03 Mart 2016 00:55

‘Futbol nasıl yönetilmez’: TFF, derbi ve Amedspor

‘Futbol nasıl yönetilmez’: TFF, derbi ve Amedspor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Memleket liginin şampiyonluk yarışında önemli bir dönemeç olarak görülen Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi bitti. Volkan Şen ve Nani’nin golleri, Pereira’nın taktiği, takım olarak Fenerbahçe’nin baskılı oyunu çok tartışıldı ve derbinin güzellikleri olarak, futbol tarihimizdeki yerlerini aldılar.
Ancak bu derbide, Fenerbahçeliler Derneğinin (Feder) ve Fenerbahçe yönetiminin de en az futbolcuların güzel hareketleri gibi hafızamıza nakşetmemiz gereken iki güzel hareketi daha vardı.
Derbiye bir hafta kala TFF ve kurulları aldıkları ve almadıkları kararlarla yine gündemi zehirlemeyi başardılar. Passolig garabetini, Anayasa Mahkemesinin aksi kararına rağmen gözümüzün içine bakarak söylediği yalanlarla sürdüren TFF, yaptığı her icraatla “Futbol nasıl yönetilmez” bahsinden örnekler vermeye devam ediyor.
Derbi maça kısa bir süre kala açıklanan disiplin kurulu kararıyla, Kasımpaşa maçında küçük bir grubun yaptığı”küfürlü” tezahürat gerekçe gösterilerek,  Fenerbahçe stadının iki tribünündeki yaklaşık 20 bin taraftarın passolig kartları bloke edildi. Oysa passolig denilen garabet uygulamaya sokulurken öne sürülen en önemli argümanlardan biri de, passolig ile birlikte sadece “suç” işleyenin cezalandırılacağı, artık toplu cezaların verilmeyeceğiydi.
Disiplin kurulu kararı sonrası, Fenerbahçeliler Derneğinin çağrısıyla pek çok taraftar mahkemelere başvurdu. Tüketici mahkemeleri art arda aldıkları kararlarda “tribün kapatma kararı” ve sonrasında passolig kartlarının bloke edilmesinin “Cezanın şahsiliği ilkesiyle bağdaşmadığı” ve başvurucuların tüketici haklarını çiğnediği yönünde kararlar aldı.
Peki, TFF ne yaptı? Reis-i cumhur “Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyorum” der de, reis-i cumhurun inayetiyle o koltuklarda oturan TFF yöneticileri geri kalır mı? Mahkemelerin yürütmeyi durduran tedbir kararlarının passolig kartlarının kredi kartı özelliğine ait olduğu gibi komik bir yalanla tüketici mahkemelerinin aldığı kararı adeta “tanımayacağını” söyledi.
Taraftarlar için mücadele bitmemişti.
Maç günü elinde mahkeme kararı olan bir kısım taraftar haciz memurlarıyla stadın kapısına dayandılar. Uzun süren tartışmalar sonrasında düzenlenen tutanakla, taraftarlar maça girmeyi başardı. Fenerbahçeliler Derneğinin çağrısıyla başlayan bu mücadele bütün taraftarların hakları açısından önemli bir mevziin kazanılmasıyla sonuçlanan derbinin güzel hareketlerinden biriydi.
Artık futbol maçlarındaki toplu cezalandırmalar için emsal bir karar ve uygulama var. Bakalım bundan sonra TFF haksız ve hukuksuz toplu cezalandırmaya devam edecek mi yoksa yeni duruma uygun mu davranacak?
Ne yazık ki, iş sadece TFF’nin haksız ve hukuksuz cezalarına karşı mücadeleyle bitmiyor.
Futbolseverlerin hatırındadır. Türkiye Kupasında Fenerbahçe ile Amedspor eşleşmesinin ilk maçı Amedspor’a verilen ceza nedeniyle seyircisiz oynanmıştı. Bu maça Amedspor, Deniz Naki’ye 12 maç ceza verilmesine gerekçe olan “Çocuklar ölmesin maça gelsin” sözlerinin yazılı olduğu pankartla çıktı. Fenerbahçeli futbolcular ile birlikte kol kola bu pankartın arkasında durdular. Güzel bir mücadele sonrası 3-3 biten maçta hiçbir sorun yaşanmadı.
Amedspor ile oynanan ilk maçtan sonra bu haftaki Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin en güzel hareketlerinden biri diğeri de Fenerbahçe yönetiminden geldi. Diyarbakır, Sur’dan 50 minik öğrenci ve öğretmenleri, hem Beşiktaş maçını hem de perşembe günü oynanacak Amedspor maçını seyretmek üzere Fenerbahçe kulübünün misafiri olarak davet edildi. “Çocuklar ölmesin maça gelsin” pankartı bir anlamda ete kemiğe büründü.
Her şey güzel giderken çomak sokmak memleket sporunu yönetenlerin doğasında olduğu için bu güzel havayı bozan haber gecikmedi. Haber bu sefer TFF’den değil, İl Spor Güvenlik Kurulundan geldi. 1 Mart’ta yaptığı toplantıdan sonra açıklanan kararda söylendiğine göre “Bir Fenerbahçe yöneticisinin beyan ve talebine” istinaden Amedspor taraftarı maça alınmayacaktı.
Gerçekten Fenerbahçe yöneticisinin böyle bir talebi oldu mu? Olduysa neden? Bir açıklama yok.
“Bu kadar keyfi bir karar hukuk devletinde alınır mı” diye artık sormaya bile gerek yok. “Hukuk” memlekette çoktan “bekleme odasına” alındığı için görevi maçların güvenlik içinde oynanmasını sağlamak olan kurul bile maça rakip takımın seyircisini almayız olur biter havasına girmiş durumda.
Bütün bu manzara ortadayken, hâlâ memleket futbolunun marka değerinden konuşanları dinledikçe sizi de bir gülme almıyor mu?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa