17 Ağustos 2016 01:00

Sistemli mobbing kazandı

Sistemli mobbing kazandı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gözümüzün önünde cereyan eden bir mobbing skandalı nihayet sona erdi. Fenerbahçe yönetimi, Vitor Pereira’yı Portekizli teknik adamın üzerinde medyanın da yardımıyla kurulan sistemli baskı mekanizmasıyla ülkeden kaçırdı. Adamcağıza artık neler dendiyse, 4 milyon avroluk tazminatını arkasında bırakması sağlandı. Günlerdir devam eden bu operasyon sonrası, maksat hasıl olunca, sanki Pereira’nın ülkeyi terk etmesi için binbir takla atılmamış gibi idman vakti bir de noterden zabıt tutturuldu: “Vitor Pereira sözleşmemizin gereklerine uymamıştır. Haber vermeden ülkeyi terk etmiştir…” vs.
Memlekette, başta Fenerbahçe taraftarları içerisinde olmak üzere hiç dostu olmayan Pereira’yı birkaç sağduyulu spor yorumcusu dışında savunan olmadı. Oysa yapılan sözleşmenin şartları netti ve kimse bu sözleşmenin şartlarının bu şekilde belirlenmesi için Aziz Yıldırım’ın kafasına silah dayamamıştı!
Fenerbahçe, Monaco’yu elemeye 1 hakem hatası kadar yakınken sezon sonu yola birlikte devam kararı alınan Pereira’nın böylesi bir operasyonla ülkeyi terk etmeye, açık sözleşme şartlarından dahi feragat etmeye zorlanması Fenerbahçe yönetimi ve yönetimle uyumlu çalışan spor medyasının utanılması gereken bir marifetidir. Mobbing skandalını seyretmekle yetinen ülke futbolu da bu ayıbın ortağı olmuştur.
Şimdi göreve Dick Advocaat getirildi. Rinus Michels tedrisatından geçmiş bir isim olan Advocaat’ın adı “Üç büyükler” ne zaman teknik direktör arasa kulislerde dolanmıştır. 90’lardan bu yana PSV, Rangers, Zenit gibi Fenerbahçe statüsünde takımlarla başarılara imza atan 68 yaşındaki Hollandalı, Sunderland sonrası kulüp takımı çalıştırma macerasını sonlandırdığını ilan etmişti. Ancak Fenerbahçe’nin, kendi deyimiyle “reddedilemez” teklifi sonrası Hollanda milli takımı yardımcı antrenörlüğü görevinden ayrılarak ülkeye geldi. Pereira’nın başına gelenlerden ne kadar haberdar bilinmez ama olası bir başarısızlık durumunda eğer o “reddedilemez” sözleşme hakkaniyetli bir tazminat içeriyorsa(gerçi sözleşmenin 1 yıllık olacağı öne sürülüyor) onu alabilmek için epey ter dökmesi gerektiğini bilmeli.
***
Sezon öncesi derbi güzeldir. TSYD Kupası hasretlileri için Süper Kupa, buna olanak sağladı. Galatasaray-Beşiktaş maçında her ne kadar siyah beyazlılar çok sayıda yıldızından yoksun olsa da  oyun içi organizasyonu daha iyi olan taraftı. Bu da girilen gol pozisyonlarıyla kendisini gösterdi. Galatasaray, parıltılı hücum oyuncularına karşın tıpkı geçtiğimiz yıl olduğu gibi ceza sahasına rahat girilebilen, kolay pozisyon veren bir takım olmayı sürdürüyor. Riekerink’in eldeki oyuncularla bu sorunu nasıl çözeceği meçhul. Ancak Bruma ve Sinan Gümüş’ün beklenen çıkışı göstermesi, Eren Derdiyok’un oturması(ilk maçta fizik olarak zayıf olduğu görüldü) halinde, sarı kırmızılılar hücum gücüyle bu sorunu ligin birçok maçında bertaraf edebilir. Yine de şampiyonluk şansının Beşiktaş’ın Sosa-Gomez’i(Bu yazı yazıldığında Sosa’nın Milan transferi ve Gomez’in akıbeti netleşmemişti) nasıl telafi edeceği ve stopere nasıl bir takviye yapacağı ile Fenerbahçe’nin performansına bağlı. Fenerbahçe’nin de kaleci, geri dörtlü ve defansif orta saha bloğunun yüksek kalitesinin göz kamaştırdığını söylemek lazım. Advocaat için çok zor gol yiyen bir takım yaratmak zor olmamalı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa