29 Mayıs 2016 00:52

‘Ayvaz kasap hep bir hesap’ meselesi

‘Ayvaz kasap hep bir hesap’ meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Atalarımız “Nerde hareket orda bereket” deyimini kulaklarımızdan incili küpe misali astıkları fi tarihinden itibaren, bizler de onların torun ve torbaları olarak bu öğütlerinin bittabii ki yılmaz bekçileriyiz!

Ecdadımızın kim bilir hangi eleklerden, hangi kevgirlerden zaman içinde süzüp bizlere armağan ettikleri bu deneyimlerinin izinden yürüyüp, böylece dur durak demeden yaptığımız her hareketin, her koşuşturmanın bereketini özellikle şu son günlerde çarşıda pazarda elimizdeki filelerle “sokaktaki vatandaş” kimliğimizle gezinip dururken fazlasıyla alıyoruz elhamdülillah!

Aynı minvaldeki “Allah boş duranı sevmez” ayetininin de ne denli doğru olduğunu, eskiden beri sular seller gibi ezberleyen gelmiş geçmiş bilumum “devletlu”larımızın da, tıpkı mekik gibi hiç durmadan sergiledikleri bu “haraket-bereket” denkleminin semerelerini de, her mübarek cuma namazı çıkışında camilerin önünde verdikleri müjdeli haberlerin hemen ardından parsel parsel topluyoruz maşallah!

Ancak atalarımızın bu tespitlerine maalesef kulak tıkayıp, bunun yerine kıblelerini “tembel”likten yana dönüp, dolayısıyla çalışıp alın teri dökmektense tam aksine “Armut piş ağzıma düş” tekerlemesiyle yollarına devam etmeyi bir bakıma yaşam felsefesine dönüştürenlerin dünyasına bakılırsa, görünen o ki, “insan” denen mahlukatın tuttukları, tutturdukları her yol sadece kendi “fıtrat”larınca mübah!

Kirvem, Öyle ya da böyle, tembelliği, miskinliği, çalışmadan onun bunun alın terini lüplemeyi her bakımdan fırsat belleyen “tufeyli” tayfasının canı cehenneme deyip konumuza dönersek; senin de bildiğin üzere bir zamanlar “yerli malı yurdun malı her Türk onu kullanmalı” sloganının ardından şimdilerde de aynı şekilde “milli ve yerli” kimliğimizin önemli olduğunu, ülkemizin bilumum “mesele”lerinin eninde sonunda sadece ve sadece bu “milli ve yerli hassasiyetler” sayesinde çözülüp böylece “hayırlara vesile” ile sonuçlanacağını, sabah akşam dillendirmekle kalmayıp, aynı zamanda da bunun “keramet”ini on dört yıldan beri süregelen tek tabancalı iktidarları boyunca sergileyip, dolayısıyla bu bapta bizlere örnek çalışmalarıyla yol gösteren yetkili zevatımızdan Allah bin kere razı olsun!

Nitekim “İşleyen demir pas tutmaz” misali çalışıp duran, vatan millet aşkı için yürekleri her daim çarpan bu devletlularımızın, hemen her vesileyle “Durmak yok, yola devam” diyerek bir bakıma her hareketlerinin eninde sonunda mutlaka hayırlara vesileyle sonuçlanacağına dair inançlarının ne denli gerçekçi, ne denli bereketli olduğunu şu son günlerde milletçe televizyonlardan ibretle izleyip gördük, görüyoruz...

Mesela dedelerimizden miras kalan “eski Türkiye”nin pabucunu dama fırlatıp, bunun yerine “yeni Türkiye”nin temelini yerli ve milli hedeflerin yanı sıra, keza olmazsa olmaz kıvamında illa da “dindar bir nesil” yetiştirmekten dem vurup, beri taraftan da milletin yüce meclisinin en tepesindeki koltuğunda oturan muhterem zatın, tam da yeni bir anayasa yapmak için hesapça kolları sıvadığımız şu saatlerde “Laiklik anayasada olmamalı” deyip verdiği fetvaya ne buyrulur?

Tamam! Nerede hareket orada bereket ama bu bereketin terazisi ya da kantarının topuzu acaba kimlerden yana tarttığında arayıp arayıp bir türlü bulamadığımız şu “birlik ve beraberlik” hikayesine kavuşacağız?

Haa bu arada her hareketin ardından gelen bereket hevesiyle daha iki gün öncesine kadar ülkenin yine en yetkili makamında otururken, birdenbire koltuğundan olan başımızın “eski” başkanının sedef kakmalı “taht”ına, bu kez kurulup oturan başımızın “yeni” başkanının ardından, memleketin her tarafında bundan kellim hangi havalar çalar bittabii ki şimdilik meçhul ama özüme kalırsa, “ayvaz kasap hep bir hesap” hikayesi daha uzun yıllar bu ülkenin lügat ından kolay kolay silinmez Kirvem!

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa