Halkla karşı karşıya olmak...
Fotoğraf: Envato
28 Şubat’ta yazıyorum, Şubat’ın çeyreklerden ancak dört yılda birikebilen 29’unda yayınlanacak. Bir; eskiden pek ilgilenilmezdi ve birbirimizin doğum değil aramızdan ayrılış günlerini bilirdik, o nedenle ben de yeni öğrendim ki, 28 Şubat Deniz’in doğum günü. Ömrünün herkesten uzun olacağı tartışmasız. Kimler gelip geçecek, nice oylar aldığıyla öğünenler, ne zalimler ve gaddar sömürücüler, Deniz yaşayacak. Neden mi? Sömürülen yığınlara, halka bağlı olduğundan. Halka tek bir zarar vermediğinden, ama yalnızca onun kurtuluşu için soluk alıp verdiğinden. Bu kadar basit! Çok laf edilip hakkında, çok çarpıtılmaya çalışıldı, ama başarılı olamadıysa da, bundandır. Deniz halkın evladıdır!
Halka bağlılığının ideolojik dayanağı da son sözündedir: “Yaşasın Marksizm-Leninizmin Yüce İdeolojisi”!
Sen çok yaşa Deniz!
Ve iki; 28 Şubat iki önemli gelişmeye daha “ev” ya da “gün” sahipliği de yaptı. İki “deneme”! İlki “bin yıl sürecek” iddiasıyla gerçekleştirilen derme-çatma darbe. “Geliyorum” diyen “ılımlı-radikal” kırması neoliberal İslamcılığın önünü kesme girişimi mi yoksa önünü açma operasyonu mu, örgütçülerinin de pek farkında olmadıkları bir “post-modern” tevatür! Ama uygulamaları net: Dayatma ve yasaklar, yürütülen tanklarla çiğnenen özgürlükler, ajandalar, gazeteci işten atmaları, yargıya ve sair kurumlara brifinglerle güdümlemeler, zorbalık… Öyle ki şimdi, “darbe hukuku” dendiğinde, 12 Eylül ve Anayasası ile birlikte 28 Şubat’ın adı veriliyor. Veriliyor ama, ikisinin de aynısı, hatta yer yer fazlası yapılıyor! Şimdi darbe vurma mevkiinde olanlar, yandaş dışında gazeteci mi bıraktılar ortada? Can’la Erdem yeni çıktılar ve tahliyelerinin yolunu açan AYM bakın yandaş Star’da manşetten nasıl hedefe konup yerden yere vuruluyor. Basın ve hukuk ve –ticaret ve sömürülme ya da açlıktan ölme özgürlüğü olarak patronla işçinin eşitliği iddiasının ikiyüzlülüğüyle– burjuva hakkı yüceltisi “hukuk önünde eşitlik” ya da “hukukun üstünlüğü” demek olan burjuva demokrasisi.. 28 Şubat’ta mı daha yüceydi şimdi mi, haydi gelin kararlaştırın!
28 Şubatçıyla AKP’nin ifade, basın vb. özgürlükleri ve demokrasiyle ilişkileri sıfırın altında ve bu ilişki, artık bütün tekelci burjuvazi ve büyük toprak sahipleri bakımından böyle diye, kuşkusuz özgürlüklerle demokrasi değerinden kaybedip ihtiyaç olmaktan çıkacak değil! Tek farklılaşma o ki, artık özgürlük ve demokrasi davası, büyük toprak sahipleriyle birlikte, üzerinde “eşitlik, özgürlük, kardeşlik” yazan bayrağı çoktan “geminin bordasından atan” burjuva gericiliğine de karşı işçi sınıfı ve halkların elinde yükselebilir. Ve demokrasi artık ancak halk demokrasisi olarak anlamlanabilir.
Nitekim öyledir, kem söz ve aşağılama sahiplerinin, Cerrattepe halkındır; söz hakkını ve özgürlüklerle demokrasiyi savunan halktır.
28 Şubat’ın sahiplik ettiği üçüncü gün olarak, “Dolmabahçe’deki masa” da, hem talepleriyle tarafların bir araya gelmesi ve hem de sonradan tekmelenip devrilmesiyle demokrasi tartışması bağlantılı bir serüvendir. Kürtler yüz yıldan fazladır hak eşitliği istemektedirler ki, kendi kavlince eski Amerikan başkanlarından Wilson bile ulusların kaderini tayin hakkı deyip burun bükememiş, tek yapabildiği kendisine yontmak olmuştur. Şimdi, “masa” devrildikten sonra, 12 Eylül ve ’90’larıyla, 28 Şubatıyla yüzyıldır yapılanın aynısı, çıkarılan dersler ve biriktirilen devlet tecrübesiyle, fazlası var eksiği yok, tekrarlanmaktadır: Tank, top, uçak, bomba, dinamit, kan, ölüm!..
Çare midir? Hani, demokrasi? Hani “derinleştirilecek”ti? Hukuktu! Anayasa değişikliği, sözde bunlar için isteniyordu: “Darbe hukukunu aşmak için”!
Nereye geldik? Zaten mezarlıklar da ayrılmıştı, “şehitler” de. Şimdi taziyeye katıldı diye bir vekilinin vekilliğinin alınmasında sıra! Ama “kahramanları”yla birlikte siz böldünüz halkı bunca. Kutuplaşma sizin eseriniz! Halkın emeği ve demokrasisi birleştirir, siz duygulara varıncaya kadar ayırdınız!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02