27 Temmuz 2016 00:43

Darbenin gizli kalan iki ayağı!

Darbenin gizli kalan iki ayağı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Darbe girişiminin askeri yapısı aşağı yukarı çözülmüş gibi görünüyor. Darbeci generaller, subay ve astsubaylar listeler halinde önümüzde duruyor. Kuşkulular var, derin Fethullahçı yapının “uyuyan hücreleri” tehlikesi var vs. Ama bu girişimin de, diğer önceki bütün askeri darbeler gibi olmazsa olmaz iki ayağı hakkında henüz belirsiz tahminlerin ötesinde bir açıklık yok.
O iki ayaktan birisi uluslararası ilişkilerdir. Diğeri iç siyaset ayağıdır.
Uluslararası planda, baş şüpheli ABD’dir ve bunu ileri sürmek için fazla kanıta da ihtiyaç yoktur. Tek kuşku yaratan nokta, ABD’nin içinde ya da önünde bulunduğu bir askeri darbenin Türkiye gibi bir ülkede başarısız olmasıdır. Başarısızlık ABD’nin doğrudan işin içinde ya da başında olma kuşkusunu zayıflatan bir rol oynuyor, aynı zamanda NATO ordusunun gözü dönmüş bir grup tarafından provoke edilmesi görüntüsünü öne çıkarıyor. Böylece, aslında çok büyük bir siyasi operasyon olduğu apaçık olan girişimin, ‘çeteci hainler’ tarafından planlanıp uygulanan bir çılgınlık olarak geçiştirilmesinin yolu da açılıyor.
Gerçeği böylece gizlemenin pek kolay olmadığı açıktır. Ne kadar üstü örtülmek istense de, ABD’nin bu komplodaki rolü en azından kuvvetli kuşku düzeyinde kabul edilecektir.
İkinci ayak ise, iç politika bakımından bundan daha önemlidir ve önümüzdeki günlerde çetin bir kapışmanın kaçınılmaz olduğunu da haber vermektedir.
Hiçbir darbe planı, siyasi yapısı hazırlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Darbeden sonraki iktidarın kimlerden oluşacağı ve hangi siyasal ve sosyal güçlere dayanacağı mutlaka hesaplanmış olmalıdır.
Bu, şimdilik en karanlık ve belki de karanlıkta tutulmaya en fazla gayret edilecek olan noktadır.
Darbeyi planlayanların hesaplamış olması gereken en önemli özellik şudur:
Yıkılmak istenen siyasi iktidar nüfusun büyük çoğunluğunun desteğine sahiptir. Öyleyse, darbeyle iktidara gelecek olan siyasi kadrolar da, mevcut iktidar partisi bünyesinden derlenmelidir!
Şurası açıktır ki, darbenin amacı, AKP iktidarının “Erdoğan’sız” devamını sağlayacak bir planı gerçekleştirmekti. Öyleyse, AKP’nin Erdoğan’sız iktidarını hangi AKP’lilerin yürüteceği de planlanmış olmalıdır.
Bu, içinde Fethullahçılar hakim olsa bile, çok daha geniş bir ittifakın ve çok daha etkili bir komuta mekanizmasının işi olabilir. Bunu açığa çıkarmanın mümkün olup olmadığını önümüzdeki günler gösterecektir.
Hiç kuşkusuz, şimdi içinde bulunduğumuz koşullar, Erdoğan’ın kendisini hedef alan bu girişime ve devamına karşı tedbir almak kapsamında uygulayacağı bir karşı-darbe sürecinin özelliklerini taşımaktadır.
Başta en temel insan hak ve özgürlükleri olmak üzere, bütün demokratik kazanımlar bu kapsama dahildir.
Önümüzde, düğmesine basılmış bir darbenin devam ettirilmesi çabası ve bundan yararlanarak kendi iktidarını pekiştirmek yolunda her imkanı değerlendirmek isteyen bir iktidarın antidemokratik uygulamalarıyla karakterize olacak bir süreç vardır.
Bu yüzden mücadelenin, ne darbe, ne diktatörlük şiarıyla yükseltilmesi büyük önem taşımaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa