20 Nisan 2016 00:55

Kılıçdaroğlu’nun önünde hâlâ kişilikli bir seçenek var

Kılıçdaroğlu’nun önünde hâlâ kişilikli bir seçenek var

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP’nin dokunulmazlıkların kaldırılması teklifiyle ilgili sürecin bugün geldiği boyut, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sayesinde, AKP kurmaylarının bile umut ettiklerinin ötesindedir. 

AKP kurmayları, aslolarak “HDP’nin belini kırma” hesabıyla gündeme getirdikleri dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili anayasa değişikliği tekliflerini, kendi vekil sayıları ile MHP’nin vekil sayılarının toplamı 367’yi bulamadığı için referandumu en mümkün şık olarak görüyorlardı. 

Ancak Kılıçdaroğlu, muhtemelen çatışmalı bir ortamın baskısı altında AKP kurmaylarının CHP’yi, HDP’lileri kurtararak PKK’ye destek vermekle suçlama ihtimalinden korktu. Ya da iddia edildiği gibi Genelkurmaydan aldığı brifing sonucu ‘evet’ demeye karar verdi. Kılıçdaroğlu’yu “Anayasa’ya aykırı ama biz dokunulmazlıkların kaldırılması için ‘evet’ oyu vereceğiz” demeye iten gerekçe herhalde bunlar olabilir.

Peki bu günlük siyasi kaygılar dışında anayasa felsefesi bakımından ne anlama geliyor? 

DİHA bunu konunun önemli hocalarından birine, Prof. Dr. Levent Köker’e sormuş. Köker, Evrensel’in de önceki gün yer verdiği röportajda Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bu düzenleme Anayasa’ya aykırı ama biz destek vereceğiz” açıklamasını, “Bu her şeyin iflası demek” sözleri ile değerlendiriyor. Köker, Mecliste kanunların adalet ve Anayasa Komisyonundan geçmesi gerektiğini belirterek şöyle devam ediyor: “Hem adalet ve Anayasa Komisyonunun görevi nedir, yapılacak bir kanunun Anayasa ve hukuka uygun olup olmadığını denetlemektir. Peki Anayasa’ya aykırı bu düzenlemeyi nasıl kabul edecekler? Bile bile hukuka aykırı anayasa değişikliği nasıl kabul edilir?” 

Köker, söylediklerini devamında da şöyle açıyor: “Ana muhalefet partisi bunun Anayasa’ya aykırı olduğunu biliyor. İktidar da biliyor. Ancak bunu bu haliyle kabul etmek çok büyük zarar veriyor. Bütün siyasi birikimimiz tahrip ediliyor. Bu düzenleme 1994 yılındaki hukuksuzluğun da ötesine geçiyor. O zaman hiç değilse milletvekillerinin dokunulmazlıkları teker teker kaldırılmıştı. Bu konuda ana muhalefet partisinin Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen destek vereceğiz sözlerini çok vahim buluyorum. Ana muhalefet partisinin yeri göğü inletmesi gerekiyor.”

Hukukun en temel kriterlerinden biri olan, “Yargılamanın geriye dönük yürütülemeyeceği” hükmünün de çiğnendiğini belirten Köker, devamla şunları söylüyor: “Sonradan kaldırıp yargılamayı yapmak istiyorsunuz. Oysa kanunlar geriye yürümez. Eğer bu düzenleme geçerse herkes her şeyi yapabilir Türkiye’de. Bu çok büyük hukuk ihlalidir. Örneğin sıradan vatandaşların suç olup olmadığını bilmedikleri bir konu hakkında daha sonra bir yasa çıkarır onu suç sayar, bunun üzerinden de insanları yargılarsanız bu rejimde kimse yaşayamaz.”

CHP içinden aldığımız duyumlar Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına rağmen parti içinde ‘hayır’ diyecek milletvekili sayısının ‘evet’ diyeceklerinin epey üzerinde olduğu şeklinde. Ancak yine de, AKP ve MHP’nin fire vermemek için azami gayret gösterecekleri de hesaba katıldığında, CHP’li vekillerin genel başkanlarının baskısıyla böyle bir oylamaya dahil edilmeleri ortaya riskli bir tablo çıkaracaktır. 

Ve CHP’lilerin oylarıyla HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması HDP’ye oy veren pek çok seçmende “Biz ancak silah gücüyle dokunulmazlığımızı kazanabiliriz. T.C’nin Meclisinde bize dokunulmazlık yok” duygusunu da besleyecektir. 

Gelinen noktada Kılıçdaroğlu için iki seçenek var. Bunlardan biri, sözünden geri adım atan bir lider olmama takıntısı ile partisini AKP ve MHP’nin suç ortağı haline getirmek. Ve bu da Kılıçdaroğlu için bir daha çıkmasının hiç de kolay olmayacağı derinlikte bir siyasi uçurum demektir. İkinci seçenek ise, partisinden gelen eleştiri ve tepkileri dikkate alarak görüşünü değiştirdiğini açıklamak ve vekillerini de bu baskıdan kurtarmaktır. 

İkincisi tartışmasız bu seçeneklerin kişilikli olanıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa