19 Mayıs 2016 00:50

Galiptir bu yolda Fenerbahçeli basketbolcular

Galiptir bu yolda Fenerbahçeli basketbolcular

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazar gecesi bir ilk yaşandı. Beşiktaş şampiyon olmuş, kutlamalar başlamıştı.
Ama yayıncı kuruluşa abone olan mahalle kahveleri, kafeler, barlar boşalmamıştı.
Binlerce sporsever, spor medyasının dolgu malzemesi olarak kullandığı basketbolun Avrupa’daki en büyük finaline kilitlenmişti.
Eurolig basketbolda Avrupa’nın en büyük organizasyonu.
Bu organizasyonda geçen sene son dörde kalmayı başaran Fenerbahçe bir ilki başarmıştı.
Bu sene final oynamayı başararak ikinci bir ilke imza attı.
Sezon boyunca hem taraftara, hem de basketbolseverlere müthiş bir macera yaşattı Fenerbahçe erkek basketbol takımı.
Passolig boykotuyla boş kalan tribünlere inat, hemen her maçını, birçok Anadolu takımının futbol seyircisi ortalamasının çok üstünde bir seyirciye oynadı.
Taraftarın bu teveccühünde en büyük etken, milyonlarca doların döndüğü ve artık “endüstriyel basketbolun” kalelerinden bir haline gelen Eurolig’de, Obradovic’in usta elleriyle biçimlendirdiği amatör ruhlu bir takımın yaratılmasıydı.
Egosu yüksek yıldız oyunculardan bir takım oyuncusu, emekçi yaratmak.
Her maçı bir derse çevirip, yaşını almış oyunculara bile yeni meziyetler kazandırmak.
Bireysel şovlar ve akılla değil, kolektif akıl ve takımın ihtiyaç duyduğu yeteneklerle oynamayı öğretmek.
Her maça aynı disiplin, aynı çalışma temposu, aynı amatör ruhla çıkmak.
Maçın içinde zaman zaman işler kötü gitse bile asla pes etmemek.
Çirkinleşmeden, hakemleri kandırmaya yönelmeden, savaşmak.
Bir yandan büyük hedeflere adım adım yaklaşırken, bir yandan yeni genç nesil oyuncuları kazanmak.
Obradovic, memleket spor takımlarının çok uzak olduğu bu değerleri Fenerbahçe erkek basketbol takımına kazandırmayı başardı ve sadece taraftarların çok sevdiği değil, Avrupa’da bütün rakiplerinin saygı ve sempati duyduğu bir takım yarattı.
Evet, bu sene büyük beklenti vardı.
Geçen sene tarihindeki ilk “final four”undan dördüncülükle dönen Fenerbahçe bu seneki performansıyla finale zaten göz kırpıyordu.
Finale kalınca kupa artık bir adım uzaktaydı.
Olmadı.
CSKA gibi 14 yılda 13 “final four” oynayan bir takıma karşı 21 sayı geriye düştükten sonra geri dönüşü gerçekleştirip öne geçmek, ancak Obradovic’in takımının başarabileceği bir basketbol destanıydı. 
O son 2 saniye ve spor dışı faktörler, Eurolig şampiyonluğunun Fenerbahçe’nin ellerinden kaymasına neden oldu.
Eurolig ikinciliği bu maceranın sonu mu?
Hayır, tam tersine her şey yeni başlıyor.
Bu sene Real Madrid, Barcelona, Maccabi, Olypiakos, Panathianikos gibi basketbolda dev bütçeli ve “final four” müdavimi takımları geçmek önemliydi ve Obradovic’in öğrencileri bunu başardı.
Yüreği karartmadan aynı yolda devam edilirse, gelecek sezon çok daha keyifli bir macera sadece memleket basketbolseverlerini değil, bütün sporseverleri bekliyor demektir.
Ne diyordu, Ünlü Edebiyatçı Samuel Beckett, “Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.” Ekleyelim, ta ki yenmeyi öğrenene kadar.
Obradovic ve öğrencileri gelecek sezon hiç kuşkunuz olmasın çok daha güzel işlere imza atacaktır.
Asla pes etmeyen, terinin son damlasına kadar amatör bir ruhla savaşan, yıldız olmayı değil takım için emekçi olmayı seçen bu oyuncular bir teşekkürü hak ediyorlar.
Teşekkürler Obradovic, teşekkürler Fenerbahçe erkek basketbol takımı ve emeği geçen herkes.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa