İnadına newroz pîroz be!
Fotoğraf: Envato
Zor zamanlarımın en değerli desteği kitaplar olmuştur; yorgunsam dinlendirir, üzgünsem çeker alır başka bir evrene yerleştirir beni. Bir 21 Mart gününde daha bu evrende 57 yılı bitirip 58. yılıma başlıyorum. Her Newroz benim için yeni bir yıl, yeni mücadeleler demektir, kişisel olarak da... Anlaşılan bu yıl daha zorlu, daha mücadeleci geçecek, hepimiz için. Demek ki, daha çok okuma, daha çok dayanışma.
Bunca yıllık tanıklığımın en zor zamanları demek, sanırım yanlış olmaz son bir yıl içinde yaşananlar düşünülünce. Daha bu hafta sonu, İstanbul’un göbeğinde, İstiklal Caddesi’nde patlayan bomba ile Gever’de kimyasal silah kullanıldığı iddiaları birbirine karıştı, birkaç gün önce Ankara’nın göbeğinde patlayan bombanın akıttığı onca kan kuruyamadan. Ölümlerin acısı, iddiaların ürkütücülüğü yüreğimizi dağlarken, İstanbul’daki bombanın İsrailli bir turist kafilesine yakınlığı üzerine yapılan dehşet verici yorum tüylerimizi ürpertti. Yorumdaki pervasızlık, acımasızlık ve yorumu yapanın iktidar partisi ile ilişkisi, aynı günlerde çocukların cinsel istismara maruz kaldığı bir vakıfla, Ensar Vakfı ile iktidar partisinin karmaşık ilişkileri önümüze saçılıverdi peş peşe. Barış için sesini yükselten binlerce akademisyenden üçü seçilip, temel mantık derslerinden dahi nasibini almamış bir mahkeme kararıyla cezaevine gönderilirken, bu memleketin umut tazeleyen avukatları sabaha karşı evlerinden derdest edilip gözaltına alınırken, cinsel istismarı yapanla ilişkisini örtbas etme çabasındaki iktidar partisi ve onların Cumhurbaşkanı akademiden yargıya her köşeye, bucağa talimatlar yağdırmaya, bir mafya bozuntusu da onları korumaya devam ediyor.
Bu koşullarda okumaya daha bir şevkle sarıldığımı itiraf etmeliyim. Tam da Cizre tanıklığı günlerimde Kazım Gündoğan’ın 1938 tanıklıklarını derlediği “Keşiş’in Torunları Dersimli Ermeniler” kitabına başlamış, 78 yıl sonra bir başka yıkım ve katliam tanıklığının içinden geçerken soluksuz okumuştum. Ardından Afganistan kökenli çocuk hekimi bir yazar, Nadia Hashimi’nin Taliban sonrası Afganistan’daki dehşetten kaçan bir kadın ve çocuklarının Türkiye’den de geçen kaçış yollarında yaşadıklarını anlattığı ikinci romanını okuyup, biraz nefes almak için Henri Bergson’un Henri-IV Lisesinde 1891-1893 yılları arasında verdiği etik ve politika üzerine derslerine başladım. Yaşadıklarımız ve seçtiğim kitaplar kurduğum paralelliklerle öğretici olduğu kadar, bu kez biraz zorlayıcı da oldu doğrusu, Bergson’a kadar. Yükümlülük kavramı ile başlayan, yarar, duygu ve zihinsel ahlak ile diyalektik bağı kurduğu o derslere katılabilmeyi, günümüzün insanlarını katabilmeyi ne çok isterdim.
Kapitalizmin derin bir krizde olduğu şu günlerde, kendisiyle birlikte insanlığımızı da kemirirken gördüklerimiz yalnız bu memleket ile sınırlı değil ne yazık ki! Madrid’de Romanlara bozuk para atarak aşağıladığını zanneden, Roma’da evsiz bir kadının üzerine işeyen, okul tahtalarına nefret kusan, patlayan bombanın ardından hepsinin ölmesini dileyenlerin ortak paydası insanlık değerlerini yitirmiş olmaları. Bu kemirgene karşı mücadelenin temel taşlarından biri de değerlerimize sahip çıkarak dayanışmayı yükseltmek olmalı. O nedenle Barış için Akademisyenlerin sözü daha da önemli böylesi bir dönemde, Boğaziçi Üniversitesinin tutuklanan sevgili dostlarımız Esra Mungan, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy için yerlerinin üniversite olduğu hatırlatması, Chris Stephenson’ın sınır dışı edildikten sonra da öğrencileri ile buluşma inadı, Beyoğlu’da insanların korkmadıklarını, alışmayacaklarını haykırması çok kıymetli.
Dayanışma korkunun panzehiri, yeni bir güne açılan pencere. Ayrımsız, amasız yan yana durmalı. O zaman inadına, NEWROZ PÎROZ BE!
- Memoria 16 Ocak 2025 04:45
- Hoş gelmedin yeni yıl, bizsiz olmaz! 02 Ocak 2025 04:46
- Bir ödülün hikayesi 26 Aralık 2024 06:25
- Hüsnü Öndül, insan hakları mücadelesine armağandı... 19 Aralık 2024 04:45
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43