17 Temmuz 2016 01:00

Yeni bir gün

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mumia Abu Jamal

Tüm yazıları

Geçen haftaki olaylar ulusal hafızada yankı bulmaya devam ediyor. Amerika’nın orta batısında polislerin durduk yerde öldürülmeleri ve bunu müteakip Teksas’ta yine polislerin vurulmaları Amerika’nın en uzun iç savaşının yeni bir seviyeye ulaştığını gösteriyor ve bunun nasıl sonuçlanacağını hiç kimse bilmiyor. Elbette polis şiddeti yeni bir şey değil. Sayın Dr. Martin Luther King’in 1960’larda Alabama eyaletinin Selma şehrinde liderlik ettiği ayrımcılık karşıtı protestolarda polis protestoculara yardımcı olmadı, Beyaz Ayrımcılık yasalarının adaletsizliğine karşı çıktıkları için vahşice dövdü. Beyaz üstünlüğünü korumak için ayrım gözetmeden kadın ve erkekleri dövdüler. Edmund Pettis Köprüsü Siyah Kanı ile kaplandı. Bugün dokunulmazlık zırhı altında öldürüyorlar. Mike Brown, Tamir Rice, Eric Gardner gibi siyah erkekleri, kadınları ve çocukları öldürüyorlar ve hiçbir şey olmuyor. Gizli yüce jüri ve o kadar da gizli olmayan jüriler sürekli olarak “onaylanmış katliamı” aklıyor ve polisler terfi alıyor. İyi iş. Bugün medya, politikacılar ve Polis Micah Xavier Johnson’ı çılgın bir adam olarak tanıtıyorlar. Bir politikacıya göre “kafayı yemiş. Peki eğer çılgınsa, onu kim çıldırttı? İmparatorluk adına Afganistanlıları öldürmeye giderken de çılgın mıydı? Belli ki onu çok iyi eğitmişler. Zulüm insanları çıldırtır. Sakin kafaları çılgın kafalar haline getirir. Kızgınlıkla, intikam duygusuyla ve hayal kırıklıklarıyla tükenmiş bir şekilde, medya, liderler ve politikacılar size bazı isimler söylerler ama o artık sizin lanetinizin ötesinde, onun hayatı zaten bir lanetti. Amerika’da bir “zenci” olarak doğmak lanetli olmak demek zaten. Büyük Şair Langston Hughes 1951 yılında yazdığı Harlem Yolu adlı şiirinde şöyle söylüyor : Bir rüyaya ne olur? Güneşte kalmış gibi kurur mu? Ya da ağrılı bir yara gibi öylece geçer mi? Çürümüş et gibi mundar mı olur? Ya da şerbetli tatlı gibi kıtır ve tatlı mı olur? Ya da ağır bir yük gibi bel mi verir? Ya da öylece patlar mı?

YAZARIN DİĞER YAZILARI