Midnight Special: 'Zor günler'

Festivallerin başlamak için ille de törenlere ihtiyacı yok elbette. Kırmızı halı, gösterilecek filmlerden klipler, sinemayı ve hayalleri öven konuşmalar, sansüre ve yıkımlara karşı sloganlar gibi dikkati toplayan unsurlar, bu sene olmadı mesela. Çarşamba akşamı, iki salonda, Atlas ve Rexx’te açılış filmi Midnight Special’ın gösterimi yapıldı sadece. Atlas Sinemasında filmden önce, festivale yıllardır emek veren, bu yıl direktörlüğünü üstlenen Kerem Ayan kısa bir konuşma yaptı. “Zor günler” diye kısa bir gönderme yaptı, herkesin bildiği ama konuşmadığı törenin iptal olması gerekçesine. Tören olmasa da filmlerle seyircileri buluşturmaktan vazgeçmediklerini söyledi. Neredeyse dolu, sessiz sakin selamlaşmalara sahne olan, epey buruk salon, alkışladı ve festival bu filmle başladı. On gün “zor günlerden” çalınacak, düşlere tutunulacak, gerçekler kurcalanacak.
Midnight Special, Berlin’de ana yarışmada yer alan ABD yapımı gerilim–bilim kurgu kırması bir film. Kahramanı Alton, ne olduğunu tam bilmediğimiz özel güçleri olan bir çocuktur. Enteresan bir tarikat tarafından kapılmıştır. Bir yandan “federaller” ve bilumum ajanlar peşine düşmüştür. Tarikat tayfası onu bir kurtarıcı, devlet bir silah olarak görmektedir. Çocuğun ne olduğu ve ne yapabildiği ancak filmin sonuna doğru adım adım ortaya çıkacaktır. Ama babası ve arkadaşı tarafından kaçırılan Alton küçük bir tüyo verir; Süpermen ve Kriptonit hakkında sorular sorarak. Çocuğun garip güçlerinin değil de, onlar karşısında verilen tepkilerin filmidir bu; tuhaf inançlar etrafında örgütlenenler, askeri önlemler alıp deneyler yapmak isteyenler, çocuğu için endişelenen, elinden geleni yapmaya hazır anne baba...
İçinde yaşadığımız karanlık çağı işaret eden “zor günler” lafını akla getiriyor, göklerden yağan ateşler. Sadece o değil, filmin bütününe karanlık ve gerilimli bir atmosfer hakim, aslında gücünü oradan alıyor denebilir. Yoksa o karanlık biraz dağılınca tutarsız ve ne olduğu anlaşılamayan hikayesi kolayca ortaya çıkıverir. Belirsizlik dolu kaçış için bir çanta hazırlanmış da, ilginç olabilecek ne varsa doluşturulmuş gibi. Tarikatın filmin başında önemli yer tutup, giderek çocuk hakkında gerçeği öğrendikçe bir daha anılmaması, bundan ileri geliyor.
Yönetmenin önceki filmi Sığınak, bir miktar benzer bir gerilime sahipti: Dünyanın sonu ile takıntılı adam bir sığınak inşa ederken, aile içinde yaşanan gerilime dikkat çekiyordu. Ona ikna olan seyirciyi ikna etmeye, Michael Shannon’un Sığınak’takine benzeyen karakterinin manidar bakışları da yetmeyebilir. Ulusal Güvenlik Ajansı NSA için çalışan ilginç uzmanı oynayan Adam Driver’ın kattığı komedi havasıyla, belki.
Film adını bir Amerikan halk şarkısından alıyor, sözlerinde ışıklar saçılıyor. O da adını, bir gece treninden...
Midnight Special’ın kalan tek gösterimi bugün 19.00’da Atlas’ta.