Dokunulmazlıklar mı, anayasa mı, bombalar mı?
Fotoğraf: Envato
Öncelik hangisinde? Dokunulmazlıkların kaldırılmasını mı gündem yapmalı, yeni anayasa ihtiyacını mı, birbiri peşi sıra patlatılmakta olan bombaları mı?
Türkiye nereden tutmalı? Türkiye halkı hangi yoldan yürümeli?
Hangi noktadayız? Ne yapıyoruz? Derdimiz ne? Neyi çözmeye uğraşıyoruz? Neyi çözmeye uğraşmalıyız?
Ortalıkta bombalardan geçilmiyor. Haftası dolmadan, Ankara Kızılay’ın ardından İstanbul İstiklal’de canlı bomba patlatıldı. Öncesi de var! Türkiye Suriye ya da Irak’a, İstanbul’la Ankara Halep’le Bağdat’a döndü dönecek. Güneydoğumuzunsa, Cizre’si, Sur’u, Nusaybin’i, Yüksekova’sıyla Gazze’den farkı yok! Rakamlar dejenere olup hükmünü yitirdi çoktan; cenazelerimiz onlarla, yaralılarımız yüzlerle sayılıyor artık.
Belki çoğumuz yakın zamana kadar “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demiyorduysak bile, aylar boyu sokağa çıkma yasakları ve tank ve toplar eşliğinde Kürt yurttaşlarımızın yaşadığı kentlerin harabeye döndürülüşünü etimizde-kemiğimizde hissetmiyorduk. Uzaktık belki, mesafeler vardı, Türklük Kürtlük farkı ve ayrımcılığı vardı; oralarda dökülen kan ve yaşanan ölümler belki etkiliyordu, ama yüreğimize oturmuyordu. Oysa hastaneye gidemeyen beş-on yaşında bebeler bile ölümle yüzleşiyorlardı Cizre’de ya da Sur’da! Şimdi, aynılaştırılması zorlanarak, benzer koşullar tümümüze dayatılıyor. Ankara’da işinde gücünde gençlerimiz ve yetişkinlerimizin belki her gün bekledikleri otobüs duraklarında, İstanbul’da hepimizin her gün gelip geçtiğimiz İstiklal Caddesi’nde kan ve ölümle yüzleştiriliyoruz artık. Ve “alışın” deniliyor: “Terörle yaşamaya alışın!”
Ölüm ülkenin her yanında kol gezmeye başladı. Bu noktadayız!
Nereden tutup düzelteceğiz?
Evlerimize kapanıp fırtınanın geçmesini beklemek -nitekim İstiklal bombasının ardından ilk insani tepki sokakların ve AVM türü kalabalık mekanların boşaltılması oldu. Çözüm olamayacağı kesin.
Peki, yeni Anayasa yaparak mı işin içinden çıkmalıyız, çıkabilir miyiz? Rejim değişikliğiyle mi? Sn. C.Bşk.’nın dediği gibi “bekleme odası”na alınmış parlamenter rejim yerine başkanlık sistemine geçerek mi? AKP’nin yapmaya çalıştığı bu. Böylelikle “istikrar gelir”, “Türkiye daha iyi yönetilir” iddiasında! Kısa vadeli çözümü ise, AKP, “terör tanımının yenilenmesi”nde, “akademisyenlerle gazetecilik ve vekillerin” de ellerine silah almasalar bile “terör örgütü ağzıyla konuşuyorlar” gerekçesiyle “terörist sayılması”nda ve “dokunulmazlıkların kaldırılması”nda görüyor.
Ve bir de Suriye sorununun Suriye içinde “güvenlikli bölge” vb. tesisiyle “çözülmesi”nde! Oysa, bir -TIR’larla İslamcı terör örgütlerine destek verilerek, eğitim ve üs sağlanarak, Rus uçağı düşürülerek…- buradan gerildi Türkiye, bir de içeride savaşa başvurularak.
7 Haziran’dan çıkılmıştı, olmaz dendi. Anlaşılmıştı ki, anayasanın yenilenmesi yatıyordu, başkanlık falan olmayacak, rejim eskisi gibi kalacaktı. Dışarıda, barışa boş verilip, yayılmacılıkla, çoktan Suriye ve Irak’ın içişlerine el atılmıştı. İçeride de tetiğe basıldı.
Ve bombalar.. Bombalar…
Anayasayı değiştirerek ya da dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla mı kurtulacağız bombalardan ve ölümlerden? Ama Suriye yayılmacılığının yanı sıra anayasa değişikliğiyle amaçlanan rejim değişikliği politikalarının bedeli değil mi memleketin huzurunun kaçması? Ne istikrarı? Bizzat AKP ve “başkanlık sistemi” zorlamasının “istikrarsızlık” unsuru olduğunu yaşayarak, -sanki başkanlık kutlamasının havai fişekleri gibi- patlatılmakta olan bunca bombayla görmüyor muyuz?
Bombalarıyla terörden kurtuluşu da kapsayan, tüm haksızlık, adaletsizlik ve özgürlüksüzlükten çıkışın ilk adımı olarak, çözüm, ayrımsız hepimizin eşit haklara sahip insanlar olduğumuzun kabulünde, demokratikleşmededir! İçeride ve dışarıda silah ve savaşta değil, barıştadır!
Evet, insanlık suçu olan teröre karşı birleşilmelidir. Birlik, ama tüm haksızlık ve adaletsizliklere de karşı olmalı, “ya bendensin ya terörden yana” türü dayatmacı değil, barışı ve hak eşitliğini esas alan demokratik bir birlik olmalıdır.
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02