18 Temmuz 2016 00:54

‘Demokrasi’ye ‘destan’!..

‘Demokrasi’ye ‘destan’!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Öyle bir demokrasi savunduk ki, herkes, dünya alem parmak ısırdı. 

Ama ne demokrasi!..

Basınımız hür mü hürdü! Düşüncelerimiz hür, ifade özgürlüğümüz tamdı! Ama Taksim, ama Kızılay, ne zaman nerede istersek toplanabiliyor, toplantı ve gösteri özgürlüğünden engelsiz yararlanıyorduk. Hak eşitliğimiz eksiksizdi, hepimiz eşit haklarla hukukun üstünlüğünün nimetlerinden ayrımsız faydalanabiliyorduk. C.Bşk.’nın da benim de, işçi Mehmet’le esnaf Ali ve memur Hüseyin’in sözü eşit değerdeydi. Ne bir eksik ne bir fazla! Tümümüz emeğimizle geçinip gidiyor, örneğin Taksim’e Toplu Kışlası yapılıp yapılmamasını tümümüz insan yerine konup sözümüze değer verilerek birlikte kararlaştırıyorduk! Rahatça 1 Mayıslarımızı kutlayabiliyor, onun için polis falan engeli olmadan her istediğimiz alanda toplanabiliyorduk!

Milli irademiz tam işliyor, seçim sonuçları tartışmasız uygulanıyor, 7 Haziran yok sayılmıyor, ipe un serilip en başta Türk-Kürt çatışmasının pimi çekilerek ülke koşullarının alt üstü edilmesi yoluna gidilip eski “irade” yerine 1 Kasım’ın “yeni iradesi” aranmıyordu! Tam 9 puanlık “milli irade” değişikliği dayatması hiç olmamış, yaşanmamıştı! “İrade” ürünü vekiller de özgür mü özgürdüler; dokunulmazlıkları kaldırılmamış, “özel mahkemeler” önüne iteklenmemişlerdi!

Yasama yani, parlamento ve parlamenter sistem “bekleme odası”na alınmamış, tıkır tıkır işlemekteydi. O işliyordu ve katiyen yürütmeye bağlanmamıştı da, yargı işlemiyor muydu? Onun da hiçbir sıkıntısı yoktu ya da Cumhuriyet tarihinde görülmemiş büyüklükte tayin ve görevden almalar olmadan aşılmaktaydı. 4 hakimden biri değiştirilmemişti. HSYK kesinlikle yürütmenin emrinde değildi; yeni bir yasayla yüksek yargı yeni atamalarla baştan aşağı yeniden yapılandırmaya kat’a çalışılmıyordu!

Her şey çok iyi gider “milli irade” ile bütün yetki tek adamın elinde toplanırken, aynı “milli irade”ye bir “silahlı itiraz” düzenlendi. Askeri darbe! Herhalde ülkenin içinde bulunduğu koşulların ürünü olmalıydı, ama kimse işin burasıyla ilgilenmedi!

“FETÖ Darbesi” denip, “iblis” korkuluğuyla meşruiyetin en fazlası amaçlanıp aynı zamanda hedef daraltılması yoluna gidilerek “demokrasi” destanları yazılmaya başlandı. Sabah’ın manşeti tam böyleydi: “Demokrasi Destanı”!

Bir sosyalistin, hem de halk adına, darbe destekleyiciliği yapacağı yoktur! Sosyalistler tarafından darbelerin demokrasi ihtiyacını gidermenin aracı olarak savunuldukları görülmemiştir. Ama darbeye karşı çıkmanın her koşulda demokrasiyle eşitlenerek olmayan demokrasinin destanlaştırılması da sosyalistin işi olamaz!

FETÖ’cülükten fazlası görünen son darbeye elbette karşıyız! Ancak AKP ve MHP ile “demokrasi deklarasyonu” yayınlayan CHP ve HDP’li dostlara, 1 Mayıs’ta ve Cizre’yle Sur kuşatılmışken yasaklanan meydanların –sonraki günler değil ama– ilk anda hangi “destan”cılar tarafından doldurulduğuna bir göz atmalarını salık veririz. “Kelle alanlar”la “kelle alınması”nı manşetleştirip savunanlar, “idam isterük”çüler kimlerdir, bir baksınlar! MHP’nin desteğindeki siyasal İslamcı, yer yer cihatçı militanların sokaklarda, kelle almak dahil, ne yaptıklarına bakıp düşünsünler!

Ve bir de şunu düşünsünler, görevden alınan 2 Anayasa Mahkemesi üyesi de elinde silah darbeye mi çıktı, Boğaz Köprüsü’nü mü kestiler örneğin? HSYK ile Yargıtay ve Danıştay’da FETÖ’cü suçlamasıyla açığa alınıp gözaltı uygulanan tam 2745 hakim, darbeye mi katılmış, örneğin Meclis’i mi bombalamışlardı? Yoksa fırsat bu fırsattır denip “ayıklanma”ya mı konu ediliyorlar? Ve eğer “ayıklanıyorlar”sa, bu, adıyla sanıyla darbe değil de, nasıl bir “demokrasi” destanıdır? Yargı ve hele sıradan bir savcının gözaltı kararı veremeyeceği yüksek yargı mensupları, yasa dışılık ve öyleyse yasama ve “milli irade” çiğnenmesi olmadan nasıl derdest edilebiliyorlar? Bunun, silah çekip kullanmış darbecilerinkinden farkı, silah bellerden çıkarılmadan yapılmış olması değil de nedir?

Darbeye, evet karşı çıkılmalıdır, ama demokrasi için verilecek daha çok mücadele vardır!


 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa