Bataklık neresi: Vatikan çocuklara tecavüze ortam hazırlıyor
Fotoğraf: Envato
Çocuk suçları ve tacizleri, ahlaken ağır sözlerle kınanan ancak ne yazık ki pratikte çoğu kez örtbas edilen, bu süreçte mağdurun onlarca kez daha mağdur olduğu, neredeyse mağdurun yargılandığı yaygın bir suç türünü oluşturmaktadır.
Sadece taciz ve tecavüze uğramakla değil idari ve adli süreçte de en çok bu çocuklar örselenmekte, başka bir deyimle farklı düzeylerde tekrar tekrar mobbinge de uğramakta, tacizin etkilerine maruz bırakılmaktadır.
İdari ve adli süreçte, soruşturma ve yargılamalarda onlarca, bazen yüzlerce kez muayeneye-bilirkişiye çağrılma, tekrar tekrar adli tıbba gönderilme, ifadesine başvurma ve duruşma süreci yaşanmakta, aradan yıllar geçmesine rağmen bir türlü davalar sonuçlandırılmamakta, sonuçta tacizin adli sürecindeki en ağır ezimlerini de maalesef tacize uğrayan çocuklar ve onların anneleri yaşamaktadır.
Bu süreçte tedavi yerine çocuğun bu durumu reklam edilmiş olmakta ve daha kapsamlı ve sürekli yetişkin tacizlerinin, fuhşun, çocuk gelinlerin, zorla evliliklerin önü ve yolu açılmaktadır.
Güncel duruma dönersek, Ensar veya dini eğitim odaklı yurtlar, yatılı Kur’an kursları, çocuklar açısından çeşitli risk, tehdit ve maalesef taciz vakaları için ortam oluşturmaktadır. Dini duygularla toplanan çocuklar pratikte hem dinin hem de bizzat çocukların istismarına dönüşebilmektedir.
Ensar veya imam hatip mezunları dernekleri, Diyanet Vakfı, dini vakıf ve derneklere Batı’dan örnek verilirse en yaygını Katolik manastırlarıdır. Katoliklik, belki İslam’dan da daha ağır şekilde cinselliği, sevişmeyi, cinsel hazları “ahlaksızca” bulurken, normalini reddederken belki de anormaline, tacize daha fazla ortam hazırlayabiliyor.
Kiliseye yönelik 1990’lardan bu yana çocuk tacizleri olayları gündeme geliyor. Taciz vakalarının binleri aştığı, rahiplerin bir kısmının ciddi çocuk pornografisi, çocuk tacizi ve çocuk tecavüzü vakalarına karıştığı ileri sürülüyor. Bu yönde itiraf ve şikayetler bulunuyor. Vatikan da doğrudan dolaylı bu tür vakaların yaşandığını doğruluyor, komisyonlar kuruyor.
BM Çocuk Hakları Komitesi 2014 şubatında açıkladığı raporla, Vatikan’ın çocuk istismarına ve tacizlerine yönelik gerekli ve yeterli önlemleri almadığını, çocukları manastırlarda toplayıp gerekli tedbirleri almamakla çocuk tacizlerine bir tür ortam hazırladığını açıkladı.
“Rahiplerin çocuklarla temas halinde olduğu birçok ülkede çocuklar, cinsel istismar riskiyle karşı karşıya kalıyor” tespitinde bulunulan raporda BM Çocuk Hakları Komitesinin (UNCRC) Vatikan’a yönelik eleştiri ve talepler özetle şu şekildeydi:
n Çocuklara karşı işlenen suçlara dair mevzuatın istisnasız uygulanması,
n Sınır aşan suçlara (çocuk pornografisi vb.) karşı gerekli önlemlerin alınması,
n Çocuklara karşı işlenen suçlara dair uluslararası kodlamalara uygun verilerin düzenli ve düzgün bir şekilde tutulması,
n Çocuklara karşı işlenen suçlara karşı alınan tedbirlerin ve uygulamaların düzgün ve düzenli bir şekilde raporlanması,
n Çocuklara karşı suç işleyenlerin ilgili kurumlardan uzaklaştırılması ve gerekli yaptırımlara çarptırılması.
Türkiye’deki durum çok daha vahim bulunuyor. Daha en başından çoğu “kaçak ev” şeklindeki yatılı Kur’an kursları veya dini yurtlar herkesin bildiği ancak hiç kimsenin görmediği ve sorumluluk almadığı gri bir yaşam alanını oluşturuyor.
Kaçak yurtların, kaçak evlerin, kayıt dışı çalışanların, kayıt dışı din adamlarının, kayıt dışı din öğretmenlerinin kayıt dışı çocuklara yaptıklarının kayda alınması zaten mümkün olmuyor.
Çocuklara başta Cumhurbaşkanı, Başbakanı, bakanı, valisi, müdürü olmak üzere tüm toplumun gözleri önünde neler yapılıyor? Başlıca sorumlusu kim, silsile olarak sorumluları kimler? Tecavüzcüleri örtbas etmeden tecavüze ortam sağlayanlar sorusunu tekrar tekrar sormak ve bunları bulmak gerekiyor.
Tecavüzleri örtbas etme arayışının neleri örtbas etmeye uğraştığını tekrar tekrar sormak gerekiyor.
Tek tek vakaların üzerine en ciddi şekilde gidilmesi şart. Dahası töre cinayetlerinin, çocuk tacizlerinin bu denli yaygınlığının kaynakları nelerdir, bu tek tek vakaların yaşanmasına, bu kadar çok tacizin ve töre cinayetinin yaşanmasına kimler, hangi faktör ve koşullar yol açıyor, ana sorun bu.
Bataklık neresi?
UNCRC Raporu: “Rahiplerin çocuklarla temas halinde olduğu birçok ülkede çocuklar, cinsel istismar riskiyle karşı karşıya kalıyor.”
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15