05 Temmuz 2016 01:00

Kimi için savaş, zulüm, ölüm; kimi için çifte bayram!

Kimi için savaş, zulüm, ölüm; kimi için çifte bayram!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün İslam dünyasında Ramazan Bayramı.
Bayram kolektif sevinç duymak, barış ve kardeşlik havasının, hoşluğun, iyiliğin her yana yayılması, küslerin barışmasıysa, bu bayram halklar için sadece lafta bir bayramdır.
Çünkü İslam dünyasının içinden geçtiği süreç, bir bayramın olumlu anlamda çağrıştırdığı ne varsa onların berhava olduğu bir süreçtir. Bağdat’tan İstanbul’a, Dakka’dan Şam’a Halep’e, Kahire’den İslamabad’a... İslam dünyası, IŞİD, el Kaide, Boko Haram, Taliban, Müslüman Kardeşler... gibi cihatist, terörist örgütler ile bölgede çıkar peşinde koşan emperyalistlerin ve onların yerli iş birlikçisi gerici güçlerin çıkarları uğruna kana bulanmaya devam ediyor.
Bu kandan, kargaşadan, etnik ve mezhep savaşlarından ekonomik ve siyasi rant sağlayanlar, zenginliklerine zenginlikler katanlar “her gün bayram” yapıyor. Bu yağmacılar, kan ve savaş zenginleri, bu kaostan yararlanarak iktidarlarını güçlendirenler; yoksullara, ezilenlere, sömürülenlere, bu savaşların, açlığın, yoksulluğun faturasını ödeyenlere, topraklarından sürülenlere, köle pazarlarında satılanlara; “Bakın bu Ramazan Bayramı, bu Kurban Bayramı, bizim bayramımıza siz de katılın, Allah öyle buyuruyor” diyerek, halkların kutlamaya mecal bulamadığı bayramları kendileri için “çifte bayram” yapıyorlar.  
İslam dünyasının halkları, ne yazık ki bu Ramazan Bayramı’na da, bir çenesini dünyayı Orta Çağ karanlığına sürüklemek isteyen cihatist, terörist örgütlerin, öteki çenesini bölgenin haritasını kendi çıkarlarına göre yeniden çizmek isteyen emperyalistler ve yerli iş birlikçilerinin (yerli gericiliklerin) olduğu bir mengenenin çeneleri arasında giriyorlar.
Türkiye’nin halkları da bu mengenenin dişleri arasındaki halklardandır.
Daha dün bile oruçtu, “arife”ydi demeden, (Belki bugün de yarın da... bayramdı, kutlamaydı demeden) savaş uçakları sınırın içinde ve ötesinde pek çok hedefe bomba yağdırmaktadır. Asker ve polis operasyonları yurt sathında aralıksız sürmektedir. Türkiye artık, aydınların, demokratların, gazetecilerin, ilerici demokrat kişilerin, özgürlük, bağımsız ve laik bir Türkiye talebinde bulunanların sorgulandığı, tutuklandığı, vekilse dokunulmazlığının kaldırıldığı, yargının tümüyle cumhurbaşkanına bağlanması için Meclisten yasa geçirilen, Terörle Mücadele Yasası’nın anayasa olduğu, canlı bombaların, siyasi rant amaçlı ve toplumu terörize etmek için kullanıldığı bir ülkedir.
Kısacası bugün Türkiye, kendi tarihinin en karanlık dönemine doğru, üstelik iktidarı elinde tutanlar tarafından sürüklenmektedir. Uluslararası dayanakları da olan Orta Çağ gericiliği ve “tek parti- tek lider rejimi”nin güçleri tam bir iç içe geçmişlikle, ülkenin 200 yıllık ilerlemesinin kazanımlarını yok etmek ve kendi “muhafazakar toplumları”nı inşa etme ve Türkiye’yi bölgedeki gericiliğin merkezi yapmak için tam bir seferberlik içindedirler. Bunun için devletin ve hükümetin bütün olanaklarını seferber etmiş bulunuyorlar.
Ve bugün ülkeyi yönetenler, onların arkasında duran, en öne çıkan ulema, hem bütün bu kapsamlı ve son derece can acıtıcı uygulamaların müsebbiplerine, yağma ve talanın haramilerine, bu saldırıları ekonomik ve siyasi ranta dönüştürenlere, hem de savaş politikalarının, zulmün, sömürünün altında inletilenlere “Bugün Ramazan Bayramı, biz de din kardeşiyiz, Hadi hep birlikte kutlayalım!” demektedir.
Evet, bireysel düzeyde herkes kendi inancına göre belki bayramı kutlayacaktır. Elbette kutlasınlar da. Ama bir kolektif mutluluk, kolektif sevinç, birlik ve kardeşlik ruhunu oluşturmaya hizmet eden bir kutlama için ne halkların “motivasyonu” ne de koşullar uygun!
Uzak olmayan bir zamanda bayramları gerçek bayramlar olarak kutlamak dileği ile...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa