Sizin eseriniz
Fotoğraf: Envato
İktidar, darbe girişimini ustaca bir manevrayla karşı darbeye dönüştürür ve bunu kullanarak muhalifler üzerinde yeni baskı halkaları yaratırken, “birlik, beraberlik” soslu teranelerden geçilmeyen mevcut toplumsal ortamda futbolu yönetenlerin payına da deplasman yasağını kaldırmak düştü...
Uygulama ilk olarak Süper Kupa finalinde hayata geçirildi. Ne var ki, karşılaşma öncesinde ve sırasında yaşanan olaylar gösterdi ki, bütün bu “birlik ve beraberlik” propagandasına karşın, şiddet düşkünü(!) “üç beş kendini bilmez” hala bildiğini okuyor!.. Ne “üç beş kendini bilmezmiş” ama... On yıllardır hiç kimse onların hakkından gelemedi!..
Spor sahalarındaki şiddetin bütün sorumluluğu “üç beş kendini bilmez”e yüklenedursun, sistemin sürekli olarak yeni “üç beş kendini bilmez”ler ürettiğini görmezden mi geleceğiz?
Süper Kupa maçında yaşananlar, deplasman yasağının kaldırılmasının sonuçları hakkında ciddi endişeler oluşturdu. Öyle ki şimdilik tavsiye niteliği taşıyan bu karar, bir kez daha gözden geçirileceğe benziyor.
Spor bakanından federasyona, yöneticilerden medyaya kadar herkes olay çıkaranlara en ağır yaptırımların uygulanması konusunda hemfikir.
Bakan, spor alanlarını bu kişilerden temizleyeceklerini söylüyor. Kendisinden önce aynı mevkide bulunan onlarcası gibi yasakla, cezayla spordaki şiddet sorununun üstesinden gelebileceklerini zannediyor. Oysa gelinemediği ortada. Şiddetin yasakla, cezayla engellenebileceğine inanmak için ya hiçbir şeyin farkında olamayacak kadar çapsız ya da aşırı saf olmak gerekiyor.
Bir yandan endüstrinin baş gıdası olan fanatik taraftarlığı, rant düzeninin sekteye uğramadan yürüyebilmesi adına -mecburen- alabildiğine teşvik edecek, besleyeceksiniz diğer yandan şiddeti önlemekten söz edeceksiniz... Fena halde açmazdasınız...
Sistemli bir şekilde yürütülen bilim, kültür, sanat düşmanı politikaların bu ülkede nasıl insanlar yetiştirdiğini görüyoruz. Bunların en rafine örnekleri sosyal medyada bolca mevcut!.. Cehaletin neredeyse erdemle özdeşleştirildiği bir toplumsal iklime doğru doludizgin yol alıyoruz. Nihayetinde fanatik taraftarlar da başka bir gezegenden gelmiyor, topluma hakim kılınmış gerici kültürel ortamın ürünleri olarak boy veriyorlar.
Dilinizden düşürmediğiniz “milli ve manevi değerler” safsataları ve “birlik, beraberlik” hezeyanlarıyla beyinlerini yıkadığınız; sonuçta da hak, özgürlük, eşitlik, adalet gibi sözler duyduğunda tüyleri diken diken olan; kendilerini memleketin mutlak sahibi olarak görüp farklı olanlara düşman algısıyla ve nefret saçarak bakan; milliyetçilikten ölen ancak kendi dilinde birkaç kelimelik cümleyi bile doğru dürüst yazmaktan aciz; maneviyattan içi titreyen, cuma namazlarını asla kaçırmayan buna karşılık konuşmalarında küfrü noktalama işareti gibi kullanan, çıkarıyla uyumlu ahlak anlayışını benimseyen; Türk, Müslüman, erkek ve taraftarlık kimlikleriyle toplumda özel ve ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğuna inanan, bu özelliklerini korumak(!) uğruna barbarlık ve vahşet sergilemekten zerrece çekinmeyen mahlukatlarla gurur duyabilirsiniz!.. Bu güruh ne de olsa sizin eseriniz...
Kadın cinayetlerini işleyenlerden, katledilen gençleri anmak için yapılan saygı duruşunu sabote etmek adına ağızlarından salya saçarak kuduranlara kadar bütün bu utanç tablosunun kahramanlarının milli, manevi duyguları güçlü mahlukatlar arasından çıktığından şüpheniz mi var yoksa?
Yarattığınız bu canavarı kontrol etme ve istediğiniz gibi yönlendirme şansınız yok ne yazık ki. Irkçı, cinsiyetçi tezahüratlarda ve linç girişiminde bulunurken iyi, rakip takımın otobüsüne saldırır ya da sahaya meşale atarken kötü, öyle mi? Değil mi ki bu ülkede elinde bayrak dilinde tekbir olana her türlü hırtlık, pespayelik serbest, daha çok ikiyüzlülük sergiler, daha çok çare arar gibi yaparsınız şiddete...
Şiddetin panzehiri belli. Gerçekten şiddeti önlemek gibi bir niyetiniz olsa bilimi, kültürü, sanatı yaşamın her alanında insanlarla içli dışlı yapacak uygulamalara girişir, ayrıca da insani ve vicdani değerlerin yanı sıra saygıyı ve onurlu, erdemli mücadeleyi temel alan yeni bir spor kültürü inşa etmek üzere kolları sıvardınız...
- Yapı 12 Aralık 2024 04:32
- Herkesi kendi gibi sananlar 05 Aralık 2024 04:28
- Bize oyunu anlatın 28 Kasım 2024 06:10
- Tutuculuğun bedeli 21 Kasım 2024 04:37
- Buyrun cinnet ortamına... 14 Kasım 2024 04:14
- Komplodan komediye 07 Kasım 2024 04:12
- Seviyesiz saha dışı, kalitesiz saha içi 31 Ekim 2024 04:34
- Mourinho öğretiyor 24 Ekim 2024 03:33
- Milli takım kazandı çünkü... 17 Ekim 2024 04:04
- Hapishaneden milli takıma 10 Ekim 2024 04:45
- Ne kadar rezil olursak... 03 Ekim 2024 04:28
- Oyunu geriden kurma saplantısı 26 Eylül 2024 03:26