Duvarda açan çiçek gibi...
Fotoğraf: Envato
IŞİD bombalarının ilk hedeflerinden biriydi Amed. 5 Haziran 2015’te HDP mitingindeki bombalı saldırıda 5 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaşamını yitirmişti. İşte Diyarbakır 1 Mayıs’ı aynı yerde; artık halkın ‘5 Haziran Meydanı’ adını verdiği İstasyon Meydanı’nda kutlandı. Bir yanda sabah saatlerinde Antep’teki IŞİD saldırısı sonrasında Antep, Urfa ve Adana’da iptal edilen mitingler, öte yanda Şırnak ve Mardin’de (Nusaybin) devam eden çatışmalar nedeniyle yasaklanan kutlamalar… Bu iki yönlü kuşatmanın; Kürt kentlerindeki savaşın ve IŞİD saldırılarının orta yerindeki Amed, işte böyle uyandı 1 Mayıs’a. Zaten miting alanında platformda asılı “eşit, özgür ve insanca yaşamak için 1 Mayıs” yazılı pankartın kenarlarında Cizre’de yaşamını yitiren SES üyesi Aziz Yural’ın ve Genel İş üyesi Mehmet Kaplan’ın ile pankartın alt kısmında 10 Ekim Barış Mitingi’ndeki bombalı saldırıda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer alması da aynı gerçekliği anlatıyordu.
Newrozlarda ülkenin en kitlesel kutlamalarının gerçekleştirildiği Diyarbakır’da 1 Mayıs, yıllardır “çalışanların bayramı” olarak kutlanıyor. Yani kutlamaya katılanlar büyük oranda işçi ve kamu emekçileri sendikalarında örgütlü kitleler ile çeşitli siyasi partiler olurken halkın işsiz, yoksul kesimleri 1 Mayıs’ı hâlâ “çalışanlar”ın alanlara çıktığı bir gün olarak gördükleri için kutlamaya katılmıyorlar. Bu yüzden de katılımın 3-5 binle sınırlı olduğu bu mitingler, kentin diğer mitinglerine göre zayıf kalıyor. Bu yıl da İstasyon Alanı’ndaki tablo aşağı yukarı böyleydi. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı mitingde kamu emekçileri ağırlığı oluşturuyor, işçi sendikalarından sadece DİSK Genel-İş dikkat çekiyordu. Önceki yıllardan farklı olarak işçi katılımının zayıflığının nedeni, bu yıl Türk-İş’e bağlı sendikaların mitinge katılmamasıydı. Önceki yıllarda Türk İş merkezine rağmen yerelde kutlama yapan diğer sendikalarla birleşen Türk İş’e bağlı sendikalar, bu yıl alanda yoktu. Ama her şeye rağmen EMEP, ESP, PSK gibi partilerin de katılımıyla miting alanında renkli bir görüntü vardı.
Bugün Amed ya da Kürdistan coğrafyasının diğer kentlerindeki 1 Mayıs kutlamaları ile ilgili çok şey söylenebilir. Ancak işçi-emekçilerin çatışmasızlık döneminin aksine ciddi bir kuşatma altında oldukları böylesi bir dönemde alana çıkma ısrarı, bu coğrafyanın üzerine çökmüş kara bulutları dağıtmak bakımından büyük önem taşıyor. İşte bu temelde gerçekleştirilen yaygın kutlama-etkinlikler, bu konuda gelecek için umut verdi. Tabii 1 Mayıs’ın yasaklı yerler dışında yaygın kutlanmasında, emek örgütlerinin bölgesel kutlama ısrarından vazgeçmesi de önemli rol oynadı.
Amed 1 Mayıs’ında gerek tertip komitesi adına yapılan konuşmada ve gerekse DBP Eş Başkanı Kamuran Yüksek ve HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel’in konuşmalarında savaş politikalarına karşı barış mücadelesinin önemine vurgu yapıldı. Bugün iktidarın savaş ısrarı ve emeğe yönelik saldırılarının aynı emek ve halk düşmanı politikanın iki yüzünü oluşturduğu belirtildi. Ve elbette bu saldırılara karşı barış ve emek mücadelesinin birleştirilmesinin acil bir ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi.
Ve son bir not. Polisler, Emek Partisi’nin ‘Denizler’in fotoğrafının yer aldığı dövizini yasak olduğu gerekçesiyle alana almadı. Darağacındaki son sözlerinde Kürt ve Türk halklarının ortak mücadelesini haykıran Denizler, alana giremeseler de miting alanının girişindeki ağaçların birinin altından yeniden tanıklık ettiler, yaktıkları devrim ateşini savaş, baskı ve kuşatmanın yok edemediğine…
Özetle Amed 1 Mayıs’ı AKP-Erdoğan iktidarının Suriye’ye müdahale politikalarının artık bir iç sorun haline getirdiği IŞİD tehdidine ve Kürt kentlerindeki savaş ve kuşatmaya rağmen emeğin mücadelesinin, adeta beton duvarda açan çiçek gibi yeşermeye devam ettiğini gösterdi. Evet, korku da vardı ama Sennur Abla’nın dizelerinde söylediği gibi insanlar el ele verip sloganlarla alana aktıkça emek ve umut, korkuyu yendi.
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30
- Yeni Suriye kurtlar sofrasında! 17 Aralık 2024 05:00
- Ankara'da Rojava pazarlığı 13 Aralık 2024 10:10
- Esad rejimi sonrası Suriye ve Ortadoğu’yu ne bekliyor? 10 Aralık 2024 05:30