04 Haziran 2016 01:00

Oynatan akıllar

Oynatan akıllar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Meydan gazetesinin bir haberine göre, eğitim sisteminde yapılması düşünülen bir değişiklikle ilgili olarak bir ekip çalışıyormuş ve çalışmanın odağında 4+4+4 şeklinde yapılandırılan sistemin 3+3+3+4 şeklinde yapılandırılması varmış. Bu bağlamda zorunlu eğitimin 13 yıla çıkarılması, ilkokullara hazırlık sınıflarının eklenmesi ve hazırlık sınıflarına 66 ayını dolduran çocukların alınması planlanıyormuş. Hazırlık okulu (0. Sınıf),  1. ve 2. sınıfa “Erken çocukluk okulu” denilecekmiş; ilkokul 3 yıl, ortaokul 3 yıl ve lise de 4 yıl olacakmış. Halen devlet okullarında bulunan ana sınıflarının kaldırılması, ana sınıfları yerine, ilkokulların bünyesinde erken çocukluk okullarının kurulması ve üniversitelerdeki okul öncesi bölümlerinin de kapatılması ve yerlerine yine üniversite bünyesinde “Erken Çocukluk Eğitim ve Araştırma Enstitüsü”nün kurulması ve bu enstitüye belirli bir sayıda öğretmen adayının alınması planlanıyormuş. Sistemin ilk pilot uygulamasının da 2017’de üniversite bünyelerinde kurulacak erken çocukluk okullarında yapılacağı ayrıca gazetede belirtiliyor.
Bu habere başka bir yerde rastlamadım. Bu haberden alıntı yapılan başka haberler var, resmi açıklama yok. Başka birçok uygulamanın öncesinde olduğu gibi, bu uygulamanın öncesinde de kaynağının ne olduğu belli olmayan bir bilgi veriliyor. Yeni sistemle ilgili üzerinde çalışıldığı belirtilenlerin belki bir kısmı gerçekleşir, belki gerçekleşmez ya da bir dedikodu olarak kalır bu haberde yazılanlar. Ama bunların yazılabilir ve konuşulabilir halde olması bile yeterince ciddi bir duruma işaret ediyor.
Sistemde gerçekleştirileceği belirtilen gelişmelerin bilimsel temelinin olup olmadığı önemli… Nasıl bir ekip bunun üzerinde çalışıyor? AKP’nin hangi özel amacı doğrultusunda bunlar planlanıyor? Bu planlananlara bakılırsa insan kaynağının başka şekilde kullanılması ve bu insan kaynağının yetiştirilme sürecine ilişkin bugüne kadar oturtulmaya çalışılan ve maalesef oturtulamamış bazı uygulamaların kökünden değişmesi söz konusu. Bu, daha önce de 4+4+4 sisteminde yapıldı. Bilim insanlarının bütün uyarılarına rağmen hangi bilim insanlarına danışılarak geliştirildiği belli olmayan bir sistemi zorla başlattılar. Dolayısıyla kaynağı belli olmayan böylesi bir haberi bile insanlar ciddiye alıp endişelenebilir. Hem eğitim fakültesi öğrencileri hem de anne babalar haklı olarak böyle bir haberi görseler, acaba ne olacak, diye endişelenebilirler.
Daha önce de yazmıştım, siyasi iktidarların en büyük merakı, öteki insanlar üzerinde etki bırakabilecekleri, onların hayatlarını neredeyse baştan aşağı değiştirebilecekleri uygulamaları başlatmak, dayatmaktır. Bu aslında psikolojik olarak hastalıklı bir duruma işaret eder. Bir grup, topluluk, vs. içinde sözde lider kişilikli tipler çok meraklıdırlar, başkaları peşlerinden koşsun, karşılarında el pençe divan dursunlar, dedikleri harfiyen yapılsın. Bunu yapmalarının yolu da, saplantılı ve takıntılı bir şekilde her türlü kurala uygun davranmaya çalışan bürokrasi sınıfından geçer. Bu liderler bu saplantılı ve takıntılı tipleri buldu mu, yani kendi bürokrasi kadrolarını bulup onları uygun yerlere yerleştirdiler mi, değmeyin gitsin; her istediklerini yapma fırsatını oluşturmuş olurlar. Örneğin eğitimi de yap-boz bulmacasına çevirirler. Ama ne kadar çok bozup yapmaya çalışırsan o kadar zor bulursun (Bu durumun, kendini arama, kendi içindeki boşluğu doldurma yolunda beyhude çaba ve bunun için başkalarını kullanma gibi hastalıklı durumlarla da ilgisi vardır ama buna genişçe başka bir yazıda değinirim.)
Bu hastalıklı yapı, bundan dolayı bilimsel temellere dayanarak karar almak peşinde olmaz. Eğitim ve öğretim süreçleri için olsun, bilim politikaları için olsun, her türlü kararın arkasında hep bu hastalıklı yapının izleri vardır. Aklın ve bilimin yolunda ilerlemesi gereken eğitim süreci gibi bir süreç için bu hastalıklı yapı karar verir. Bu hastalıklı yapının verdiği kararlar doğrultusunda yürütülen eğitim ve öğretim süreçleri de maalesef hastalıklı zihinler üretmeye yatkın olurlar. Kitlelerle oyun oynarmış gibidirler bunlar. Hem onlarla oynarlar hem de onların akıllarını oynatmasına yol açarlar. Böyle bir dünyada da ne demokrasi olur ne hukuk devleti…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa