Kuvayı Milliye, Suriye ve prens demokrasisi...
Fotoğraf: Envato
En milliyetçilerdendi Baro Bşk. Milliyetçiliğinin hakkını verdi. Yeni bir ittifak denemesi mi yoksa moda tabiriyle “kandırılmışım” duygusuyla arkasında safa mı girdi, çok fark etmiyor; ama Saray ziyareti sonrası eleştirildiğinde, demeci patlattı: 15 Temmuz sonrasının “kucaklaşma ve milli beraberlik ruhu” “Kuvayı Milliye ruhu”ydu!
Darbeye karşı çıkmak, demokratik içeriklidir. Ama karşıtlığın ötesinde, önemli olan, hangi platformda, nasıl karşı çıkıldığı ve yerine ne konmaya çalışıldığıdır. Burada demokrasiye rastlayamazsınız; bir kez OHAL’le, “ben yaptım oldu”yla, tek kişilik orkestrayla alınmış kararlar ve yeniden yapılandırmalarla olmaz. Ya da olur da, İngiliz Kraliçesi’ninki gibi de değil, Suudi Prensininki gibi olur! Kraliçe, Magna Carta’dan bu yana zayıflayagelen, geçmişten yadigar bir “süs”tür çünkü. İngiltere’de devlet işleri, siyaset yani, onda başlayıp onda bitmez. Ama Suudi Hanedanı öyle mi?
Virgül koyup, Feyzioğlu’na dönelim. Kuvayı Milliye hareketi, cılız da olsa, ezilen milletlerin emperyalizme karşı başkaldırısı olarak demokratik içerikli olmasına rağmen, “15 Temmuz ruhu”nu demokratiklikle nitelemedi, biliyoruz. Bir, üst sınıfların çıkarlarını yansıtan ve “yukarıdan” empoze edilen “birlik beraberlik” önemliydi onun için, bir de görünüşte Amerikan karşıtı propaganda. İçeride Kürt karşıtlığı, dışarıda da aynı karşıtlık üzerinden Rusya gözetilerek Suriye’nin de “etnik temelde bölünmesine izin verilmeyeceği”nin açıklanması yetmişti Metin Bey’e. Ya antiemperyalizm? Lafı yeterdi ve hangi milliyetçi emperyalizm karşıtı bir pozisyon tutmuştu ki?
Şimdi darbe örgütçülüğüyle suçlayarak Batı’ya veryansın eden iktidar sahipleri, Suriye’de başlıca Kürt devletleşmesinin önünü kesmeye yönelik olarak, tutum değiştiriyorlar. “Önümüzdeki 6 ay daha aktif olacağız” diyor Binali Bey. Kalkış noktasında anlaşma halindeki Aydınlık “Esad’ın aktörlüğü”nün teslimini öne çıkarırken, Y. Şafak örneğin “Suriye’nin geleceğinde PKK, DAEŞ ve Esed olmamalı. İstesek de istemesek de aktörlerden biri Esed’dir. Ancak Suriye’nin geleceğinde yer alamaz”ı.
Yani ne? Aydınlık ve Ergenekoncu Avrasyacılar hem Suriye’de hem genel olarak Rusya’ya yakınlaşılmasını arzuluyor, böyle bir hatta girilmesini savunuyorlar. Hala Osmanlıcı platformlarıyla C. Bşk. ve AKP büyükleriyse Abdülhamid’in tahterevalli siyasetini benimsiyor görünüyor ve büyükler arasında salınıp kendine yol açma tutumunu izlemeye çalışıyorlar.
“Her şey Suriye yüzünden başımıza geldi” (Kurtulmuş), “değiştiriyoruz” (Yıldırım) türü açıklamalarla önemli değişiklik işareti verilen Suriye’de, bütün değişikliğin “Oturulup konuşulur. Suhulet içinde geçiş sağlanabilir”le, özetle “Esad’lı geçiş”e razı olmakla sınırlı olduğu anlaşılıyor. Yani, Esad’ın “aktörlük”ünün tanınması sadece “geçiş” için!
Bu kimin çizgisi ya da politikası? Rusya’nın olmadığı kesin; o, tamamen Suriye’nin arkasında. Peki, Türkiye ile Amerika Suriye konusunda nerede ayrılıyordu? Amerika Esad’lı geçişi benimsiyor; ancak “ılımlı muhalif” dediği, artık ismi var cismi yok ÖSO’dan başlayıp adını değiştiren Nusra’dan ilerleyerek, yakın zamanda IŞİD’e kadar, bütün İslamcı terör örgütleriyle Esad’ı devirme politikası izleyen Türkiye “Esad’lı geçiş”e yanaşmıyordu. Şimdi, Türkiye, dolambaçlı yoldan ve Amerika PYD ile Mümbiç’i almışken, onunla aynı çizgiye gelmiştir. Kalan ayrılık, PYD ve Suriye’de Kürt kantonları konusundadır. Zamanında Irak’ta Barzani ve IKBY konusunda da öyle olduğu hatırlansın. Değişmiştir, değişebilirdir.
Burada antiemperyalizm bir yana, anti Amerikancılık var mıdır? Yeniden Suudi Prens! “Türkiye 21. Asrın şurasıdır” diyor. Pek demokrat prense göre, Türkiye “İslam’la demokrasinin bir arada yaşayabileceğinin en somut göstergesi”ymiş! “Gerçek İslam” da ondan soruluyor: “Gerçek İslam’da ‘şûra’ geleneği var(mış). Şûra demokrasinin ta kendisi, herkesin görüşünün alınması”ymış! Yani görüşünü, belki oyunu alacak, ama sen yönetecek ve bildiğini okuyacaksın! Tek adamlık demokrasi böyle işte!
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58
- İngiltere'de Kasım Gelincikleri ya da 'şehitleri anma' günü 12 Kasım 2024 04:26
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02