23 Mart 2016 00:55

Nasıl bir savaş?

Nasıl bir savaş?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çok eski çağlardan günümüze, savaş bir sanat ve bilim olarak da tanımlanmıştır. Orduların yapıları, savaşma usulleri, silah teknolojisi, taktik ve strateji, askeri istihbarat, asker eğitim vs. özel olarak kafa yorulan, yöntemler ve teoriler geliştirilen alanlar olmuştur. Bütün bu zamanlar boyunca savaş, devletler ve ordular arasında cereyan eden bir mücadele biçimi olarak ele alınmış, ünlü deyişte söylendiği gibi, ‘Politikanın başka araçlarla devamı’ kabul edilmiştir.

Bu çerçevede sabotaj ve suikastlar genel savaşın bir parçası, yan unsurları olarak değerlendirilmiştir.

Paris, Ankara, İstanbul ve Brüksel’de patlayan bombalar artık bu çerçeveyi geçersiz kılmaktadır. Devletler ve ordular arasındaki savaş şimdi, silahlı örgütlerin sivil halka karşı saldırıyı araç olarak kullandığı ‘kural ve teori dışı’ bir savaş halini almıştır. Klasik teorileri, taktik-strateji ‘sanatını’, silah teknolojisi ve ‘bilimini’ ezberlemiş kurmayları ‘işsiz’ bırakan yeni bir durumdur bu.

Bunun bir gelişme aşaması olmadığı açıktır. En ilkel usullere, en geri savaşma zihniyetine dönmüş bir düşman söz konusudur çünkü. Orduların karşı karşıya olduğu savaş alanlarını yöneten generaller, metroları, caddeleri, sivil hava alanlarını ‘Görünmeyen bir düşmana karşı’ hangi yüksek strateji bilgisiyle savunacaklarını bilememektedir.

Bir başka ‘yeni durum’, belirsizliğin bir silah olarak devreye sokulmuş olmasıdır. Savaşın planlanması, karşılıklı olarak belli bir ‘şablon’ üzerinden akıl yürüteceği varsayılan düşmana karşı yapılır. Burada ise, kalıplar, yerleşik usuller, kitabi strateji ve taktikler geçersizdir. Zamanı, mekanı, gelişme eğilimleri bilinmeyen bir savaşın yönetilebilmesi, eski usullerle mümkün değildir. Her şeyin önceden az çok bilindiği bir çatışmaya göre eğitilmiş kurmaylar, her şeyin belirsiz olduğu bir zeminde hareket etmeyi başaramazlar. 

Bu bir dönem ‘gayrinizami harp’ olarak adlandırılmış olan gerilla ve kontrgerilla arasındaki savaştan da farklıdır. Amerikalıların ‘50’li ‘60’lı yılların dünya koşullarına göre geliştirdikleri ‘sahra talimnamesi’ burada işlemez!

Oysa ne gariptir ki, ortaya çıkan bütün bu karmaşanın ‘yönlendirici’ etkenlerinden birisi hiç kuşkusuz Sahra Talimnamesi’dir. Zira bu ‘çok gizli’ kitapçıktır. Çünkü Afganistan’dan başlayarak bu yol gösterici çalışmaya uygun olarak silahlı İslamcı gruplar oluşturulmuş, eğitilmiş ve dünya çapında yaygınlaştırılarak yedek güç olarak hazırlanmışlardır. 

Denetlenemez biçimde ortaya salınan bu grupların engellenemeyen eylemlerinin kaynağında, ‘İslamcı Cihat’ kavramını ‘komünizme karşı savaş’ içinde yücelten ve besleyen gayrinizami harp kurmaylarının bulunduğunu, en başta kendileri, herkes biliyor. 

Şimdi oturup saçınızı başınızı yolun, bu nasıl savaş diyerek!

Ahlaksızlığı, vicdansızlığı, kuralsızlığı öğreten kitaplar yazarken düşünseydiniz!

Bu ilkel ve vahşi zebani sürüsünü dünyanın başına bela edenler, hayatını kaybeden her sivilin kanından da sorumludur. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa