Taşeronun yasaklanması için tek seçenek mücadele!
Başbakan Davutoğlu, 22 Mart 2016 günü öğleden sonra “Asıl işlerde çalışan personelimizi kamuya alıyoruz. Ayrıca, yardımcı işlerde çalışan kardeşlerimizi de kamuya almayı kararlaştırdık. Böylece ister asıl iş olsun, ister yardımcı iş olsun, dışarıda kalan tek bir taşeron işçisi kalmayacak” diyerek taşeron işçilere verdikleri seçim vaadini de yerine getirdiklerini, son günlerde kendine pek yakıştırdığı anlaşılan “hodri meydancı” üslubuyla açıkladı. Başbakanın bu açıklamasını duyan taşeron çalışanı işçiler, “Ohhh, nihayet hükümet bizi de aklına getirdi!” diye sevinirken hükümetle içli dışlı hareket etmeyi sendikacılık sanan sendikacılar da Hükümete verdikleri desteklerin ne kadar haklı olduğunu söylemek için son hazırlıklarına başladılar.
Ama aynı gün, daha “yatsı ezanı” okunmadan kameraların karşısına geçen Maliye Bakanı Naci Ağbal; Başbakana “Hadi canım ne taşeronun kaldırılması ne kadrosu; biz tüm kamuyu taşerona dönüştürmek üzere bir düzenleme yapıyoruz. ‘Özel sözleşmeli personel statüsü’ adı altında artık kamu taşeron olacak!” diyen bir açıklamayla Davutoğlu’nun yaktığı “umut mumunu” daha yatsıya varmadan söndürdü!
Başbakana inanıp, “Taşeron kalkıyor” diye sevinen işçinin sevinci yüzünde dondu; “Bak biz Hükümeti desteklerken doğru yapmışız” demeye hazırlanan sınıf iş birlikçisi sendika bürokratının hevesi kursağında kaldı!
BİR ‘KARŞI REFORM’ DAHA!
Gazetemizin okurlarının da bildiği gibi, sermaye hükümetleri ne zaman “reform”dan söz etse, Evrensel, “Eyvah yine reform diyorlar” demiştir. Gelmiş geçmiş sermaye hükümetlerinin en sermaye yanlısı olan AKP Hükümeti ise, 15 yıla yaklaşan iktidarında, “karşı reform”da “doktora yapmış” bir hükümet olduğunu kanıtlamıştır. Nitekim Davutoğlu 62. Hükümetin “2016 Eylem Programı”nı “reform programı” olarak ilan ettiğinde Evrensel haberi, “Eyvah yine reform dedi” diye vermişti.
Çünkü sermaye hükümetleri ne zaman “reform”dan söz etse “iyileştirme” anlamına gelen “reform”, patronlar için reformdur ama işçiler emekçiler için “karşı reform”dur; “kötüleştirme”dir! Bunun bir tek istisnası yoktur.
Bu yüzden de Evrensel’in ya da sınıf bilinçli işçinin, Hükümetlerin “reform” demesinden, “Yine karşı reform yapacaklar, kazanılmış haklarımızın bir kaçını daha kaldıracaklar” diyerek sınıfı uyandırmak için harekete geçmesi bir “art niyet”, “ön yargı” ya da “müzmin muhalefet” olduğu için değildir. Tersine Evrensel ve sınıf bilinçli işçiler, sermaye hükümetlerinin “fıtratı”nda işçinin, emekçinin lehine hareket edecek bir özellik olmadığını bildikleri için yüzlerce yıllık sınıf mücadelesinin bunu kanıtladığını gördükleri için onlar “reform” dediklerinde bir “karşı reform” yapacaklarını anlamaktadırlar. Şimdi “taşeronun kaldırılması” sorununda da, tam da böyle, Hükümetin “çok önemli bir reform” diye sunduğu düzenlemeden tam bir “karşı reform” çıkmıştır!
YA MÜCADELE YA ZİLLET!
Hükümet bu karşı reform yasa tasarısı üstündeki çalışmasını tamamlamıştır ve önümüzdeki günlerde bu tasarının Meclise sunulması beklenmektedir.
