05 Haziran 2016 01:00

Bilimin sultanı olur mu?

Bilimin sultanı olur mu?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçenlerde “Bilimin Sultanları Sergisi” diye bir etkinlik düzenlendiğini duydum. Sergiyi duyurmak için İzmit çevresinde birçok yere büyük afişler asılmıştı. İlk olanakta araştırmaya başladım. Tahminlerim doğru çıktı.
Bilimin Sultanları Sergisi (BSS), birçok ülkeye taşınan “Sultans of Science” başlıklı sergiden esinlenerek düzenlenmiş. Meğer serginin amacı, “İslami ilimler ve İslam alimlerinin dünya bilimine kazandırdığı buluş ve eserleri” tanıtmakmış. BSS, doğal olarak, “havuz medyası” ve henüz havuza katılamamış İslamcı yayın organlarının ilgisini toplamış. Havuz gazetelerinin başını çeken gazetede BSS sevinçle anlatılmış. BSS; dünyayı gezen sergiden esinlenerek düzenlenmiş ama “yerli” imiş ve “Altın Çağ” diye adlandırılmış.
Bu sevinç dolu habere göre BSS, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezinde gerçekleştirilmiş. Merkezin müdürü, bu başarının temelinde çok duygusal nedenler olduğunu söylemiş. Meğer, dünyayı gezen sergi taklitmiş, yabancı işiymiş. “Müslüman bilim adamlarının icatlarının taklit edildiği bir serginin yabancılar tarafından oluşturulması” onu ve çalışma arkadaşlarını çok üzmüş. BSS bu şekilde ortaya çıkmış.
Merkezin müdürü “filli su saati” konusuna da değinmiş: “Bu serginin en önemli objesi Almanya’daki bir müzede geçici olarak sergileniyor. (...) El Cezeri’nin yapmış olduğu filli su saati. Filli su saati tamamen mekanik, oldukça zor hesaplamalarla yapılmış ve sürekli işleyen bir saat. Biz El Cezeri’nin kitabından çözümleyerek, orijinal haliyle filli su saatini yeniden yaptık. O yüzden çok değerli bir çalışma olduğu için Almanya’daki müzede sergilenmekte. Bu sergileri üretmede yeni olmamıza rağmen oldukça iddialıyız. Bundan sonra en önemli hedefimiz, dünyanın en iyi bilim merkezlerine ve müzelere sergiler üretebilmek.”
***
Bilimin, aklın ve vicdanın yerle bir edildiği; bilim insanlarına yönelik bir cadı avının sürdürüldüğü bir dönemde, bilime adanmış bir sergi bulmak sevindirici gelebilir. Ama sergi, “bilimin sultanları” başlığını taşıdığı için anlık bir sevinç yaşamak bile söz konusu değil. Serginin başlığından amacı çıkarmak kolay. Serginin bilimle taban tabana zıt bir anlayışın ürünü olduğu belli...
Sergi, insanlığı Müslüman olanlar ve olmayanlar diye ayıranların ürünü. Yani, “milli” kafaların ürünü. Müslüman olmayanlar Müslüman bilim adamlarının buluşlarını taklit etmişler. Tıpkı AKP’nin başarısının büyük hayranlık, büyük haset, büyük düşmanlık, büyük komplolar uyandırması gibi.
“Milli” kafalara göre yerli demek Müslüman demek. Gerisi hep yabancı. Osmanlı’da geçerli olan milletler sistemi gibi: Asıl unsur, Müslüman olanlardı; yine öyle olmalı. Zaten çözümler hep Osmanlı’da. Halifelik var, padişah var. Din belli. Yöneten belli. Boşuna, “Altın Çağ” dememişler. Şimdi de öyle olmalı: Yasama, yürütme, yargı, din, medya hepsi bir yerde. Beşi bir yerde. Artık saray da var. Kadınların yeri belli, çocukların kaderi belli, halkın görevi ise boyun eğmek...
Özetle, “milli” kafalar için bilim de, toplum da sultan gerektiriyor. Hemen düzeltmek gerek. Bilimin sultanı olmaz. Bilimin sarayları da olmaz. Çünkü bilim boyun eğmemeyi gerektirir. Fetih zihniyeti, daha doğrusu fetihçi zihniyet ile bilim olmaz. Olsa da ancak insanlara zarar verecek türde olur. 2016’da pusulayı Osmanlı’ya, düzeni vahşi neoliberal kapitalizme çevirenler bu ülkeye ancak savaş ve talan getirirler.
Filli su saati müthiş olabilir ama Türkiye’yi filli su saati üretebilen değil, evini İsviçre’den gelme saatlerle doldurma peşinde olanlar yönetiyor. BSS vs. ile kimseyi kandıramazsınız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa