Çocuklar, kokular ve heyecan
Fotoğraf: Envato
Çocukları sevmek, çocuklarla ilgilenmek çok güzel. Çocuklar hakkında sorulan sorulara yanıt verebilmek de güzel. Karne zamanı yaklaşırken sorular çoğalıyor. Soran olursa ciddiye almamak olmaz.
Epeydir bir garip alışkanlık türedi. Karne alanlara ille de armağan almak gerekirmiş. Biz öğrenciyken böyle bir gereklilik yoktu ama o eskidenmiş. Karne alan öğrencilerin arasında armağan bekleyenler çoğaldı. Kendini armağan almaya zorunlu hisseden anne babalar da öyle. Bu armağan oyununu sorgulamayı bir yana bırakıp, armağan almayı kafaya koymuşların sorularına duyduğumda söylediklerime döneyim.
Birçok soru duyuyorum: Ne armağan alayım? Küçük mü olmalı, büyük mü? Armağanın tehlikesiz olanı nasıl seçilir? Kademeli armağan alsam olur mu? Arkadaşlarına şunlardan aldılar, ben bundan alsam olur mu? Yaşına uygun olan hangisi? Hepsinin bence yanıtı bir: “Çocuklara barış armağan edin.” Her yaşa uygun. Her bedene uygun. Kızlara da, oğlanlara da. Barıştan güzel armağan mı olur? Ama bunu dinleyen sayısı çok az. “O adam varken ne barışı?” diyorlar. Tartışmak da var ama barışı tartışmak şöyle elle tutulur bir yanıt arayanları mutlu etmiyor.
Bu durumda önerim dut toplamak: “Gidin dut ağacı bulun, birlikte dut toplayın. İster ağaca çıkın, ister merdiven dayayın, ya da kapsamlı çözüm uygulayın. Birkaç kişi toplanın, çarşaf gerin. Üstünüz başınız dut olsun. Bulursanız kara dut toplayın, ellerinize kına gibi olsun.” Bunu ciddiye alanların sayısı da epey az. Galiba “dut” dendi mi heyecanlananların sayısı giderek azalıyor. Yanıtlar bir garip: Dut ağacı mı kaldı? Ya oğlan düşerse? Bizim kız hiç dut yemez. Marketten aldık; sevmedi, yemedi.
“Marketten dut alırsanız öyle olur!” diyemiyorum. Aklıma başka şeyler geliyor. Şöyle kokulusundan fikirler. “Birlikte keş yapın” desem, olmaz. Mis gibi kokar ama herkes bilmez. Küçükten kokusuna tadına alışmış olmayanlara sonradan sevdirmek zor. Daha çok bilinen, kokusunu bilenlerin ağızlarını sulandıracak bir başka şey gerek. Örneğin vişne reçeli. 2009’da Çengelköy’de vişne reçeline adanmış bir güne, Çiğdem ve Keti Teyzenin öyküsüne yer vermiştim.
Kahvaltı sonrası bahçeye çıkar, birlikte vişneleri dalından toplardık. Balkonda oturup hepsinin sapını kopardıktan sonra mutfağa geçerdik. Vişneleri yıkadıktan sonra masa başı işi başlardı. Kollarımızı sıvayıp mutfak masasında yan yana otururduk. Tiyamın vişne çekirdeğini çıkarmayı sağlayan, adını hâlâ bilmediğim bir mutfak aleti vardı. Vişneleri tek tek bu alete alıp çekirdeğini çıkarırdık. Ben çoğunlukla tiyamı izlerdim. Tek tek tüm vişnelerin çekirdeğini çıkarması benim için izlemesi çok zevkli bir şeydi. Bu işi asla hızlı yapmazdı. Tek tek ve gayet özenli yapardı her seferinde. Çekirdeği çıkan vişneleri tencereye koyup üzerine şeker ve su eklerdik. Tiyamın kırmızı-pembeye dönen parmakları bana çok güzel görünürdü.
Vişne reçeli konusunda itirazlar olacaktır. Biliyorum. Bu durumda aklıma ilk gelen tarhana yapmak. Şöyle yoğurarak, daha fazla uğraşarak. Domates, biber, kızılcık, ne varsa. Acılı, acısız, nasıl istenirse. Çocuklar tarhana kokusunu bilsinler, sevsinler. Kokuyu duyduklarında heyecanlansınlar.
Çocuklara ille de armağan vermek isteyenlere duyurulur. Armağan almak yerine onlarla dut toplayın. Onlara keş geleneğini gösterin. Armağan bu topraklardan, bu topraklarda yetişen kültürlerden olsun. Keş yoksa, vişne reçeli yapın. Onlar vereceğiniz armağan, eve yayılan vişne reçeli kokusu olsun. Vişne yoksa, tarhana kokusu olsun. O kokular çocukları heyecanlandırsın, sevindirsin.
Çocuklara pahalı oyuncak sevdası vermeyin. Çocukların gereksinimleri çok daha basit ve temeldir. İlgi, zaman ve sabır gibi. Emek vermek ve emeğin değerini bilmek gibi. Bunların bir araya geldiği, çocukların yetişkinlerle birlikte yaptığı ortak etkinlikler de temeldir. Bu etkinliklerin ürettiği kokular yüzyıllardır toplumların ayrılmaz parçası biri olmuştur.
Hemen eklemek gerek. Keş, vişne reçeli, tarhana kokularını bilmek ve bu kokulardan heyecanlanmak çok önemli. Heyecan çok önemli. Bugün Türkiye’de çocukları heyecanlandıran ve güzel olan ne varsa söndürmek isteyen bir iktidar var. Heyecan veren her şeyi yok etmeye çalışan, güzel olana düşman bir iktidar. Çocuklardan heyecanı çalanlar, onların yaşam sevincini yok ediyorlar. Çocukları gerçekten seviyorsanız çocuklara heyecan veren kokuları armağan edin.
- Netta Lannes Arbel: Gözlerimi kapatmayı reddediyorum 12 Ocak 2025 04:15
- Boğaziçi direnişi sürüyor 05 Ocak 2025 04:18
- Neden unutturmak istiyorlar? 22 Aralık 2024 04:15
- Çocuk çocuktur! 08 Aralık 2024 04:29
- Soul Behar Tsalik: Gazze’den çıkın! 01 Aralık 2024 04:30
- Profesör Saibaba ardından 17 Kasım 2024 04:01
- Irkçılığa karşı zırh gerek 03 Kasım 2024 04:03
- Almanya, militarizm ve okullar 20 Ekim 2024 04:15
- Nihon Hidankyo kuruluş bildirgesi 13 Ekim 2024 04:15
- Yuval: Soykırıma ortak olmam 29 Eylül 2024 04:54
- Ordunun kıskacındaki gençler 15 Eylül 2024 04:08
- Nükleer felaket önlenebilir 08 Eylül 2024 04:27