'Eyyy Almanya'...

Önce Tayyar Bey demişti sanırım. Ardından Sn. C.Bşk, başta Cem Özdemir, Almanya Parlamentosundaki Türkiye kökenli vekilleri hedef alarak “onların kanı bozuk” dedi.
Neden bozuk? Ermeni tasarısının oylanması sırasında “bir Türk gibi” davranmamış, hatta tasarıyı C. Özdemir gündeme getirmişti.
Bozuk da, nasıl bozuk? Kan bu, süt değil ki kesilip bozulsun. “Sütü bozuk” olsaydı haydi neyse! Ya da yoğurt, ekşisin!
Kan! Grubu mu değişiyor bozulduğunda? Ya da “ırk” farklılaşınca kan da mı farklılaşıyor?
Dr. Kenan Ateş, ırk diye bir şey olmadığını, bırakın “sarı ırk” denen Çinlilerle örneğin Türkler arasında ırktan ırka farklılaşacağı ve ırkı ırk yaptığı sanılan genlerin milyonda ve dahi milyarda bir bile farklılık göstermeyişini insanla fare genlerinin bile çok az farklı olduğunu yazmıştı. Yani kanın bozulması durumu yok; insan F. Kafka’nın böcekleşmesini anlattığı romanındaki gibi “Dönüşüm”den geçse bile, kanı olduğu gibi kalıyor. Ne bir bozulma ne ekşime!
Kan, ama, dökülebiliyor. Damarda durduğu gibi durmuyor, döküldüğünde. İşte bu durumda insan, canlı insan olmaktan çıkıp ölü insana dönüşüyor, sonunda toprak oluyor. Ne kadar da çok insan ölüyor son aylarda. Evler, apartmanlar, camiler, hastaneler yıkılıp yerle yeksan oluyor içindeki insanlarla birlikte. Bodrumlar yanık insan eti kokuyor. Molazların içinden irili ufaklı ceset parçaları bulunuyor. Bomba patladığında bulunabilen insan parçaları iyice küçülüyor bazan. 10 Ekim Ankara canlı bombasını hatırlayın IŞİD’li tetikçinin. 101 can alıyor aramızdan. Bozuk mu? “En iyi kanlarıyla” en iyi evlatlarından halkın, tam 101 güzel insan. Kanları bozuk falan değil. Ama o kutsal kanlarıyla toprağı, betonu suluyorlar.
Kılıçdaroğlu “kan dökülmeden rejim değişmez” diyor, kendini siper ediyor ya, kastettiği “ben ölmeden olmaz” oluyor.
Ardından Yıldırım Bey buyuruyor: “Anayasa ne söylerse söylesin C.Bşk.’nın siyasi sorumluluğu var.” C.Bşk. siyasetçi diyor yani, “partili C.Bşk.” gibi bir şey. Ve “anayasa”nın bir öneminin olmadığını ve çiğnendiğini, çiğnediklerini söylemiş oluyor. Anayasa bugünkü fiili duruma, yani değiştirilen rejime uydurulmalıymış, şimdi sorun buymuş!
Yani eski TCK ile tam 146’lık suç. İdamlık! Şimdiki cezası ağırlaştırılmış müebbed. Anayasayı tebdil, tağyir ve ilga suçu! İki defa yargılandım, iyi biliyorum.
Kan, ama, C. Özdemir’in yasa tasarısında oluyor!
Holokost ve Namibia Katliamı. Almanya bunlarla yüzleşmeli diyor, Sn. C.Bşk. Doğru yüzleşmeli. Yeniden ve yeniden kaytarmalara başvursa bile, Yahudi soykırımıyla yüzleşti Almanya. Namibia Katliamıyla da yüzleşmeli. 1915’te Osmanlı’yı kendisinin yönetmekte olduğu gerçeğini de bilerek, “biz de görmezden geldik” kaytarmasına sapmadan başta Talat’ı cephe gerisini garantiye almak için Ermenilerin üstüne kendisinin sürdüğünü kabullenmeli. Ama onun bu yüzleşme ihtiyaçları Osmanlı’yı kesinlikle temize çıkarmaz. 1-1,5 milyon Ermeni’nin ortadan kaldırılması gerçeği gerçek olarak kalır.
29 ülke oldu, parlamentolarından “Ermeni Soykırımı”nı kınayan kararlar çıkarıyorlar. Almanya’nınki neden şimdi? Neden Türkiye Amerika ve Rusya ile problem yaşar ve Almanya’ya en çok ihtiyaç duyarken? Hem de Almanya Mülteci sorunu ve Ortadoğu’ya atlamak için Türkiye’ye “muhtaç”ken?
Merkel, Sn. C.Bşk. Almanya’nın içişlerine bunca karışma görüntüsü verirken kazanmak amacıyla Türkiye’ye aşırı tavizkar davranıp Alman kamuoyundan aldığı ciddi tepkileri gidermek durumundaydı. Az puan kaybetmemişti içeride. Hemen her ülke için dış politika aynı zamanda iç politika oluyor uluslararası kapitalizmde. Türkiye de benzer şeyler yapmıyor mu?