'Aziz Yıldırım' aslında sizsiniz!

Aziz Yıldırım pazartesi günü kameraların karşına geçti ve bir basın toplantısı yaptı.
Her zaman olduğu gibi medyanın ilgisi büyüktü.
Yaptığı açıklamaların tamamı kulübün internet sitesinde var.
Merak eden çeşitli internet ortamlarında çarpıtılıp biçimlendirilmişini değil tamamını oradan okuyabilir.
Söylediği yeni bir şey var mı? Bana göre yok.
Söylediği şeyler yanlış mı? Yüzde 90’ı bana göre doğru hatta az söylenmiş.
Aksini söylersem Evrensel’in internet arşivinde her an okuyabileceğiniz onlarca yazıma ihanet olur.
“Spor yorumculuğu” adı altında başta havuz medyası olmak üzere bir sürü medya kanalında şaklabanlık yapıldığını anlattığım onlarca yazı var.
Aziz Yıldırım farklı bir şey mi söyledi?
Lig TV ve TRT’nin işsiz teknik direktörlere iş bulma kurumu gibi çalıştığını sadece ben değil bir sürü aklı başında yorumcu da yazdı.
Yalan mı?
Hatta daha kimse Ersun Yanal’ın adından söz etmezken, Mustafa Denizli’nin Galatasaray’a teknik direktör olmasından sonra Şansal Büyüka’nın Ersun Yanal’ı “pazarlama” girişimlerine başladığı defalarca dile getirilmedi mi?
Aziz Yıldırım’ın üslubunu, söyleme biçimini eleştirebilirsiniz ama özellikle var olan medya ortamı hakkında söylediklerinin yanlış ya da yalan olduğunu söyleyemezsiniz…
Ben konuşmanın içeriğinde değilim.
Daha vahim bir durum var.
“Kişi kendini bilmek kadar irfan sahibi” olmaz diyor ya Yunus Emre’den beri darbımeseller, ne yazık ki kimse kendini bilmiyor.
Aziz Yıldırım’a haklı haksız, camia içinden ve dışından gelen eleştirilere bakıyorsunuz, söyleniş biçimlerine ve söylemlere bakıyorsunuz, tuhaf bir durumun ortada olduğu görülüyor.
Herkes kendi haklılığından son derece emin, yalan, yanlış ve hatta bilinçli olarak çarpıtılmış bilgilerle Aziz Yıldırım’a yükleniyor.
Kimse sistemi tartışmıyor, ne medya kurumları, ne medya çalışanları, ne hakim futbol düzeninin teknik direktörleri ve futbolcuları ne de taraftar grupları.
Herkes kişi ile uğraşıyor, çünkü her biri aynı sistemde “Aziz Yıldırım” gibi gücü eline alıp yönetmeye çalışıyor. Aziz Yıldırım’a kızgınlıkları kendilerinin onun kadar güçlü olmaması.
Siz basın toplantısı üzerinden geçen dört gün boyunca memleket futbol sistemine ilişkin tek tartışma duydunuz mu?
Aziz Yıldırım’a “diktatör” yakıştırması yapanların “reis” sıfatıyla ortalarda dolanıp tek bir eleştiriyi kabul etmemesi ve kendi bildiklerinin en doğrusu olduğunu söylemeleri yeterince ironik değil mi?
Buraya kadar yazılandan okuduğunu anlamayanlar bir Aziz Yıldırım övgüsü çıkarmasınlar.
Tam tersine kendilerine yönelik bir yergi çıkartabilirler.
Çünkü Aziz Yıldırım aslında “sizin” aynadaki aksiniz, yansımanız. Olmak istediğiniz, ulaşmak istediğiniz hedef.
Aziz Yıldırım’ın değişmesini mi istiyorsunuz?
Önce kendinizi sonra sistemi değiştirmekten başlayabilirsiniz…

Evrensel'i Takip Et