22 Haziran 2016 00:57

‘Söz bitti yazı kifayetsiz’se!

‘Söz bitti yazı kifayetsiz’se!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Özgür Gündem’le 1 günlük yayın yönetmenliği dayanışmasına katılan Şebnem Korur Fincancı, Ahmet Nesin ve Erol Önderoğlu önceki gün tutuklandılar! 

Şebnem Korur Fincancı; gazetemizin 13 yıldır köşe yazıları yazan değerli bir yazarı, tanınmış bir adli tıp profesörü, dünya ölçüsünde bir insan hakçısı, Türkiye İnsan Hakları Vakfının da başkanı.

Ahmet Nesin; ülkemizin, toplumsal gelişmelere karşı duyarlı, gerektiğinde elini taşın altına koymaktan çekinmeyen önemli bir yazarı. 

Erol Önderoğlu ise; 20 yıllık gazeteci ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün (RSF) Türkiye temsilcisi. Yani Türkiye’de ve dünyanın her yerinde soruşturmaya uğrayan, işten kovdurulan, tutuklanan gazetecileri ve basın özgürlüğünü savunmayı görev edinmiş gazeteciler örgütünün Türkiye temsilcisi. 

Savcılık, Türkiye kamuoyunun yakından tanıdığı üç kişiyi, Özgür Gündem gazetesinde bir gün genel yayın yönetmenliği yaparak, “Terör örgütü propagandası” yaptıkları iddiasıyla mahkemeye sevk ediyor; mahkeme de onları tutukluyor!

Burası, sadece sözün bittiği değil ama “yazı”nın da düşünce ve duyguları ifadede kifayetsiz hale geldiği yerdir!

Bu yüzden de “Savcı bu kişileri neden mahkemeye gönderdi?”, “Mahkeme bu ülkenin en tanınmış kişilerini hangi gerekçelerle tutukladı, bu uygulamalar yasal mı değil mi?”, “Terör nedir?”, “Terör örgütü propagandası nasıl bir şeydir”... gibi tartışmalar büyük ölçüde anlamını yitirmiştir.

Bütün bu sorulara, “Gazetecilikten değil  terör örgütü propagandası yapıldığı için yargılanıyorlar” biçimindeki geleneksel, herkesi aptal, alemi sersem sanan mantıkla yanıt verilebilir. Ama dünyada nelerin olup bittiğini az çok bilen hiç kimse bu demagojik yanıta inanmaz. Çünkü herkes bilir ki, Türkiye gibi ülkelerde “terör“ her renge girip herkesi içine alacak bir suç olarak tarif edilmiştir. “Terör örgütüne yardım” ya da “Terör örgütü propagandası” suçlamasıyla, bugün istenirse, Erdoğan-AKP yönetimine biat etmeyen herkes suçlanıp tutuklanabilir!

Ancak şu da bir gerçek ki, bugüne kadar Türkiye’de; özgürlük mücadelesi içinde olanları, basın özgürlüğünü, halkın haber alma özgürlüğünü savunanları soruşturmalar, tutuklamalar, cezaevlerine atmalar, öldürmeye varan şiddet uygulamaları engelleyememiştir. Tersine Türkiye’nin yakın tarihinde de geçmişinde de gazeteciler, aydınlar, çetin sınavlardan geçmiş, bedeller ödemiş ama bu sınavlardan yüz akıyla çıkmışlardır.

Bugün de farklı olmayacak, bütün baskılara, “terörle mücadele” adına ülkeye deli gömleği giydirilmek istenmesine karşın, gerçekleri söylemekte ısrar edenleri teslim almak olanaklı olmayacaktır. Tersine bu mücadele daha da yayılacak, aslında yapılmak istenenin “Özgür Gündem’le dayanışma”yı engellemekten öte medyayı, halkın haber alma özgürlüğünü baskı altına alma, gerçekleri söylemekte ısrar eden gazetecileri, aydınları sindirme amacı olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılacaktır, anlaşılmaya başlanmıştır.

Bu gerçek anlaşıldıkça da basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğü mücadelesinin safları hem sıklaşacak hem de büyüyecektir.

Cumhuriyet’in Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Evrensel’in Yayın Yönetmeni Fatih Polat, tutuklamaların arkasından “nöbet sırasına” girerek “çıtayı” daha yukarı çekmişlerdir.

Bu köşede çok yazıldı ama bir kez daha yineleyelim, medyada gerçeği yansıtma mücadelesi kendi başına basın özgürlüğü sorunu olmayı çoktan aşmış, Türkiye’nin demokratikleşmesi mücadelesinin parçası olmuştur. Bu nedenle Özgür Gündem, Evrensel, Hayatın Sesi TV, imc TV, Cumhuriyet, Birgün gazeteleri ile Erdoğan-AKP yönetiminin hedefi diğer medya organları ve her medyadan basın özgürlüğü mücadelesine katılan gazeteciler, gazeteci örgütleri, bir yandan kendi aralarında öte yandan da tüm demokrasi güçleriyle, emek güçleriyle, aydın ve demokrat çevrelerle dayanışan bir mücadele hattında olmak durumundadırlar.

Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu ve Ahmet Nesin’in tutuklanmaları bize bu sorumluluğumuzu belki bir kez daha ama sarsıcı bir biçimde hatırlatmıştır.

Onlar bize dayanışmanın, ortak mücadelenin önemini hatırlattılar. Bizler de onların bayrağını daha ileriye taşıyarak mücadeleyi sürdürmeliyiz.

Çünkü, “sözün bittiği yazının kifayetsiz olduğu yerde” yolu açacak olan tek şey mücadeledir! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa