06 Temmuz 2016 00:51

Deli Dumrul görevde…

Deli Dumrul görevde…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP yeni TRT vergisi saldı memlekete…
Bakanlar Kurulu bildirmiş:
Bundan kelli internete bağlanabilen tüm cihazlardan; bilgisayar, tablet ve akıllı cep telefonlarından da TRT bandrolü alına… (28 Haziran 2016) 
Şeriatın kestiği parmak cebi kanatacak… Azıcık daha.
Kanun namına... denilecek… Ve…
Cumhuriyet’te, Orhan Bursalı’nın yazdığına bakılırsa, “TRT gelirlerinin yüzde 39 kadarı bu yolla karşılanacakmış.” (4 Temmuz 2016)
Kaynamasın meblağ; dikkat isterim:
“TRT gelirlerinin yüzde 39 kadarı” bu yeni vergilerle karşılanacak… mış!..

BAS BAS PARALARI BORAZANCIYA
TRT sadece Saray ve iktidarının borazanı değil…
Borazancıların da ikbal kapısı…
İktidarın ideolojik aygıtı işlevi görmekle sınırlı değil, TRT’nin misyonu… 
Emsalleri gibi… Bi’kamu kuruluşu olarak TRT, aynı zamanda Saray ve AKP’sinin kadro istihdam sahası olarak da iktidarın hizmetinde…
AKP avanesini TRT’nin nasıl finanse ettiğine, hatta kimilerini nasıl zenginleştirdiğine dair haberler, maiyet medyasına mahkum olmayanların gözüne ilişmiştir…
TRT imkanlarıyla yapılan programların yine TRT’ye satılması…
Maiyetteki medya elemanlarının daimi yorumcu olarak istihdam edilmesi filan en bilinenleri…
Bi’de dolaylı fonlamalar var ki, en “masum”undan bahsedeceğim…
Eski defterleri karıştırarak…
Geçmiş metotların izinde yeni TRT vergilerinin akıbetine fal tutacağım…  
Eski defterler derken… 
Gazeteci Mustafa Hoş’un evvelce yaşayıp yazdıklarına (Abluka,  Destek Yay, 4. Baskı) götüreceğim sizi…

‘ORTAK AKIL’ FON DESTEĞİ PEŞİNDE
Hikayemiz şöyle başlar:
Mustafa Hoş, davet üzerine AKP’li sermayeyle Kanal 24’ü kurar… Yöneticisi olur...
Kitabında yer verdiği (s. 39) anekdota göre: 
Mustafa Karaalioğlu’ndan Ali Bayramoğlu, Beril Dedeoğlu, Oral çalışlar ve EtyenMahçupyan’a program yaptırma önerisi alır.
M. Hoş, kabul eder. 
Karaalioğlu’nun odasında A. Bayramoğlu ve O. Çalışlar ile buluşurlar. 
Adını “Ortak akıl” olarak belirleyecekleri programın formatını, içeriğini konuşurlar…
Sıra “Kaç para?” kısmına gelir…
Mustafa Hoş, istenilen yüksek ücretlere karşı çıkar…
Ali Bayramoğlu da önerilen ücreti beğenmez…

ALİ BAYRAMOĞLU ÇAREYİ TRT’DE BULUR 
Fakat demokrasilerde çare tükenmez…
Nitekim sıkı demokrat olarak Ali Bayramoğlu uzlaşı perdesini aralar…
Gerçi sıkı liberal demokrattır arkadaş ama çözümü devlet kapısında, TRT’de bulur…
Bayramoğlu: “O zaman şöyle yapalım. Karaalioğlu, TRT’de bir iş daha ayarlasın (Demek ki, başka “iş”ler de yapıyor TRT’de-erol a.). ben de kabul edeyim.”
“Ortak akıl” çalışmaya başlar… 
Karaalioğlu bayılır teklife: 
“Valla bak bu olur. Konuşurum ben. Oral Abi de Radikal’de yazsın. Star Gazetesi de olur ama etkinlik ve farklı mecralarda bulunmak adına Radikal daha doğru olur.”  
Nasıl ama!..
M. Karaalioğlu’nun, TRT’deki görevi ne?
Hiç bi’şey… Bittabi “resmen”…
Radikal’de… ya da Doğan medyadaki pozisyonu?
Hiç bi’şey… Bittabi “resmen”…  

