24 Haziran 2016 00:50

Zamanlama manidar

Zamanlama manidar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İlk Kurtuluş Günü filminin çekildiği 1996 yılında, bilim kurgunun yükseliş yıllarına damgasına vuran Soğuk Savaş henüz sona ermişti. Biraz gelişen teknolojinin imkan verdiği efektler, biraz Amerikan uygarlığının simgelerinin yıkılma sahnelerinin (Dövüş Kulübü’ndeki gibi 11 Eylül’ü öngören) çarpıcılığı (Yönetmen Emmerich sonraki kıyamet filmlerinde de benzerlerini yapacaktı; Yarından Sonra’nın donmuş Özgürlük Anıtı en meşhuru), özellikle yan karakterler eliyle Soğuk Savaş kasvetinin ardından gelen mizah, filmi dikkat çekici hale getiren unsurlardı. Sonunda ABD’nin bağımsızlık günü olan 4 Temmuz’da Amerikan başkanının sayesinde uzaylıların yenilmesine bağlanıyordu. Amerika eliyle inşa edildiği söylenen tek kutuplu yeni dünya düzeniydi işte bunlar hep. Kör göze parmak politik mesajı, filmleri yorumlarken politikadan bahsetmek istemeyenleri bile mecburen konuşturuyordu.
Aradan yirmi yıl geçti, tek kutupluluk -stratejik derinlik misali- bir iddia olarak bile kalmadı dillerde. Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit eski filmin iskeletini bozmadan, kabalıkları incelten, esprilerini güncelleyen bir Amerikan kurtarıcılığı övgüsü olarak karşımızda. Anahtar kelimeler: savaşsız dünya, kadın ABD başkanı, süper güç Çin, yabancıya saldırgan yaklaşım, gerçeği söyleyene deli muamelesi, bugün 4 Temmuz, savulunuz...
Olaylar adet olduğu üzere Beyaz Saray’da başlıyor. Dünyada savaşlar bitmiş, gezegenin ortak düşmanı uzaydan gelince devletler birbiriyle savaşmaktan vazgeçmiş, ortak bir uzay programı oluşturulmuş. ABD’den sonra en iddialı ülke de Çin. Rusya’nın adı bile yok, Soğuk Savaş bitse de bazı tabular tabii (Uzaya ilk insanı gönderen Sovyetler’i inkar etmeden Amerikancı olunmaz da, uzayda Rusya yokmuş gibi davranmak hepten komik: Mesela 2013’te Cuarón’un Yerçekimi’nin uzayda gezinen Amerikalı astronotları sırayla Rusya ve Çin’in uzay istasyonlarına sığınabilmişti).
Eski başkanın damadı çılgın pilot, onun kankası Will Smith’in oğlu, kara savaşında tecrübeli Afrikalı kabile reisi oğlu, Çinli komutanın yeğeni falan, ikinci kuşak bir uzaylıyla mücadele timi kuruyor. İlk filmin kahramanları, başkan ve bilim insanları meczup takımından sayılıyor, kimse tarafından ciddiye alınmıyor. Kadın başkan ve yönetimin Amerikan kibri, yani her şeyin en iyisini bildiğini sanıp kimseye kulak asmaması, filmin ilk kısmındaki çatışma kaynağı. Dolayısıyla seyircinin itilmiş kakılmış ve haklı kahramanlara yakınlık duyarak, kibirli ve aptal yönetimin aczden yıkılışını keyifle izlemesi mümkün. Ama aynı ilk film gibi ikinci yarıda gezegenin kurtuluşu gene 4 Temmuz kutlamalarına meze olacak. Öngörülebilir ve hele de Amerikalı olmayan seyirci için heyecan yaratmaktan uzak bir final, dünyalıları bekliyor.
Yalnız Çin-ABD el ele, hem de Amerikalı inek tipli asosyal oğlanla, güzel Çinli kadının flörtü gibisinden. Öteki ülkelerin gösterdiği varlık da, liderlerinin Amerikan başkanına fikirlerini söylemesi kadar. Karar hanımefendinin, yani başkan kadın, mesaj ulaşmadıysa (Michael Moore da yeni filminde bu mesajla yakından ilgili. Pek yakında). Anlamadan dinlemeden yapılan ilk saldırıda bir yanlışlık var ama bunu söylemek sürprizi kaçırmamalı, çünkü fazlasıyla göstere göstere her şey, baştan sona. Hain çıkan da yok, uzaylının hangisi dost hangisi düşman zaten belli, tuzaklar da öyle. Her şeyiyle dümdüz bir film, tüm çatışmasına, savaşına rağmen. Uzaylıların tipleri ilk filmde de tutmamıştı, pek yaratıcı, değişik bir şey yok. Zaten gelme sebepleri de Dünya’nın çekirdeğini emmek. Sürpriz yok ki saklansın.
Kısaca, Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit en çok nostaljik sebeplerle, ilk filmle ilgili olumlu duygularını pekiştirmek isteyen seyircileri çekmeye aday. Klişelerine ve Amerikan propagandasına rağmen esprileri, efektleri, meraklısına hitap eder, bu sorunlarının farkında olan ya da umursamayanı hayal kırıklığına uğratmaz herhalde.
4 Temmuz ilk filmde sadece ABD’nin değil Dünya’nın kurtuluş günü olmuştu. İkincide de öyle, üstüne evreni kurtarmanın yolu açılıyor. Uzaylının aklı varsa üçüncüde 4 Temmuz’a doğru gelmez.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa