05 Temmuz 2016 01:00

Gerçek final

Gerçek final

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Avrupa’nın pek çok ülkesi Almanya ile olan futbol rekabetini anlatmaya 2. Dünya Savaşı’nın korkunç hatıralarından başlar. Her ne kadar bu dönem, Almanya’nın büyük utanç duyduğu ve Nazi saldırganlığının kurbanlarından af dilendiği bir geçmişi imlese de yaşanılanların şiddeti düşünüldüğünde rakiplerin bu ısrarını anlamak zor değil.

1945 sonrası futbolun zenginliği, Almanya’nın bunu değiştirebilme, tartışma eksenini saha içine indirgeme yolundaki en büyük avantajı. Ancak mesele Fransa ile olan rekabetse, ‘Maviler’in buradaki miladını da travmaya yakın bir deneyimin oluşturduğunu söylemek gerek.

İspanya’da düzenlenen 1982 Dünya Kupası, Fransa’nın dünya futbolunun üst seviyesine geri dönüşünün müjdecisiydi. Fransa artık bugünkü takımların temelini atmaya başlıyordu. Mavi forma göçmenlere, göçmenlerin torunlarına (eski sömürgeler ve İtalya) emanetti: Tigana, Tresor, Janvion, Lopez, Platini, Genghini, hep bu kategoridendi.

1958 İsveç’te üçüncülük maçında Almanya’ya karşı alınan 6-3’lük galibiyetten bu yana ortalarda görünmeyen ülke futbolu, nihayet Platini, Giresse ve Tigana’dan oluşan büyüleyici orta sahasıyla sahneye geri dönmeye hazırdı.

8 Temmuz 1982’de Sevilla’nın Ramon Sanchez Pizjuan Stadyumu’nda rakip Almanya’ydı. Almanya, 17. dakikada Littbarski ile öne geçiyor, Platini 26’da penaltıdan kaydettiği golle durumu eşitliyordu. 60. dakikaya doğru Platini, Almanya savunmasındaki büyük boşluğun arkasına sarkan Battiston’u nefis bir pasla topla buluşturdu. Battiston hızla kendisine doğru koşan Toni Schumacher’in solundan topu kaleye doğru yuvarladı ancak pozisyonun golle sonuçlanıp sonuçlanmadığını ancak hastanede öğrenebildi. Çünkü Schumacher, Battiston’a doğru koşusunu gaddarca sürdürmüştü ve Battiston aldığı darbeyle o an için bilincini yitirmişti.

Fransa, müsabakanın devamında oyun üstünlüğünü korudu. Uzatmalara giden maçın ilk bölümünde 92’de Tresor, 98’de Giresse skoru 3-1’e getirdi ama kolay pes etmemesiyle tanınan Almanya bu gollere 102 (Rummenigge) ve 108’de (Fischer’in meşhur yarım röveşatası) karşılık vermeyi başardı. Penaltılara taşınan maçta Didier Six ve Maxime Bossis’in kaçırdığı vuruşlar, Fransa’nın finale ulaşmasını engelleyecekti. Fransa, Battiston’un 2 dişinin düşmesine yol açan darbeye hakemin sessiz kalmasına isyan ediyordu. Schumacher ise maç sonrası yaptığı açıklamada dişçi masraflarını ödeyebileceğini söyleyerek kendisine yönelik antipatiyi büyütüyordu. Dünya genelindeki futbolseverlerin dayanışma duyguları Fransa ile birlikteydi!

1986’da iki takım bir kez daha Dünya Kupası yarı finalinde karşı karşıya geldi. Fransa bu kez Avrupa şampiyonuydu ve üzerindeki baskı daha azdı ancak herkesin dilinde “Almanlardan intikam almak” vardı. 9’da Brehme’nin frikiği Almanya’yı öne geçirdi. Maxime Bossis’in Schumacher’den seken topu boş kaleye gönderememesi, Fransa’nın kaderini belirledi ve son sözü 90’da Rudi Völler söyledi.

Fransa, 2014’te bir şans daha elde etti. Ancak Almanya’nın kazandığı şampiyonluk yolundaki tatsız bir çeyrek final hatırası olmanın ötesine geçemediler. Hummels’in golü skoru belirledi.

Ve işte şimdi, 1958’den bu yana ilk kez büyük turnuvalarda Almanya’yı yenebilme adına en ciddi şanslarına sahipler. Kendi evlerinde düzenlenen turnuvada yarı finale arzuladıkları form düzeyiyle geliyorlar. İrlanda maçının 2. yarısı ve İzlanda maçına toplam 7 gol sığdırdılar. Turnuva boyunca ilk yarılarda gol bulamayan takım, İzlanda karşısında 45 dakikada 4 gol atarak Avrupa Futbol Şampiyonaları rekorunu kırdı.

Griezmann, Giroud, Pogba yükselttikleri performanslarıyla Payet, Matuidi ve Kante’nin yanına eklenmiş durumdalar.

Üstelik Almanya’nın da Hummels ve Gomez başta olmak üzere önemli isimlerinden yoksun olduğunu, Löw’ün İtalya’yı geçse de taktik açıdan kafasının karışmış olduğunu görüyorlar.

L’Equipe takımın erişmiş olduğu seviyeyi “Neredeyse kusursuz” şeklinde tanımlıyor.

7 Temmuz günü Marsilya’da turnuvanın gerçek finalini izleyeceğiz. Bakalım, “Neredeyse kusursuz” olmak, 1982 Sevilla’nın kötü hatıralarını silmeye yeterli olacak mı…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa