Oylama: Son incir yaprağı
Seçimler yaklaştıkça, adaylar seçmenlerin karşısına bir kabus gibi dikiliyor. Bir tarafta Donald Trump, kaba, gürültücü, hır gür çıkaran, karun kadar zengin ve ırkçı; diğer tarafta eğer Vermontlu Bernie Sanders tarafından alaşağı edilmezse, yağ gibi kaygan, lastik kadar esnek, paketlenmiş sarışın hırs ve ünlü politik hayvan oynak Willy Clinton’ın karısı, Hillary Rodham Clinton.
İki seçeneğin de göze batan negatif ünleri var, yani aslında edepsiz ile sahtekar arasındaki savaştan söz ediyoruz. Yarışın sonucunda kazananı belirleyen “Kimden daha az nefret edildiği” olabilir. Aslında bu seçimlerin galibi bir aday kazansın diye değil ama diğer aday kaybetsin diye oy atan seçmeler tarafından belirlenebilir.
Trump “Meksikalıların, siyahların, eksik eteklerin ve çekik gözlülerin oyuna ihtiyacım yok” sloganıyla gösterdiği bayağılığını gürültü ile örtüyor. Hapishane sanayi kompleksinin mimarlarından Hillary, siyah kiliselerinde Saygıdeğer Rahip Martin Luther King’den daha fazla zaman geçiriyor. Domuz pirzolası yiyor, SojournerTruth’tan alıntılar yapıyor ve siyah seçmenleri kafalamak için Zenci ilahileri söylüyor. Maalesef milyonlarca siyah oylarını, siyahlara ıstırap çektirilmesine, herhangi bir Amerikan İç Savaş öncesi köle sahibinden daha fazla yardımcı olan Clinton için kullanacak.
Ebeveynlerini can yakıcı bir sosyal mesele olan kitlesel hapsetmeler karşısında ayağa kalkmaları için aydınlatan siyah gençliğe (Siyah Hayatlar Önemlidir adıyla örgütleniyorlar) şükranız. Göründüğünün aksine, biz Amerika’da oy kullandığımız bölgelerde kendimiz için uygun olduğunu düşündüğümüze oy veriyoruz ama hiçbir şey talep etmiyoruz. Diğer seçim bölgelerinde insanlar öngörülü ve net politikalar istiyorlar ve alıyorlar. Biz marketteki çocuklar gibi parlak, göz alıcı şeylere oy veriyoruz. Eğer Hillary Rodham Clinton seçilirse bu Zencilerin baskı politikaları için bir politikacıyı ödüllendirmesi yüzünden olacak.
Evrensel'i Takip Et