Önemli yolcular (?!)
Güneybatıdaki bir kentin büyük kent belediye başkanının danışmanlığını yapıyorum kısa bir süreden beri. Bu nedenle, öteki yolculuklarımın dışında, her yedi günde bir Sabiha Gökçen hava alanından Bodrum- Milas hava alanına uçuyorum. Ertesi ya da daha ertesi gün de geri uçuyorum.
Kısacası çok uçuyorum.
Uçuştan 24 saat öncesinden başlayarak bilgisunar (internet) ile uçaktaki yerinizi ayırtabiliyorsunuz.
Böylece özellikle sayrı olanlara onlara uygun bir yer ayırtabilme olanağı veriliyor. Bu, örneğin benim için, çok önemli. Çünkü şeker ( diyabet ) illetim var. Kimi kez, sık sık ayakyoluna gitmek zorunda olabiliyorum. Olabildiğince önde, (üçlü koltuklarda ortada oturmayıp) koridor yanına oturarak, benim için kimsenin oturduğu yerden kalkmasına neden olmamalıyım.
Bilgisunara saniyesi saniyesine tam yirmi dört saat önce girip uçağın oturma yerlerini gösteren tasarı (planını ) açtığınızda önden yedi sıranın ayırtılmış gibi kapatılmış olduğunu görüyorsunuz. Baştan beri ilk dört sıra kapatılırdı. Bir süredir bu sayı yediye çıkarıldı.
Neden?
Kimseler sormuyor “neden ?” diye de ondan gibime geliyor.
Önceleri bu yerlerin, benim gibi şeker illeti ya da bir başka sayrılığı olanlar için ayrıldığını sanıyordum. Sonra böyle olmadığını gördüm… Uçuşta bu yerlerin genellikle boş olduğunu saptadım. (Görselledim de )
Son anda gelebilecek önemli ( ?! ) kişiler için mi kapatılıyordu bu yerler?
Neyse ne… Uçağın tekerlekleri döner dönmez, kimi kişiler öndeki bu yerleri kapabilmek için fırlıyorlar. Bir curcuna… Bir karışıklık…
Önde oturmak önemli mi?
Elbette değil…
Ama anlattım, benim gibi illeti olanlar için önemli elbette… Yiyecek içecek dağıtan görevlilerin arabaları geçinceye dek ayakyoluna erişemezsiniz. Önde olursanız arabanın geçiş süresi kısalır. Siz de sıkışmışsanız uzun süre beklemek zorunda kalmazsınız.
En öndeki üç-dört sıra kimi uçaklarda “ business “ dedikleri bölümdür. Daha çok para ödeyenler buradaki az daha geniş koltuklara otururlar. Eş uçuş süresi için daha çok para öderseniz ayrıcalıklı olursunuz. Biliyorsunuz son dönemde ayrıcalıklı olanlar çoğaldılar gitgide. Ama ölçüt para…
Bunu da hiç anlamış değilim. Çocukluğumdan beri…
İlköğrenimim sırasında tramvaylar böyleydi. Kırmızı renkli vagonlar “birinci”, yeşil renkliler
“ikinci” idiler. Genelde ayakta gidilmesine karşın, birincide gidenler 5 kuruş öderler, ikincide gidenler 3 kuruş öderlerdi. Yolcuları böyle paralarına göre ayırmak benim için anlaşılır değildi ‘çocukluğumdan beri’ dedim ya. Batı’ya gittiğimde orada böyle olmadığını görmüştüm. Topu topu bir saat uçacağı bir yolculuğu daha çok para ödeyerek yapmak olsa olsa gösteriştir, ayrıcalık düşkünlüğüdür diye düşünüyorum. Bunu konu edinmem, varsılın parası varsızın çenesini yorar deyişini anımsatıyor değil mi?
Şimdilik beni ilgilendiren, bu çeşit saçmalıklara kimselerin karşı çıkmaması…
Evrensel'i Takip Et