‘ORAL ABİ’ DE RADİKAL’E TAYİN EDİLİR
Öyleyse?
O oraya, bu buraya… atamaları…
TRT’den Radikal’e… Mustafa Karaalioğlu’nun bu kudreti nereden geliyor?
Şimdiler de “Karar” aşamasındaysa da… Muhterem o vakitler Başvekil Tayyip’in Star gazetesinin yöneticisi…
Lakin Aydın Doğan’ın Radikal’ine köşe yazarı atıyor:
“Oral Abi de Radikal’de yazsın.”
Niye, kendi yöneticisi olduğu Star gazetesine yakıştıramıyor mu, Oral Abisini?
Yok, ondan değil elbette, dükkan onun da…
”… Etkinlik ve farklı mecralarda bulunmak adına Radikal daha doğru olur.”
Şüphesiz…  Çalışlar sadece liberal ve “sol” okura AKP’ci olmadan, hakkaniyet namına ince ince AKP propagandası yapmak için Radikal’e tayin edilmiyor…
Yanı sıra…
Başvekil Tayyip’in kanalı 24’ün kasasından daha az para çıkacak… 
Ancak eleman da mağdur edilmeyecek… 
Aradaki parayı ‘Radikal yazarı’ olarak Aydın Doğan’dan tahsil edecek…

VATAN SAĞOLSUN!
Tıpkı TRT’nin Ali Bayramoğlu’nun Kanal 24’deki programını finanse etmesi… planı gibi.
Madem Kanal 24 tatmin edemiyor Bayramoğlu’yu, dediği gibi olsun… TRT “Sayın Bayramoğlu”yu davet eder yeni program için…
O da şey değil ya… Ekranlardan aşina olduğumuz üslubuyla: 
“Aaeeaae ne desem bilmem ki… Esasen çok da yoğunum ama… Ne yapalım, peki… ıhhhıhhh” nezaketiyle lütfen kabul ederek mutlu eder TRT’yi…
Ve Kanal 24’ün yükünü TRT üstlenir…
Bittabi Mustafa Hoş’un yazdıkları tatbik edilmişse…
Kıssadan yanlış hisse çıkarmanızı istemem…
Elektrikten filan alınan TRT vergileri nasıl harcandı ki, akıllı cep’e atılacak yeni hortumlar nereye bağlanacak demeye getirmek istemiyorum lafı…
Katiyen… 
Saray gıcır gıcır yeni TRT vergisi emrediyorsa elbette icap etmiştir; belli ki Ali Bayramoğlu misali personellerin ödemelerinde sıkıntı yaşanıyor…
Ya da yeni kadro ihtiyacı hasıl oldu… Filan.
Artık elimize mi yapışıyor… Feda olsun ‘cep’imiz… mi dersiniz, yoksa…
Karar sizin…


Satır altından notlar...

KANLA YOĞRULDU, ORASI DA VATAN TOPRAĞI OLDU NETEKİM…
“IRAK Şam İslam Devleti”…  
IŞİD, Atatürk Havalimanı’nda İslamcı terörünü patlatmış…
Kan gölünde can verenler morgda yakınlarıyla son buluşmasını beklerken daha…
“Esad ve PYD’den daha az terörist olan IŞİD”in kurbanları henüz toprağa emanet edilmeden yani…
AKP ve Saray’ın, müritleriyle güle oynaya, bayram havasında Osmangazi Köprüsü’nü açması şaşkınlık ve öfke yarattı… Haksız olarak…
Kızmayın; “Haksız olarak” demem şundan…
Oradaki davul zurna kutlamanın sebebi Başyüce’ninaçılış konuşmasındaki şu cümlelerinde saklı…
“Toprak şehit kanıyla yoğrulduğu zaman vatandır, yoksa tarladır tarla!” (30 Haziran 2016)
Evet… Bence “köprüden geçti dava” curcunasının sebebi bu…
Orada muktedirlerimiz, “şehit(*) kanıyla yoğrulan” Atatürk Havalimanı’nın “tarla tarla” olmaktan çıkıp “vatan” topraklarına katılmasını kutluyordu…
Yalan mı?
——————  ----  
(*) Tayyip Erdoğan: “Öldürülenler cennete gidecek. Biz bu can kayıplarını şehit olarak kabul ediyoruz.” (30 Haziran 2016)



IŞİD’İ BIRAKIN PYD VE ESAD’A BAKIN, BAKLASI
O baklanın atası vaktiyle Süleyman Demirel’in ağzından çıkıvermişti…
12 Eylül darbesinden önce…
1980 yazı…
Çorum’da faşist katliam sürerken, devrin Başbakanı Süleyman Demirel, “Çorum’u bırakın Fatsa’ya bakın” demişti…
Demirel “zekâsı” aynı taşla iki kuşu hedefliyordu: 
Çorum’da alevi halka ve ilericilere pogrom uygulamaya kalkan faşist çetelere yönelen dikkatleri dağıtmak… (Zira o kararlıydı… 19 Aralık 1978’de başlayan Maraş katliamı sırasında… Demirel: “Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz.”)
AP ve MSP’lilerin dahi “Biz halimizden memnunuz” dediği, devrimcilerin inisiyatifinde bulunan, Fikri Sönmez’in belediye başkanı olduğu Fatsa’yı hedefe yerleştirmek… 
Bi’ süre sonra başlayacak, Fatsa’nın erken 12 Eylül’ü ‘Nokta operasyonu’na kamuoyunu hazırlamak… tı… Demirel’in derdi…
Nevzuhurbaşyüce de Türk gericiliğinin bu demagog zekâsının izinden gidiyor… Gibi. 
Tayyip Erdoğan da adeta “IŞİD’i bırakın Esad ve PYD’ye bakın” demeye getiriyor…sanki.

