Hayyam’ ın dörtlükleri
Önceki yazımda Ömer Hayyam’ dan söz ettim.
Sabahattin Eyüboğlu’ nun hepimizin anlayacağı duru Türkçesiyle aktardığı dörtlüklerinden, rubailerinden…
Onlardan söz edip de onları sizinle paylaşmamak olur mu?
Bu yanlışlığımı şimdi düzelteceğim. Yaptığım küçücük bir seçkiyi aktaracağım.
Bakın, görün, bu günkü beğeninizle bile nasıl yakın gelecekler size. Ayrıca günümüzle kimi koşutluklar saptarsanız o da sizin bileceğiniz siz.
İşte benim küçücük seçkim:
Felek ne cömert aşağılık insanlara!
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmayan adama ekmek yok:
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduğun kerpiç yok mu, kerpiç?
Ya bir şah kafasıdır ya da vezir eli!
Bir geldi mi derin ölüm uykusu,
Biter bu dünyanın dedikodusu.
Ölenden bir haber beklerler insanlar:
Ne söylesin. Bilmez ki ne olduğunu!
Ferman sende, ama güzel yaşamak bizde:
Senden ayığız bu sarhoş halimizle.
Sen insan kanı içersin, biz üzüm kanı:
İnsaf be sultanım, kötülük hangimizde?
Girme şu alçakların hizmetine:
Konma sinek gibi pislik üstüne.
İki günde bir somun ye, ne olur!
Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde.
Dedim: Artık bilgiden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin.
Evrensel'i Takip Et