
Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, ülke futbolunu “hakem krizi”nden kurtaracak çözümünü açıkladı. Federasyonun atadığı kişilerden oluşan, MHK (Merkez Hakem Kurulu), PFDK (Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu) ve Tahkim Kurulu bundan sonra seçimle belirlenecek.
Ne zaman bir hakem hatası söz konusu olsa federasyon ve MHK ile ilgili spekülasyonlar, dedikodular, iddialar ve komplo teorileri alır başını yürür. Lakin güvensizlik ve paranoya öyle bir düzeye ulaşmış durumda ki, futbol ailesinin seçimiyle oluşturulacak MHK’nin de derde deva olabilmesi pek mümkün görünmüyor.
Çünkü bundan sonra da hakem hatası olacak. Hakem hatası olunca da elbette yine benzer tartışmalar yaşanacak. Futbola “hakem odaklı oyun” algısıyla bakmayı aş(a)madan, bu oyuna damgasını vuran “mutlak kazanmacı anlayışı” yerle bir etmeden ve bunların yerine insani, vicdani, sportif değerleri temel alıp hakem hatalarını oyunun doğal bir parçası olarak gören yeni bir spor kültürü inşa etmeden çürümüşlükten kurtulmanın yolu yok.
Oyunun iplerini elinde tutan endüstrinin, gerilimi düşürüp erdemli mücadeleyi yüceltecek böyle yeni bir kültürün futbola yerleşmesine izin vermesi düşünülemez. Gerilim; rekabeti ve fanatizmi kutsayan endüstrinin işine gelen bir olgu. Ne kadar gerilim, o kadar rant...
“Atama değil seçim” lafı kulağa hoş geliyor. Seçimle oluşturulan kurulların daha bağımsız çalışabileceği, böylelikle de torpil, iltimas, ayrımcılık iddialarının ortadan kalkacağı, görevlendirmelerde liyakat ve yetkinliğin aranan temel özellikler olacağı düşünülüyor. Bu iş sonuçta yine aynı hakemlerle yürütüleceğine göre ve hakemlerin hatasız maç yönetme gibi durumları söz konusu olamayacağına göre pek fazla bir şey değişmeyecek...
Ayrıca “seçimi” sihirli bir çözüm reçetesi gibi sunmak ne kadar doğru ki?.. Bundan önceki seçimlerde neler olup bittiğini biliyoruz. Futbolun devasa bir rant imkanı sunmaya başlamasından bu yana, karanlık güç odaklarının bu oyunun içinde ne kadar açgözlü bir iştahla yer aldıklarını da... Dolayısıyla seçimlerden, rant peşindeki güç odaklarının isteği ve inisiyatifi dışında bir sonuç çıkması olası değil...
Demirören de yeni bir kültürel bakışın gerekliliğinden söz ediyor. Onun sözünü ettiği, hoşgörü ve anlayış üzerinde yükselen bir uzlaşma kültürü. Hoşgörü, anlayış ve uzlaşma futbolun dostluk ve kardeşlik çerçevesinde icra edilmesi açısından elbette önemli kavramlar ama bunun sorunlardan arınmak için yeterli olacağı söylenebilir mi?..
Evet, kuşkusuz sorunun temeli kültürel. Çözüm için de yeni bir futbol kültürünü geliştirip zihinlere yerleştirmek gerekiyor. Ancak bu yeni kültürün hoşgörü, anlayış ve uzlaşmanın yanı sıra futbolun önceliğinin rant değil, dostluk, kardeşlik olduğu düşüncesini barındırması da şart...
Ranta ve fanatizme teslim edilmiş futbolu temizlemenin yolu, bu olguların yer almadığı yeni bir kültürel anlayışı oyuna hakim kılmaktan geçiyor...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26