15 Haziran 2016 00:56

Bireysel IŞİD’cilik!

Bireysel IŞİD’cilik!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Önce ‘70’li ‘80’li yıllara damgasını vuran Afganistan savaşını hatırlayalım. ABD ve SSCB arasındaki en kapsamlı, en kirli, en denetlenemez etkiler doğuran kapışmadır ve “iki kutuplu dünya” kavramının sonunun başlangıcıdır. Diğer bütün sonuçlar bir yana bırakılırsa, dünyada “İslami terör” olgusunun ortaya çıkışının da kaynağıdır. ABD, SSCB’ye karşı bölgenin bütün gerici-feodal aşiretlerini ve İslamcılık akımını bütün gücüyle, silah ve parayla sonuna kadar destekledi. Yayılmalarının, uluslararası bir güç olarak büyümelerinin her türlü imkanını yarattı. Başta Suudi Arabistan olmak üzere, dolar ve altınla tıka basa doymuş Müslüman devletlerin finans ve ideolojik desteğinin yanında İsrail’in teknik ve istihbarat lojistiğini de kullanarak bu tür örgütleri canavarlaştırdı. Kafkaslardan Balkanlara kadar Türkiye merkezli, Pakistan merkezli olarak da bütün Hindistan kıtası çevresinde, Malezya’da, Endonezya’da, Kırgızistan’da vs. yeni “şeriatçı”örgütlerin doğmasını ve palazlanmasını teşvik etti. Afgan savaşının kazanılmasının SSCB’nin çöküşünü hazırlayacağından emindi ve bunun için bu aracı sonuna kadar kullandı. İslam dünyasına Afgan savaşının armağan ettiği “silahlı cihat” siyasetinin kısa öyküsü budur. 

Önce Taliban sonra da onun bugünkü binbir çeşit uzantısı artık hiçbir şekilde denetlenemez hale geldi ve yeni biçimler altında faaliyet göstermeye başladı. 

Orlando saldırısı ve önceki gün Paris’te gerçekleşen bıçaklı cinayet bu bakımdan ilginç ve üzerinde düşünülmesi gereken yeni bir “türeme” biçiminin ortaya çıkışı olabilir.

Bunu “bireysel IŞİD”cilik” olarak adlandırabiliriz.

Orlando katliamını gerçekleştiren Ömer Sıddık Metin adlı tuhaf adam, Afgan kökenli bir Amerikan vatandaşıdır. Belli ki, Afgan savaşı sırasında devşirilen yüz binlerce iş birlikçi içinden sürüp gelen bir dalın ucunda yer almaktadır. IŞİD’le organik bir bağlantısı olup olmadığı bilinmiyor, ama IŞİD saldırıyı acilen üstlendi. 

Paris’teki bıçaklı saldırganın kimliği bu yazı yazılırken henüz haber sayfalarına düşmemişti ama IŞİD bu cinayeti de hemen üstlendi. 

Muhtemelen, Paris’in kenar mahallerinde sürünen bir Müslüman, kim bilir hangi nedenle, fakat yaşadığı koşulların ve inancının bileşkesinden doğan bir güdüyle bu işe girişti.

Önemli olan, her iki saldırıyı da IŞİD’in derhal ve otomatik olarak üstlenmesidir.

İki sonuç var elimizde.

Birincisi; IŞİD artık her türlü cinayeti ve kıyımı koşulsuz üstlenmeye hazırdır. Bu, hem toplumsal ve siyasal terörün etkisini arttırmak için bir yoldur hem de bireysel sorunlardan da kaynaklansa, her cinayeti teşvik etmenin de bir aracıdır. 

İkincisi; kafası bozuk her “öfkeli Müslüman”, kendisine kısa yoldan cennet yolunu açan bir kapı bulduğuna inanmakta artık serbesttir. IŞİD her manyaklığa, her hastalıklı nefret ve intikam duygusuna böyle bir ruhsat verdiğini açıklamıştır ve bundan istifade etmek isteyecek yüz binlerce sıkıntılı genç kapitalist dünyanın metropollerinde başıboş dolaşmaktadır. 

FBI, Interpol, her türden istihbarat servisi, yerel polis vs. zaten bir biçimde kayıtlarına geçmiş olan bu canlı bomba adaylarının, şimdi Orlando katliamının soruşturmasında yaptığı gibi, önce “örgüt bağlantısı” olup olmadığını araştıracaktır. Boş çaba… Artık bunun olmasına hiç gerek yok. Patlamak isteyen herkes artık IŞİD’lidir. Yarın sokakta sigara içtiği için, ramazan günü birahaneye gittiği, parkta sevgilisinin elini tuttuğu için içimizden biri bıçaklanabilir ve IŞİD bunu derhal üstlenebilir. 

IŞİD artık bir “terör örgütü” değil, bireyselleşmiş nefret ve yobazlık için bir kimliktir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa