Obama, Erdoğan ve kolaycılık…
Fotoğraf: Envato
Şu Amerika’yla Türkiye’nin arası nasıldır, bir türlü karar verilemiyor! Bir gün “iyi”, bir gün “berbat” deniyor.
Önce “görüşme olacak-olmayacak” çekişmesi yaşandı. Sorun olduğu belliydi. Gerek iç gerekse dış politikaya dair Amerikan ve Türk tutumları arasındaki makas açıklığı cümle alemin malumu.
Kasım’da seçimlerine giderken “demokrat” Obama, kendi yerine aday H. Clinton’un işini zorlaştırmamak için, Amerikan kamuoyuna, demokrasiyle problemli “otoriter” Erdoğan’la birlikte poz vermeyi tercih etmiyordu. Başlıca farklılıklardan biri olan PYD konusundaysa Erdoğan ABD’deyken yeni bir gelişme olmuş ve Amerikan hava desteğiyle PYD “kırmızı çizgi” Fırat’ın batısına geçerek Mümbiç’e doğru ilerlemeye başlamıştı. Farklılık, Türkiye’ye rağmen uygulamaya konuyor ve ABD Türkiye ile sözle değil eylemle tartışıyordu artık.
Görüşülecek bir şey var mıydı tartışılırdı, ama sonunda görüşüldü. Görüşme sonrasında, tartışmalı 98 km.’lik sınır bölgesine yönelik Amerikan-PYD (SDG) “ortak harekatı” sürmekteyken, Erdoğan, “DAEŞ’le mücadele için ABD’ye 1800 ılımlı muhalifin ismini verdik, 600 daha vereceğiz. Dolayısıyla ABD’nin artık bahanesi olamaz” açıklamasını yaptı. “Ilımlı” teröristlerinin isimleri verilmişti verilmesine, ama IŞİD’e karşı operasyon için ne bu isimler beklenmiş ne de bu sözde “ılımlılar” tercih edilmiş, tersine “tartışılacak şey yok” tutumuyla PYD ile yürünmüştü!
Dış politikada böyleyken, iç politikaya ilişkin, herhalde ilk kez bir ABD Başkanı, bir başka ülke “Başkanı”nı bunca açık hedef alan bir açıklama yaptı. Erdoğan “Üzüldüm, bana o türden şeyler söylenmiş değil. Kaldı ki, basın üzerinden konuşmayacaktık” deme durumunda kaldı.
Obama, “Türkiye geçmişi eskiye dayanan ve stratejik ilişkimiz olan bir ülke” deyip yönetimiyle Türkiye’yi ayırmış, eleştiri/suçlama, isim vererek doğrudan Erdoğan’a yöneltilmişti: “Makamına demokrasi sözü vererek geldi. Türkiye’de benim rahatsız olduğum bazı eğilimlerin olduğu sır değil. Ben basın özgürlüğüne, dini özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye güçlü bir şekilde inanan biriyim. Erdoğan’ın demokratik bir süreçle üst üste seçildiğine şüphe yok. Ama basına karşı benimsedikleri yaklaşımın Türkiye’yi çok rahatsız edici bir yola sürükleyebileceğine inanıyorum. Bunu Erdoğan’a söyledim.”
Türkiye kapitalizmi artık yeterince dünya kapitalizmine entegre olmuştu ve sadece M. Cengizlerle N. Özdemir ve Limak’ının değil, bütün kapitalistlerin kapitalizmiydi. Koçlar ve Sabancılarla Doğanların, Boydak ve İpek/Kozaların da olduğu kadar Morganlarla Rockefellerlerin de. Dolayısıyla Obama Türkiye ile ilgili kararların da yalnızca Erdoğan ve keyfine bırakılamayacağını, ama kendisini de ilgilendirdiğini düşünmekteydi. Kapitalizmin sınırları sınır kabul edildiğinde, böyleydi! O zaman sadece basın özgürlüğü değil, genel “demokrasi” yuvarlamasıyla keyfilik göndermesi ve el konulan şirket ve gazetelerle ilgili “mülkiyet hakkı” ya da başlıca bunları kapsayarak “hukukun üstünlüğü” de Obama’nın diline yapışıvermekteydi.
Obama’nın peşinde olduğu emperyalist çıkarları var, hangi sözcüklerle dile getirirse getirsin, masada olan bu çıkarlar. Ve bu çıkarların Türkiye halkına 5 kuruşluk hayrı yok. Ne demokrasi getirir ne demokrasi mücadelesinin önünü açar. O halde yapılması gereken “işimize bakmak”, halkı birleştirmek, ama katiyen Amerika ya da başkasından medet ummamak!
Bir de şunu bilmek: Obama “Erdoğan’ın üst üste seçildiğine şüphe yok” da diyor. O nedenle, medet umuculuğa bağlanacak kolaycılıkla Kadri Gürsel ve Aslı Aydıntaşbaş gibi, “ABD Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok öncesinden gözden çıkardı” tespitini yapmamakta fayda var! “Çıkardı”ysa, yerine koyacak kimseyi buldu da mı “çıkardı”? Hayır! Bu tartışmalı “özel” ilişki o nedenle hâlâ sürüyor!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02