Louisville’den canlı yayın
Fotoğraf: Envato
Louisville Kentucky’den canlı yayın. İzdiham yaratacak kadar yoğun bir kalabalık Muhammed Ali’nin cenaze töreni için salonda. Podyumdan ön tarafın boşaltılması ve kalabalığın arka taraflara yayılması konusunda anonslar yapılıyor. Neredeyse oradaki insan sayısı kadar cep telefonu kamerası açık, insanlar o anın bir parçası olmanın ötesinde olayı belgeleyebilmek için de yarışıyor. Muhammed Ali sadece siyahiler ve Amerikalı Müslümanlar değil tüm ötekiler için dönüştürücü bir fenomen. Dolayısıyla bir medya temaşası ile karşı karşıyayız. Kameralar, cep telefonu flaşları, cenazeyi en önden görmek isteyenlerin yarattığı izdiham.
A Haber ekranlarında Muhammed Ali’nin iki gün sürecek cenaze törenini izliyoruz ki o da ne! A Haber spikeri birden heyecanlanıyor, sesi titriyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan cenaze alanına girdi. Yanında Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, öbür yanında Enerji Bakanı Berat Albayrak ve arkalarında bir koruma ordusu var. Kalabalığın içinden süzülerek en ön sıraya ulaştılar. Tören artık başlayabilir. Anlıyoruz ki A Haber için temaşanın esası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın orada bulunması. Canlı yayın noktasındaki yorumcunun sözleri dikkat çekici: ‘Erdoğan’ın da buraya gelmesi sembolik olarak önemlidir ve tüm dünyaya bir mesajdır. Ezilenlerin bir sesi Muhammed Ali ise diğeri Erdoğan’dır. Bugün burada buluştular.’
Bir takım sembollerin ustalıkla yeniden anlamlandırılarak siyasi ajandalara işlenmesine, ince ince işlerlik kazanmasına ve bunların sorgulamaya kolayca fırsat vermeyecek bir doğallık ve özgüvenle yapılmasına alışmış olmalıyız. Ustalık zaten o doğallık ve özgüvende saklı. Ne kadar çok ustalık, çelişkilerin gizlenmesi de o kadar mümkün. Türk bayrağına sarılı asker cenazesinin üzerindeki eli hatırlayın. Bir medya temaşası olarak o fotoğraf da, çelişkilerin sorgulanmasına öyle hemen yol vermeyen bir niteliğe sahipti. A Haber ekranında coşkuyla aktarılan cenaze katılımı Erdoğan’ı, yaşam öyküsünü ırkçılıkla mücadeleyle örmüş, anti-militarist duruşu ile küresel olarak cesaret vermiş ve bunun da bedelini ödemiş olan Muhammed Ali’nin temsil ettiklerine ilintilendirmeye yeter mi bilinmez. Ama duruma içkin çelişkileri bir süre daha görünmez kılabilir.
Bu yazıyı yazarken gazetelerin internet sayfalarına Louisville Kentucy’den taze bir haber düştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan cenaze töreni için gittiği ABD’den erken dönme kararı almış. Bu erken dönüşün nedeni Erdoğan’ın törende yapmayı istediği bir takım şeylerin, mesela Muhammed Ali’nin tabutu üzerine Kabe örtüsü koymak istemesinin reddedilmiş olması olarak açıklanıyor. Mesela A Haber’de bu erken dönüş kararı nasıl ele alınacak merak konusu. Ama tecrübeyle sabit olan şu ki, işler istenen seyirde gitmeyince her zamanki özgüven ve doğallıkla sergilenen tavırlar, temaşanın odağında olma halini sürdürmek konusunda işlevsel olabiliyor.
- Her gün biraz daha karanlık 05 Kasım 2016 00:30
- Gazeteciliğin karşısındaki iktidar Kuzey Dakota'da da aynı 22 Ekim 2016 00:13
- Gazeteciler neden oturma eylemindeydi? 15 Ekim 2016 00:29
- Bundan sonrası anlatım bozukluğu 08 Ekim 2016 04:40
- Etkisiz hale getirilen barış umudu ve habercilik 01 Ekim 2016 00:52
- Çıkışımız var mı? 24 Eylül 2016 00:51
- Zamanın ruhu dayanışmada saklı 17 Eylül 2016 00:06
- En büyük, en ezen ve suçu görülmeyen... 10 Eylül 2016 00:51
- Net, yürekli, çalışkan bir muhabir 20 Ağustos 2016 00:51
- Mitik dünyamızın vahşi ikili karşıtlıkları 13 Ağustos 2016 00:13
- Mitik dünyamızın vahşi ikili karşıtlıkları 13 Ağustos 2016 00:13
- Ne zaman, ne için gazetecilik? 06 Ağustos 2016 00:54