AKP'de 'faylar kırılıyor' mu?
Fotoğraf: Envato
“AKP içinde neler oluyor?”, “AKP içine yönelik bir operasyon mu yürütülüyor?” sorularının yanıtı her geçen gün daha açıklığa kavuşuyor.
Sosyal medyada “Pelikan dosyası” adıyla açılan blog, Erdoğan-Davutoğlu arasında giderek büyüyen gerilimli mücadelenin artık kapalı kapılar arkasında kalamayacak kadar büyüdüğünü gösteriyor.
Erdoğan’a “Reis”, Davutoğlu’ya “Hoca” denilen blogun açıkça Erdoğan cenahından ve açıkça taraf tutularak yazıldığına bakıldığında, Erdoğan’ın artık konuyu, kamuoyu gündemine getirerek sürdüreceği anlamına da geliyor.
Adını da herhalde, önemli iki yüksek yargı mensubunun öldürülmesi ve bu öldürme olayının ucunun Beyaz Saray’a kadar dayanmasını konu alan, John Grisham’ın “Pelikan Dosyası” adlı romanından sinemaya uyarlanan ve Denzel Washington ve Julia Roberts’in oynadığı aksiyon filminden ilham alan blogla birlikte, AKP içindeki “gerilimin” üstünden yapılan itiş kakışın, artık sadece parti içindeki gerilim olmaktan çıkıp, “aksiyona”(eyleme) dönüştüğü de söylenmek istenmiş görünmektedir.
‘YETKİ ALMAK’LA BAŞLAYAN YENİ SÜREÇ
Doğrusu, Erdoğan hemen her zaman Davutoğlu ve Hükümetinin kendisinin benimsemediği her eylemine, her söylemine hemen yanıt veren bir tutum takınmıştır. Ama öyle görünüyor ki, Erdoğan, artık Davutoğlu ve Hükümetinin icraatlarına ya da Davutoğlu’nun iç ve dış politikadaki girişimlerine sistematik bir karşı çıkış sürdürmeye karar vermiştir. Bu da AKP’de Davutoğlu’nun yerine Binali Yıldırım’ın getirilerek tamamlanmak istenen bir operasyon olduğu iddialarını haklı çıkarmaktadır.
Bu süreç bugüne kadar belki, Davutoğlu’nun girişimlerinin sözlü olarak eleştirmek, bazı kararları çaktırmadan geri almasını sağlamakla sınırlı kalmıştı. Ama, geçtiğimiz cuma günü toplanan AKP MKYK’sinde Davutoğlu’nun il ve ilçe teşkilatlarını atama yetkisinin alınmasından sonra artık, Erdoğan ve ekibinin, sadece birer birer girişimleri eleştirmeyi, sadece kararı geri aldırmayı geçerek, Davutoğlu’nun yetkilerini tırpanlamaya giriştiği bir aşamaya gelindiğini göstermektedir. Yetkilerinin Erdoğancıların çoğunlukta olduğu MKYK’ye devriyle Davutoğlu’nun sadece teşkilat işlerinde yetkisizleştirilmesi değil aynı zamanda kamuoyu karşısında itibarsızlaştırılması da amaçlanmış görünmektedir.
Ve bu “yetki almayla” AKP içindeki çatışma; artık hiç kimsenin, “Yok canım bu normal bir uygulamadır” diyemeyeceği, bugüne kadar “söylentidir” denilip geçilenlerin, “Galiba sadece söylenti değilmiş” denilmeye başlandığı bir aşamaya gelmiştir.
DAVUTOĞLU YOL AYRIMINDA!
Nitekim önceki gün gazetecilerin “yetki alınmasıyla” ilgili sorularına, “Basın toplantısı değil bu” diyerek yanıt vermeyerek, Davutoğlu’nun da gelişmeler karşısında artık kamuoyu karşısında açıkça hoşnutsuzluk belirtmeye başladığına da tanık olduk! Ki, Davutoğlu bugüne kadar bütün bu konudaki her söylentiyi, iddiayı “Yok öyle bir şey”, “Bunlar fitne fücur işi” diyerek, “Kırılan kolun yen içinde kalması” için uğraşmıştır.
Ama gelinen aşamada Davutoğlu da artık “İşin ucunu bıraktığı”, ya kendi sonuna boyun eğmeye hazırlandığı ya da açıkça Saray’a karşı tutum alacağı bir çizgiye geçme ikilemiyle karşı karşıyadır.
Sosyal medyada açılan blogla birlikte artık (Eğer Erdoğan cenahı, bu blogla ilişkilerinin olmadığını inandırıcı biçimde söyleyip kapatılması için harekete geçmezse), en azından Erdoğan cenahı açısından “Kılıçların açıkça çekilmesi” için koşulların olgunlaştığı anlamına gelmektedir.
‘KIRILAN KOL’ ARTIK ‘YEN’DE SAKLANAMIYOR
Davutoğlu ve Erdoğan arasındaki çekişmenin en yakın tanıklarından ve bu konudaki, Erdoğan cenahını eleştiren yazıları nedeniyle de Yeni Şafak’tan Hürriyet’e geçen Abdulkadir Selvi, dünkü yazısında AKP’deki bu gelişmeyi değerlendirdi. Selvi bu gelişmeyi, ANAP’ta Özal sonrasında Yılmaz-Özal, DYP’de Demirel sonrasındaki Çiller-Demirel çatışmasına benzetmektedir. Ve bu iki çatışmanın o iki partinin tasfiye edilmesine yol açtığını anımsatan Selvi, her ne kadar “AKP farklı bir gelenekten geliyor”, “Erdoğan’ın partiyi kendisi sonrası için de dizayn ettiği”ni, bu yüzden AKP’nin ANAP ve DYP gibi olmayabileceğini söylese de bu sadece Selvi’nin dileği olabilir. Çünkü, AKP, bu geleneğin en önemli kurucu lideri Erbakan’ı arkasından hançerleyerek, RP’yi 28 Şubatçı generallerle ve “sivil çevrelerle” tasfiye ederek kurulmuş bir partidir. Bu yüzden de AKP’de siyasi zemin en az ANAP ve DYP kadar kaygandır.
Dahası AKP ülkenin en önemli sorunları karşısında çözümsüzlükle maluldür ve yıllardır “reform” dediği karşı reformlarla iktidarını sürdürmektedir. 7 Haziran seçimlerinin sonucunu silah gücüyle geri çevirmiştir... Bu yüzden de AKP içindeki çatışmanın geniş bir zemini olduğu gibi AKP’deki fayların hareketlenmesi için de pek çok neden vardır.
Şimdi bu faylarda bir enerji birikimi olduğu ve bazı öncü sarsıntıların ortaya çıktığı artık tartışılmazdır. Ama gerçek bir fay kırılmasının olup olmadığını görmek için gelişmelerin bir adım daha ilerlemesi gerekir.
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47