Taşeronun yasaklanması mücadelesiyle Meclis gündemindeki “özel istihdam büroları ve kiralık işçilik”le ilgili yasa birbiriyle sıkı ilişkilidir. Dahası “kıdem tazminatı” sorunu ve 657 sayılı Yasa’daki kamu emekçisinin iş güvencesi de şimdi “Taşeron çalışmasının yasaklanması” mücadelesi ve “kiralık işçilik”le daha çok ve daha yakından bağlanmıştır.
Sınıfın temel haklarına yönelik sermaye saldırısı “şişenin boğazı”nda birbirinin içine geçmiştir. Mücadele de öyle!
Bu yüzden de bugüne kadar “Taşeronun yasaklanması” için pek çok mücadele vermiş işçilerin ve sınıftan yana sendikacıların 20 yıllık “Taşeron çalışmasının yasaklanması” mücadelesinin finalinde galip çıkmak içen harekete geçmeleri tek seçenektir. Bu yüzden Hükümetten artık bir beklentinin olmaması gerekir. Hükümetin tasarısını “ehvenişer” görerek mücadeleden geri durmak elbette ki sınıf hainliğidir.
Elbette ki Hükümetin düzenlemesinin içeriği, işçilerin aydınlatılması için tartışılmaya devam edilecektir. Ama bundan daha önemlisi mücadele için sınıfının bütün diri güçlerinin birleştirilmesi için inisiyatif alınması; harekete geçilmesidir. Ve bunun için de öyle uzun bir zaman yoktur. Tersine herkesin kendi alanından mücadeleye yönelirken, mücadele edildiği ölçüde birliğin sağlanacağı bilinciyle hareket etmesi belirleyici önemde olacaktır.
Artık bu mücadelenin sonucunu belirleyecek olan sahneye çıkan karşıt güçlerin mücadelesi olacaktır!
Çünkü ya işçiler emekçiler ayağa kalkıp haklarını savunacak ya da sermayenin ve hükümetinin işçilere layık gördüğü zillete boyun eğeceklerdir!
Sendikalara, emek örgütlerine, mücadeleci sendikacılara ve her sektörden işçilere, kamu emekçilerine duyurulur!
‘Özel sözleşmeli personel’ değil de sanki genel müdür atayacaklar!
Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’nun iki hafta içerisinde Meclise geleceğini açıkladığı düzenlemeyle, Hükümet pek çok yükümlülükten birden kurtulmayı amaçlıyor.
Hükümetin bu “karşı reform”dan amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:
1- Kamuda taşeron çalışmanın AKP döneminde kat kat arttığının üzerini örtmek.
2- Seçim öncesi verdiği kadro vaadinin hesabının sorulmasını önlemek.
3- Asıl işi yapan taşeron işçilerin geçmişe dönük kıdem tazminatı vb. haklarının bütçede yaratacağı mali yükü sıfırlamak
4- Alımlarda mülakat yöntemini kullanarak yeni bir siyasi rant alanı yaratmak.
5- Kamuda “özel sözleşmeli personel” adı altında yeni bir istihdam modeli yaratarak, tüm kamu çalışanlarını taşeron işçiler gibi düşük ücretli ve güvencesiz çalıştırmak.
Hükümetin hazırladığı tasarıya göre bugün bir taşeron işçisinin “özel sözleşmeli personel” olabilmesi için şu şartlara uyması gerekiyor:
1- 1 Kasım 2015’ten önce işe girmesi ve halen çalışmaya devam etmesi.
2- Emekli aylığı almaya hak kazanmamış olması.
3- 65 yaşını doldurmamış olması.
4- Tam zamanlı işlerde istihdam edilmiş olması.
5- 12 ay boyunca görev yapıyor olması.
6- Devlet memurluğuna atanmak için aranan şartları taşıması.
7- “Devlet memuru olmanın gerektirdiği güvenlik araştırmaları”nda sorun yaşamaması.
8- Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde çalışması.
9- Anahtar teslim götürü hizmetlerde çalışmaması.
10- Taşeron sözleşmesinde kaç personelin çalışması gerektiğinin belirtilmesi.
11- Gerekli bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını belirlemeye yönelik sınavı kazanması!
Evrensel'i Takip Et