Face to face
Fotoğraf: Envato
Gezi direnişlerinden bu yana ne zaman toplumsal hareketler gelişse veya iktidarın canını sıkacak eleştiriler paylaşılsa önce ve hızla sosyal medya sansüre uğruyordu. Dahası 4.5 G dünyasında tuhaf bir G hızında veri alışverişi gerçekleşiyordu. Gezi’de yaşadık, 17-25 Aralık döneminde yaşadık, Ankara Katliamı’nda yaşadık. Ve siyasi iktidarın başları sosyal medyayı yerden yere vuruyordu. Sansürlüyorlar, yasaklıyorlar TİB aracılığıyla siteleri engelliyorlardı. (Gerçi hâlâ engellemeye devam ediyorlar ama şimdi TİB kendi başlarına da bela oldu). Darbe girişimi herkese sosyal medyanın lazım olacağını gösterdi. CB’nin “Face to Face” aracılığı ile CNN bağlantısının darbe girişiminin bastırılmasında önemli bir rol oynadığını gördük. “Etme bulma dünyası” diye boşuna dememişler. 15 Temmuz gecesi ‘Edenin nasıl bulduğunu’ yaşadık. Halbuki daha 2 Temmuz’da CB. RTE şöyle demişti. “… Biliyorsunuz ben bu sosyal medyaya karşıyım. Bundan dolayı da bana çok saldırı da oldu. Ben bu Twitter’a filan hepsine karşıyım ve bunları paylaşmıyorum. Kendim de kullanmıyorum. Benim adıma kullananlar var, o ayrı mesele…”
İşin özeti; yazılı-sözlü ve sosyal medya kimin yanında yer alırsa o kazanıyor. Darbe girişimine karşı toplumun her kesimi ilk andan itibaren darbeye karşı duruş gösterdi. Darbe karşıtı ilk açıklamaları HDP ve sol muhalefet yaptı. “Ne darbe, ne diktatörlük ne de başkanlık” olarak özetlenebilecek bir duruş sergiledi/sergiliyorlar. Ahmet Şık’ın, Cemaati anlattı diye itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı yılları hatırlayın. Sonra demokrasi mitingleri dönemi. Ama HDP yok sayılarak nereye kadar diyebileceğimiz antidemokratik bir gerçekliği de gözümüze soktular. Sonra hakmış hukukmuş bla bla bla, yersen yani…Yeni devlet konseptinin taşlarını hızla döşeyerek reorganizasyon döneminde saldır Kürtlere, sosyalistlere. Bakıyoruz KESK üyesi sendikalı, kadrolu öğretmenler, ateist ya da sosyalist olduğu aşikar akademisyenler görevden alınıyor. Gerekçe; FTÖ. örgütü soruşturmaları… Bu gidişat daha çok şeylere gebe olduğunu gösteriyor. Hadi iktidarı anladık, aslında büyük ve yandaş medyayı da anlıyoruz da yine sormak istiyorum; CNN, NTV başta olmak üzere 24 saat demokrasi mitinglerini gösterip duruyorsunuz. Eyvallah... Peki HDP’nin mitinglerini, açıklamalarını niye göstermiyorsunuz? Yoksa siz bu ülkede yayın yapmıyor musunuz? Unutmayın bugün ne yaptığınızın tarih karşısında sorumluluğu üstünüzde. Demokrasi her kuruma, herkese lazım. Sosyal medya çalışmaya devam ediyor.. OHAL de bu hal de olsa yasakla sansürle bir yere varılamayacağını biliyoruz. Sosyal medyanın bir gün bu büyük ve yandaş medyaya da gerekeceği günlerin yaşanmayacağı bir ülke için, çok geç olmadan objektif ve basın ahlak kurallarına uyun yeter. Çünkü bu dünya “Etme bulma dünyasıdır.” Face to face bunu göstermiştir.
- AFAD ve 13 kare fotoğraf ve sanat festivali 11 Aralık 2024 12:35
- Ekim Devrimi'nin 107. yılında fotoğraf 16 Ekim 2024 04:10
- Kültür yolları nereye çıkar? 09 Ekim 2024 04:20
- Yurttaş meclisleri 04 Eylül 2024 04:15
- 19 Ağustos 1839 21 Ağustos 2024 04:31
- Özgürlük ve sanat 14 Ağustos 2024 04:20
- Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi 31 Temmuz 2024 04:15
- Dayanışmaya çağrı 10 Temmuz 2024 04:29
- Tez büyür çocuklar mahkeme kapılarında 03 Temmuz 2024 04:15
- Fotoğraf endüstrisi gelişiyor, ya insanlık? 26 Haziran 2024 04:36
- Evrensel’in 29. yaş günü vesilesiyle… 19 Haziran 2024 04:15
- Bellek, hatırlama ve unutturmama… 22 Mayıs 2024 04:20