Beşiktaş&Fenerbahçe

İki hak edenden biri kazanabildi pazar akşamı.
Önce Süper Lig’in hak edeni Beşiktaş sahne aldı ve 7 yıl aradan sonra taraftarına şampiyonluk sevinci yaşattı.
Kutlamalar sürdüğü sırada basketbolda tarihi bir final vardı.
NBA’den sonra dünyanın en önemli kulüp basketbolu organizasyonu olan Euroleague’de Fenerbahçe, CSKA Moskova’nın karşısına dikildi. Berlin’deki epik finalde hak edenin kazanamayışına tanıklık ettik.
***
Süper Lig’in şampiyonuyla başlayalım.
Geçtiğimiz sezon uzun süre ligin en iyi futbol oynayan takımı olan Beşiktaş, maratonun sonuna gelindiğinde nefessiz kalmıştı. Tecrübesizlik ve bitirici yetersizliği (artık literatüre Mario Gomezsizlik olarak geçebilir) en çok ihtiyacı olan anlarda takımı vurdu ve beklenenden daha erken havlu atıldı.
Önemli katkılarda bulunsa da, Slaven Biliç’in West Ham’a gidişi bir kapı araladı. Beşiktaş doğru hocayı (Şenol Güneş) ve doğru golcüyü (Mario Gomez) kadrosuna kattı. Bugünden bakınca “doğru hoca” ve “doğru golcü” formülü, -biraz kestirme bir yorum da olsa- şampiyonluğun anahtarını sağlamış gözüküyor. Robin van Persie’ye “yanlış” diyeni Allah çarpar, gollerini de attı ama bi’Mario Gomez olamadı. Kendisini hocasına kabul ettirmesinin bile uzun bir mesai gerektirmesi belki de “Doğru hoca”nın bulunamamış olmasıyla alakalıydı.
Nihayetinde Karakartallar, son yılların en net şampiyonluğuna imza attı. Kendi evinde yalnızca 3 maça çıkmasına rağmen, en iyi futbolu oynadı, en çok golü attı, en çok galibiyeti elde etti.
Şenol Güneş’i dış etkenler rahatsız etmezse önleri çok açık. İyi bir kaleci, stoperlere ve beklere, şu an as olanları yedek bırakacak kalitede takviyeler ve elbette Mario Gomez’in elde tutulması üst üste 2. şampiyonluğun anahtarı olacak.
***
Gelelim Zeljko Obradovic’in dünyasına. Partizan, Joventut Badalona, Real Madrid, Panathinaikos’la 8 Euroleague, Benetton Treviso’yla 2 Saporta Kupası kazanan yaşayan efsane, kişisel müzesine bir Euroleague şampiyonluğu eklemeye çok yaklaşmıştı.
Sezon boyunca Fenerbahçe, Euroleague’in favorisi olarak gösterilen CSKA Moskova’dan daha ikna edici bir performans sergiledi. Bu oyun, finalin ilk yarısına yansıtılabilmiş olsa, 50-30 gibi bir finalde asla kabul edilemeyecek kadar geri düşülmese, bugün bambaşka satırları kaleme alıyor olabilirdik. Yine de 21 sayı kadar geriye düşen takım, bir Obradovic takımı olduğu için geri gelmeyi başardı. Maçın son anlarında öne de geçti ancak CSKA, hayati bir hücum ribaundu ve basketle maçı uzatmalara taşıdı. Bir nefes geniş kadroyla oynamanın avantajı diyelim son 5 dakikada olanlar için...
Ve ekleyelim:
Bu köşede hakem hataları kendisine 1 milyonda 1 yer bulur. Ama Berlin’deki finalde birkaç bariz ve kritik karar vardı ki benim gibi hakemi hiç ağzına almayanlara bile “Fenerbahçe’nin yenilgisine hakem hataları sebep oldu” dedirtti.
Seneye kadroyu esnekleştirecek sadece bir takviye, şampiyonluğu daha da yakınlaştırır.