'Zazalar: Tarih, kültür ve kimlik'
Fotoğraf: Envato
Bingöl’de tanıştığım ziraat teknisyeni arkadaşım
Vahap Erdoğdu’ya
1960 ile 1963 yılları arasında, Bingöl ilimizin Görüz adlı bir dağ köyünde öğretmenlik yapmıştım. Sonraki adıyla “Çevrimpınar” olan Görüz, bir Zaza köyüydü ve burada tabii ki Zazaca konuşuluyordu.
İlkokul öğretimini Görüz’de ben başlatmıştım. Öğrencilerimin hemen hiçbiri Türkçe bilmiyordu. Onlara okuma yazma öğretirken Türkçe de öğretmiş oluyordum. Altı-yedi ay içinde bütün öğrencilerim temel olarak hem Türkçeyi hem de okuma yazmayı öğrenmişti. Aritmetiğin dört işlemi de cabası… Eğer bu bir başarıysa bunda hem benim bir sosyalist olarak derinden hissettiğim insan sevgisinin, hem de çocukların zekâ ve yeteneğinin payı vardı.
Bu yıllarda Görüz köylüsü, son derece ilkel koşullar içinde yaşıyordu. Yoksulluğun, cehaletin, çaresizliğin içine batmış olan bu insanların bence tek özelliği, “insan” değeri taşımalarıydı. Yıllar sonra beni yazarlığa iten de yine bu insanlardı: İlk kitabımın adı, “Bingöl Hikâyeleri” oldu (1974).
Şimdi 81 yaşındayım; bugüne kadar Bingöl’e ve Zaza kültürüne olan ilgim eksilmedi. Onlar hakkında okuduğum son kitap, Bingöllü bir akademisyen olan Dr. Ercan Çağlayan’ın geniş çalışması: Zazalar: Tarih, Kültür ve Kimlik (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 235 sayfa).
Bu yazımda, okurlarıma söz konusu kitabı tanıtmak istiyorum.
Yazarından başlayalım: 1980’de Bingöl’de doğan Ercan Çağlayan, ilk ve ortaöğrenimini Bingöl’de, yüksek öğrenimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Tarih Öğretmenliği Bölümü’nde yaptıktan sonra bu üniversitede yüksek lisans ve doktora programlarını tamamlamış bir akademisyen. Günümüzde Muş Alparslan Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
Dr. Çağlayan’ın bu kapsamlı çalışması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yerleşik bir halk olarak yaşayan Zazalara, sadece dil (linguistik) gibi dar bir açıdan bakmıyor. Oldukça geniş bir kaynakçaya dayanarak tarih, toplumbilim, antropoloji ve etnoloji bilimlerinden yararlanıp Zazaların etnik kökenini, dilini, tarihini, inançlarını ve kültürel niteliklerini ortaya koyuyor.
1960’lı yılların başlarında, Bingöl il merkezinde benim de içinde bulunduğum bir Türk ve Zaza aydın çevre vardı. Bu yıllarda, Bingöl’ün sorunlarına da değinerek halka açık etkinlikler düzenler, ayrıca kendi aramızda Zaza’ların kökeni konusunu da tartışırdık. Bingöl’de eskiden görev yapmış kişilerden kalma garip bir iddia karşısında ise hepimiz susardık:
“Zazaların kökeni, ilkçağdaki Pers-Yunan savaşları dolayısıyla Anadolu’dan geçen Pers askerlerinin İran’a dönüşünde, bir kısmının bu bölgede kalıp yerleşmesine dayanır.”
Şimdi elimdeki “Zazalar” kitabındaki bilimsel yaklaşımın değerini daha iyi anlıyorum. Zaten bu kitap, daha çok Türk aydınlarını, Türk siyasetçilerini bilgilendirmek için hazırlanmış gibime geldi. Bu çok değerli çalışması için Ercan Çağlayan’a teşekkür ediyorum.
- Veda yazısı 01 Nisan 2019 19:40
- İki konu bir de sav söz 11 Mart 2019 20:05
- Atabaş'ın ardından 04 Mart 2019 19:30
- Ceyhun Atuf Kansu 25 Şubat 2019 23:10
- Fenerbahçe’nin Hâl-i Pür Melâli 19 Şubat 2019 01:19
- Beyin Göçü 12 Şubat 2019 00:33
- ‘Selim Ağbi’yi hatırlarken 05 Şubat 2019 00:00
- İstanbul Müzik Festivali 21 Ocak 2019 23:40
- Fiyatlar yasayla düşer mi? 08 Ocak 2019 00:24
- Ankara’da yeni bir dönem mi? 01 Ocak 2019 00:34
- Erdal Erzincan'la halk müziğimiz üzerine (2) 25 Aralık 2018 00:05
- Erdal Erzincan’la halk müziğimiz üzerine (1) 18 Aralık 2018 02:47