5 Ağustos 2016

Darbe püskürtülüp sıkıyönetim olmayınca “Allahın lütfu” olarak oluşan olanaklar..  OHAL! Ve ardından kuvveden fiile yönlü atılan adımlar kapsamında görevden almalar. Ve gözaltılar.. Ve tutuklamalar.. Ve komuta kademesinin yarısından çoğu darbeye elveren orduya yönelik önlemler…

Ciddi sonuçlar. Tümü kullanıma hazır durumda C.Bşk/AKP önünde yığılmış bu olanaklar ve ucundan kıyısından da değil bütün “yumuşak karınlar” didiklenerek en kritik noktalarda hayata geçirilmeye başlanmaları -kendiliğinden şu inanışı tahrik ediyor: “Her şeyi Erdoğan düzenledi”, başkanlığa gidişin “oyunu” oynanıyor!

Bağlamsızlık ve sonuçtan bakıcı yüzeysellik!

Taraflar yok muydu? Cemaat örneğin, bu “oyun”un bir aktörü ya da gönüllü “piyonu” muydu, yoksa o da mı Erdoğan veya “üst akıl”, örneğin CIA tarafından “oyun”a getirildi? Dünyanın dönüşü de mi baştan aşağı bir “oyun” ve eğer öyleyse o oyunu hangi “üst akıl” ya da “yaratıcı” kurguladı?

“Oyun” inanışını boşa düşürmek üzere bir yanlış algıyı ortaya koyacak soru şu: C.Bşk. çok mu güçlendi, fazlasıyla mı güçlü?

Darbe öncesini hatırlayın, Erdoğan ne kadar güçlü sayılırdı. Oysa üstesinden gelmesine rağmen, darbe girişimi hiç de öyle olmadığını gösterdi. Evet, bir gücü vardı ve püskürtebilmişti, ancak kendisinin de “15 dakika geç kalsaydım..” dediği gibi, bir ölçüde de şansı yaver gitmişti. Görülmüştü ki, ordu, yargı ve sair devlet kurumlarındaki dayanaklar güçlü olmadığı gibi, hatta harap vaziyetteydi.

Şimdi peki? Evet, “altın tepside sunulan” olanakların C.Bşk.’ını güçlendirici olduğu tartışmasız. Ama ya bu olanakların değerlendirilmesi -kolay mı? Alın size soru: Kim kime, nasıl güvenecek? C.Bşk, bizzat kendisi “Dereyi geçerken at değiştirilmez” demedi mi? Yani –‘Değiştireceğim, ama şimdi değil’in bir başka söylenişi!

Oyun değil, katı gerçekler var. Bunlardan biri “oyun”un kazananı olan C.Bşk/AKP’nin aldığı -darbecilerin sunduğu olanakları değerlendirmeye yönelik- önlemler. Askeri okul kapatmalar, Askeri yüksek mahkeme lağvları, emir-komuta hiyerarşisi geçersizleştirilerek kuvvet komutanlıklarının MSB’ye, jandarmanın içişleri bakanlığına bağlanması, genelkurmayın işlevsizleştirilmesi ve sıranın MİT’e geleceğinin ilanı… Yargıda da önlemler.. Önlemler. MEB ve diğerlerinde de. Ne demek? Bu güvensizlik ortamında askeri ve sivil bürokrasinin, yani iki temel kurumuyla devletin yeniden yapılanmasına girişiliyor.Tabii ki tek adam-tek parti diktasının yoluna taş döşenecek -istenen bu. Peki, o güç var mı?

Sadece “istihbarat zaafı”nı düşünmek yetecektir. O “üstler”e haber vermeksizin 3-4 saatlik beklemeyi. 12 Mart’la 12 Eylül’de Demirel de istihbaratla genelkurmaya bir türlü ulaşamamıştı. Ama bekleyen sadece MİT değildi. Her şey ayarlanmış gibi, saatler öncesinden girişimi haber almamışcasına genelkurmay kendi karargahında rehin durumuna düşmüş, kuvvet komutanları düğün-dernek eğlenmedeydiler. Bir polis ve anlaşıldığına göre bir de özel kuvvetler. 1. Ordu dahil, herkesin bir gerekçesi/açıklaması vardı -ister inanılsın ister inanılmasın, ama herkes bekliyordu. Saatlerce. Amerikalılar da beklemişlerdi. Belki darbeciler kazanırdı! Sonra.. C.Bşk. ele geçirilemeyip üstüne bir de “meydanlara” çağrısı yapınca, darbenin akamete uğradığı belli olmuş ve “bekleme odaları”ndan çıkılmıştı.

Evet, püskürtülmüştü, ama bu haliyle. Şimdi sert önlemler alınıyor, ancak yine durum farklı değil.

CIA başta olmak üzere Amerikalılardan kuşkulanılıyor. Sadece “yandaş medya” manşetler atmıyor, başta danışman Ş. Malkoç, devlet ricali de dillendiriyor bunu. “Denge” için zaman kaybetmeden Moskova’ya uçulacak. Ve her şey “tek adam” ve emrindekilerin emrine verilecek biçimde düzenleniyor, örneğin atamaları MSB yaptı, ama, böyle gider mi? Bunlar külli darbe biriktirir. Ayrıcalıklarıyla kast yapısını savunması şaşırtıcı olmayacak olan bütün askeriye birleşecektir. Avrasyacısı da NATO’cusu da, FETÖ’cüsü, kaldıysa Kemalisti de. Hangi güçle karşı durulacaktır?

Ve daha değinilmeyen ekonominin kötü gidişatı ve halkın olası tepkileri vardır.

Evrensel'i Takip Et