IŞİD’İN AKITIĞI KAN KURUMADAN DAHA
Erdoğan Kilis’te konuşuyor:
“PYD’li bir terörist, DAİŞ’liden çok daha ileri bir teröristtir.” (3 Temmuz 2016)
“DAİŞ” Irak Şam İslam Devleti… IŞİD oluyor… Terör örgütünün adındaki “İslam Devleti”ni örtmek için “DAİŞ” olarak kodluyor…
Erdoğan, bu IŞİD’i bırakın PYD’ye bakın, çağrışımlı konuşmayı ne zaman yapıyor?
IŞİD’in daha dört gün önce (29 Haziran 2016) Atatürk Hava Limanı’nı kan gölüne çevirdiği saldırının hemen ardından…
Ertesi gün yapılan, AKP’nin davullu zurnalı köprü açılışını “çekemeyen” dünya, ölenlerin yasını tutarken… söylüyor bunu…
Tam PYD, IŞİD’den daha ileri terörist nasıl oluyor acep, sualine mantık ve izan dairesinde cevap bulmaya çalıyorduk ki…
O da ne… IŞİD’e rahmet okutacakları sıralamaya devam eder, ireis:
“Suriye’ninbaşındakizalimdir, DAİŞ’lidençokdahaileribirteröristtir.” (3 Temmuz 2016)
Bu IŞİD’isollayan “ileriterörist” listesiyenideğilbiliyorsunuz…
Defatenbenzermukayeselicümlelerkurdu, ireisbey…
Sadecezat-ışahanelerdeğil… 
Maiyeti de… 
Hatırlatayım...  Sabahgazetesi de manşeteçakmıştı:
PYD, IŞİD’den daha tehlikeli (19 Haziran 2015)
IŞİD ne zaman “başımbelada” havasınagirse, Demirelvari “Onubırakcambazabak” cinliğiyapılmasıbi’ yana…

SURİYE POLİTİKASININ ÖZETİ
Doğrusu, Erdoğan’ın son beyanatında haklı bi’ yan da görmüyor değilim…
İzah edeyim:
“Suriye’ninbaşındakizalimdir, DAİŞ’lidençokdahaileribirteröristtir.”
TespitiyleTayyip Erdoğan, dış politikasını özetlemiş…. 
Şöyle ki:
Bana kalırsa bu beyanını esas alırsak…
“Suriye’nin başındaki zalim” gitsin diye “DAİŞ” (yani IŞİD) terörü ile iş tutuldu… demek istiyor… Gibi.
Elbette, vurguladığı üzere, IŞİD Esad’dan daha aza “terörist” olduğu için…

EL NUSRA HASSASİYETİ
Kendi açıklamalarından hareket ederek, ireisin zihin haritasında kısa bi’ uğrak daha:
Ha babam de babam… Sık sık “El Nusra da IŞİD’le savaşıyor” diyerek, ABD ve Batı PYD’ye gösterdiği teveccühü, neden El Nusra’ya göstermiyor serzenişinde bulunuyor ya…
El Nusra ile IŞİD arasındaki kavganın özetle, Siyasal İslam içi nüfuz kavgası olduğunu atlayarak tabii…
Uzatmadan…
Bu IŞİD ve El Nusra hassasiyeti nereden geliyor acaba… diye sorsam mı?
Haklısınız, bu kadarı naiflik sınırını aşar, salaklığın merkezine oturmak olur…
Olsun, salak salak soralım…
Bu IŞİD’i bırakın, ondan daha tehlikeli teröristlere, Esad’a, PYD’ye… bakın, demenin hikmetinden sual etmeye devem edelim…
Hem de Atatürk Havaalanı’nı 45 canın kanıyla vatan toprağı(*) olarak henüz tescillenmişken… 
—————------
(*) Tayyip Erdoğan:
“Toprak şehit kanıyla yoğrulduğu zaman vatandır, yoksa tarladır tarla! (30 Haziran 2016, Osmangazi Köprüsü’nün açılışında yaptığı konuşma…)
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa