Propaganda ve meta-propaganda: Kısa bir giriş
Geçen hafta Anadolu Ajansı ‘Kara Propaganda Türkiye’de tutmuyor’ başlıklı bir haber yayımlandı. Haberde, Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni ve Star Gazetesi Yazarı Hasan Öztürk, kara propagandanın, Türkiye’de tuttuğu sanılsa da hiçbir zaman toplumu dönüştüremediğini söylüyordu. Hasan Öztürk, ‘Cumhuriyet gazetesi devletin içine sızmış paralel yapıyla ve FETÖ etkisi altındaki tüm yapılarla hareket ediyor’ diyordu. Cumhuriyet’in Gül-Erdoğan görüşmesi hakkındaki haberinden epey müteessir olan Öztürk’ün bir diğer rahatsızlığı da gazetenin Demirtaş’ın Sur çağrısına sayfalarında yer vermiş olmasıydı. Zaten Can Dündar da Gezi zamanı provokatif bir tavır sergilemişti. Ama Öztürk’ün sözlerine göre, Türkiye’nin karnı bu kara propagandaya toktu. Yine de, habercilik ve propaganda konusu önemliydi. Anadolu Ajansı muhabirleri Gazi Üniversitesi hocalarından aldıkları görüşlerle propaganda neden yapılmamalı, nelere dikkat edilmeli konularını detaylandırıyordu. Gazi İletişim Fakültesi Dekanı Zakir Avşar Ortadoğu yangınından ve Türkiye’ye sıçratılmak istenen olaylardan dem vuruyor ve özellikle de haber mecraları çok dikkatli haber yapmalı diyordu. Terör örgütleri hakkındaki haberler en çok önemsenmesi gereken konuydu. Hocanın deyimiyle ‘mutlaka ve mutlaka editoryal kontrolün en üst seviyeye çıkarıldığı habercilik anlayışının benimsenmesi’ gerekiyordu. Zira haberlerde yapılan terör örgütü propagandası kontrol altına alınmalıydı.
Propaganda kelimesini son zamanlarda ne kadar çok duyuyoruz. Propaganda, TMK’den temellenen ve güç alan ama ondan bağımsız olarak da gündelik yaşamda, dilde işleyen ve suçlamaya, işaret etmeye, hedef göstermeye yarayan bir ötekileştirme aracı olarak sıklıkla karşımıza çıkıyor. Akademisyenlerin imzaladığı barış bildirisi terör örgütü propagandası, imc TV’nin yayınları terör örgütü propagandası, Cumhuriyet gazetesinin başlıkları terör örgütü propagandası, gözaltına alınan gazetecilerin haber notları terör örgütü propagandası... Örnekler kolaylıkla çoğalabilir, çeşitlenebilir. AA’nın yukarıdaki metni ise meta-propaganda, yani propaganda hakkında propaganda kategorisinin bir örneği. Propaganda ile ilgili o kadar çok söylem üretiliyor ki propagandanın ne olduğu, neyin propaganda olarak algılanması gerektiği hakkında propagandist sözleri ve haberleri kaçınılmaz olarak artan bir biçimde duyuyoruz. Meta-propaganda marifetiyle propaganda sınırları ihtiyaca göre çiziliyor, o esnada da propaganda araç ve gereçleri de yukarıdaki örnekte olduğu gibi devreye sokuluyor.
PROPAGANDA: KISA BİR GİRİŞ
Kullanımı 17. yüzyıla kadar uzanan propaganda kelimesi, literatürde pek çok farklı biçimde tanımlanıyor. İletişim ve medya çalışmaları alanında rağbet edilen genel tanıma göre propaganda, algıları şekillendirmek, bilişi maniple etmek, davranışı yönlendirmek ve esas olarak propagandistin arzuladığı sonucu ortaya çıkarmak amacıyla girişilen maksatlı ve sistematik iletişim davranışlarını içeriyor. Burada maksatlı ve sistematik noktası önemli, çünkü propaganda dikkatli, kesin, metodolojik ve düzenli bir biçimde algıları yönetmeyi, davranışları yönlendirmeyi hedefliyor. İşte bu yüzden, propaganda örnekleri tarihsel gelişimleri göz önüne alınarak toplumsal bağlamları içinde ele alınmalı ve analiz edilmelidir.
Retorik propaganda araçlarının bazılarından söz etmek gerekirse, etiketleme (örn: teröristsin’), tartışma konusunun esasından dikkati dağıtmak üzere tartışmanın taraflarına kişisel saldırıda bulunma (Örn: ‘Saz çalmakla olmuyor’), olmayan bir neden-sonuç ilişkisi kurma ya da verili alma (Örn: ‘Tek başına iktidar olmazsak kötü şeyler olur’), farazi bir ikilem yaratma (Örn: ‘Ya sev ya terk et’), şeytanlaştırma, kutuplaştırma gibi sıklıkla kullanılanlardan bahsedebiliriz. Araçlar çok ve örnekler çok daha fazla.
AA’nın metnine dönecek olursak, Hasan Öztürk’ün kara propagandadan dem vurması çarpıcı. Kara propaganda her türlü aldatma mekanizmasını yaratıcı bir şekilde kullanan bir propaganda türüdür. Propagandist, farklı propaganda araç ve gereçlerini kombinleyerek ustalık sergilemektedir. Örneğin, kara propaganda Türkiye’de tutmaz, halk buna müsaade etmez demek, Cumhuriyet gazetesini propaganda yapmakla suçlayıp FETÖ etkisi altında diyerek etiketleyip şeytanlaştırırken, kendi kullandığı propaganda araçlarını meta-propaganda marifetiyle görülmez kılmaya çalışmaktadır.
Propaganda eleştirel bir gözle nasıl tespit edilir konusu detaylarıyla bir başka yazıya kalsın. AA’nın metninde örneğini gördüğümüz meta-propaganda yani propaganda hakkında propagandanın sadece bir propaganda aracı değil, tıpkı propaganda gibi sistematik, maksatlı bir manipülasyon girişimi olarak ele alınması ve bağlamına oturtulması gerektiğini şimdilik not edelim.
Evrensel'i Takip Et