Demokrasi için birlik: yaşamsal ihtiyaç…
Fotoğraf: Envato
Artık “nereye gidiyor bu memleket?” sorusu sorulmuyor. Değişik sözcüklerle ifade ediliyor olabilir, ancak memleketin nereye gittiği açık seçik bellidir: Faşizme doğru gidiliyor. Kurulmakta olan faşist diktatörlüktür!
Eksiği üç-beş şey kalmıştır ve onlar da hızla tamamlanmak istenmektedir. Yargıya el atılmıştır ve yeniden düzenlenmek istenmektedir. Dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonra Yasama’nın ne kadar kalıp kalmadığı çoktan tartışmalı hale gelmiştir ve zaten epeydir yürütmeye bağlanmıştır. Yürütme dört başı mamur zırhlandırılmakta, hem yetkileri sonsuzlaştırılmakta hem tam bir koruma altına alınmaktadır. Saldırı konusu edilmedik demokratik hak kalmamıştır– ne basın, ne toplantı ve gösteri, ne ifade, ne örgütlenme…
Evet, “burjuva demokrasisi” dahil burjuva egemenliği sömürülen yığınlar üzerinde bir diktatörlüktür ve parlamento bir “asma yaprağı” gibidir; ancak bu demokrasinin kırıntılar halindeki güdük varlığına bile kurumları ve haklarıyla birlikte göz dikilmiştir. “Parlamenter sistemin bekleme odasına alındığı” açıklanmış, en küçük demokratik hak bile yasaklama konusu edilmiş, demokrasi dendiğinde en başta akla gelecek olan hukukun üstünlüğü işlemez kılınmıştır, içeride ve dışarıda savaş yürütülmekte ve hak eşitliği yok sayılmaktadır. Hızla burjuva diktatörlüğünün özel biçimi olarak tek adam-tek parti diktatörlüğü inşa edilmektedir.
Şimdi faşizme gidiş koşullarında kırıntı halinde bile olsa demokratik hak ve kurumlar savunulmak üzere mevzinin buradan kurulması şart olmuştur. En başta demokrasi savunularak tek adam-tek parti diktatörlüğüne geçiş önlenmelidir. Demokrasinin bileşenleri ya da dayanakları ve unsurları olarak laikliğin, Alevi ve Kürtlerin hak eşitliğinin, yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesinin, kadın haklarının, ülke içi ve dışında barışın… savunulmasıyla faşizmin püskürtülmesi birincil önemdedir.
Bu mücadelenin birlik örgütü olarak bir Demokrasi İçin Birlik Örgütü kurulması yaşamsal önem kazanmıştır. Eski AİHM yargıcı ve CHP vekili Rıza Türmen’nin bu yöndeki çağrısı ve oluşan Diyalog Grubu net olarak desteklenmelidir.
Demokrasi İçin Birlik en başta demokrasiyi savunacaktır. Birleştirici olması amacıyla, bunu, ona ideoloji yüklemeden ve “demokrasi”nin başına “radikal”, “doğrudan”, “çağdaş”, “çoğulcu” ya da “katılımcı” gibi herhangi sıfat eklemeden yapmalıdır. Kim nasıl anlıyorsa öyle anlatabilir, ancak asgari müşterek yalnızca “demokrasi” ve savunulması olmalıdır.
Birlik içinde güçlerini birleştirecek parti ve örgütler kendilerini fesh etmeyecek, biri diğerinin “şemsiyesi” altına girmeyecek, ama eşit haklara sahip “ortaklar” olarak etrafında toplanmayı kararlaştıracakları asgari müştereklerin savunulmasında yan yana duracaklardır. Demokrasi İçin Birlik’in bir “program”dan çok, ilişkilerinin hukukunun ilkelerine ve birlikte savunacakları asgari müştereklere, bunların belirlenmesine ihtiyacı vardır.
Açıktır ki, demokrasiyi savunmak üzere yan yana gelecek olanlar, en başta kendi içlerinde demokrasi uygulamak durumundadırlar; birbirlerine hiçbir dayatmada bulunamazlar, bulunmamalıdırlar. Ne program ya da platform, ne pozisyon, ne kişi… Kimse kimseye “ağabeylik” yapmaya kalkışmamalı, ama herkes birbirinin kardeşi olmayı benimsemelidir.
Şimdiye kadar “birlik”olmanın çok sözü edilmiş, ama ya program ve birliğin nerede gerçekleşeceğine dair örgüt ve kararlaştırıcı irade dayatmaları ya da birlik lehine birleşen parti ve örgütlerin kendi varlıklarına son verme talepleri nedeniyle, denemeler, bazılarında belirli mesafeler alınmış olsa bile sonuçsuz kalmıştır. Şimdi tümünden ders çıkararak davranma zamanıdır ve şakası da yoktur, birlik ihtiyacı hiç bu kadar yaşamsallaşmamıştır.
Kim demokrasi istiyor ve tek-adam-tek parti diktatörlüğüne karşı çıkıyorsa, kendi farklı görüşlerini ayrıca –kendi başına ya da fikir birliğinde olabileceği başkalarıyla beraberce– savunmayı sürdürerek, asgari müştereklerinin mücadelesini birlikte vermek üzere güçlerini “Demokrasi İçin Birlik”te birleştirmelidir
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02