18 Mayıs 2016 00:12

'Temayül' hikaye, Erdoğan kimi gösterirse o!

'Temayül' hikaye, Erdoğan kimi gösterirse o!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP’de “temayül yoklaması” yapılıyor. Milletvekillerine birer birer, “Partinin genel başkanının kim olmasını istiyorsunuz” diye soruluyor. Milletvekilleri de kimi genel başkan olarak görmek istiyorlarsa onu bir kağıda yazıp, zarfa koyup “sandığa” atıyorlar.
Perşembe günü bu verilen “oylar” açılıp, milletvekillerinin kimin genel başkanı olmasını istedikleri belli olacak. Ancak diyelim ki milletvekillerinin yüzde yüzü, aynı kişiyi belirledi. Ama AKP’nin “kurucu genel başkanı” olarak ilan edilen Tayyip Erdoğan’ın genel başkan olarak görmek istediği kişiyle aynıysa ne ala!

ERDOĞAN BİNALİ YILDIRIM DİYECEK!
Ancak, milletvekillerinin isteği ile Erdoğan’ın isteği uyuşmamışsa, Cumhurbaşkanı kimi istiyorsa onun genel başkan olacağı da apaçık. Çünkü AKP’de temayül yoklamaları ile her zaman, milletvekillerinin düşüncelerine de önem veriliyor gibi görünülmüş, ama gerçekte, milletvekillerinin temayülü (eğilimi) ne olursa olsun sonunda Erdoğan ne demişse o olmuştur!
Davutoğlu da, “temayülde” üçüncü sırada çıktığı halde Erdoğan tarafından partinin başına getirilmişti. Şimdi de böyle olacak!
Görünen ise, Binali Yıldırım ve Bekir Bozdağ’ın öne çıkan isimler oldukları. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Binali Yıldırım’ı tercih edeceği konusunda herkes hemfikir.
Onun için de AKP’nin içinin uzmanı sayılan Abdulkadir Selvi; “Tek aday Recep Tayyip Erdoğan” diyor. Yani Erdoğan kimi isterse o!
Kamuoyunda “AKP’ye genel başkan kim olacak” diye tartışılıyor ama, AKP içinde yürütülen operasyon çok daha derinlere yönelik. AKP’nin bütün merkez kurulları da değiştirilecek. Yani sorun sadece Başbakan Davutoğlu değil, AKP’nin üst kurullarıymış da. Bu yüzden de bu olağanüstü genel kurulda Erdoğan’a bağlılığından kuşku duyulanların temizleneceği, yerlerine ise mutemet adamların getirileceği belirtiliyor.

HÜKÜMET VE BÜROKRASİDE DAVUTOĞLU İZİ SİLİNECEK!
AKP Kongresi sonrasında Hükümete yönelik operasyonun da çıplak gözle görülecek kadar açıkça olacağı kuşkusuz. Ekonomi ile ilgili bakanlar başta olmak üzere Cumhurbaşkanının hoşlanmadığı bakanların değişeceğine kesin gözüyle bakılıyor. Örneğin “Babacan ekolü” olarak bilinen Maliye Bakanı Şimşek ve ekonomiyle ilgili bakanların değişeceği, ekonominin başına Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığına Damat Berat Albayrak’ın getirileceği belirtiliyor.
Hükümete yönelik operasyonun yüksek bürokrasiye de yansımasının kaçınılmaz olduğu, MİT, yargı, dış işleri ve ekonomi bürokrasisi başta olmak üzere bürokrasi içinde de Davutoğlu’nun izinin silineceği de artık kimse için sır değil.
Bu yüzden de AKP’nin bu hafta sonunda yapılacak olağanüstü kongresini AKP’de bir genel başkan değişikliği ya da Hükümette başbakan değişikliği ile sınırlı olarak görmek doğru olmaz. Tersine AKP’deki bu olağanüstü kongre, Erdoğan kliğinin partide; hükümette ve yüksek bürokraside kendi kadrolaşmasını tamamlamak için yapılan, kuvvetler ayrılığına dair son kalıntıları da temizleyerek, yürütmenin, yasamanın, yargının bütün iplerinin Saray’da tutulmasını sağlama amaçlı bir kongredir. Erdoğan ve ekibi, kongreyi kendi amaçlarına meşruiyet sağlamak için kullanmak istemektedir.

MHP’DEKİ OPERASYONU DA AYNI GÜÇLER YÖNETMEKTEDİR
Öte yandan 7 Haziran seçimi sonrasında kurulan gayriresmi AKP-MHP koalisyonu da yenilenecek, belki de “hukuki”leşerek bir AKP-MHP koalisyonuna da dönüşebilir görünmektedir. Bunu MHP Genel Başkanı Bahçeli açıkça ilan etmiştir. Dahası Bahçeli yönetimi, siyasi kulislerde AKP ile koalisyona yapılarak hükümete 4-5 bakanla girileceği iddiasını yaymaktadır.
Nitekim MHP muhalefetinin “MHP’de olağanüstü kurultay” girişimi, Saray’ın ve Hükümetin desteği ile püskürtülürken, MHP’nin bölünmesinin yolu da açılarak, Bahçeli’nin Saray’a ve AKP’ye tam teslimiyet çizgisine itilmesi, AKP-MHP koalisyonunu daha ileriye götürülmesini de zorlayacak görünmektedir. Dahası MHP, her konuda yüksek perdeden atıp tutmaya devam etse de bir “erken seçim”de barajın altında kalacak biçimde dizayn edilmektedir.
Bu yüzden de MHP’de olan, bir partide azınlıkta kalmış bir kliğin iç mücadele ile tasfiyesi değil, MHP’nin bölünmesi operasyonu olarak gelişmektedir. Ve MHP içindeki operasyonun arkasında da AKP içindeki operasyonu yapanların olduğu artık kuşkusuzdur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa