Büyük çözümsüzlük!
Fotoğraf: Envato
Ülkede ve Ortadoğu’daki gelişmeler Antiamerikancılık ve antiemperyalizm sorunlarını geçmişe göre daha çarpıcı bir biçimde gündeme getirmiş durumda. Son başarısız darbe girişimi de sorunun tartışılmasını çok fazla öne çıkardı. Daha da ilginç olanı AKP Hükümetini ve Erdoğan’ı destekleyen çevrelerde de bu sorunun ateşli bir biçimde tartışılıyor olması. Örneğin aşağıdaki satırların yazarı Sabah’tan Serdat Turgut.
“Türkiye’ye karşı emperyalizmin belki de son büyük savaşı açılmış durumda. Bir türlü diz çöktürülemeyen Türkiye’ye karşı global güç merkezleri gözlerini karartmış ellerindeki her kozu oynamaktalar. Yüzlerindeki maske düştü, bu da onları çok daha gözü kara yapıyor… Sykes-Picot Anlaşması ile bölgemize düzensizlik ve bunun izin verdiği “böl ve yönet” politikalarını getiren bu çevreler... Bir anlamda Birinci Dünya Savaşı’nın nihai hesaplaşması şu anda Türkiye ile yapılmak isteniyor...” (10 maddede büyük oyun. Sabah 22 Ağustos. Serdar Turgut)
Turgut, oyunu “Atatürk ve Cumhuriyet’in bozduğunu”, ama geçici olarak rafa kaldırılan hesapların yeniden piyasaya sürüldüğünü, “uykuya yatırılan Kürt meselesinin... böl ve yönet politikasının esaslı kozu olacağını”ndan dem vuruyor. Bütün bunlara karşı bu “keskin emperyalizm karşıtımızın” elbette “çözümleri” de var. Örneğin “Amerika ile çok ciddi bir şekilde masaya oturup konuşmamız gerekiyor... Konuşmamızı büyük oyunun kuralları içinde tarihi bilince sahip olarak yapmamız lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük sorumluluk ve büyük bir işin yükünü yüklenmiştir. Bu, tarihin omuzlarımıza vurduğu büyük bir yüktür ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, hepsinin altından çıkmaya çalışıyor. Bugünlerde tüm politikalarımız yeniden düzenlenirken ona hepimiz destek vermeli ve büyük oyunla hesaplaşırken onu yalnız bırakmamalıyız.”
Görüldüğü gibi “çözümler” oldukça “etkili” Amerika ile konuşacağız -valla çok korkarlar!- ve Erdoğan’ın peşine takılacağız. Peki başka neler yapacağız? Kürt sorununu emperyalizmin oyunu olarak görmeye devam edeceğiz, bu halkın tüm haklarını inkar edeceğiz, onlar özgürlük, kardeşlik dedikçe gırtlaklarını sıkacağız, bölgenin köklü halklarından biri olan Kürtlerin kendi kaderlerini kendi ellerine almalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Ve bu politikaların etkili olması için şimdilerde yapılmaya çalışıldığı gibi bölge devletleri ile anlaşacağız! Herhalde az çok tarihten haberi olan aklı başına birisi şimdi soracaktır: Peki kardeşim 100 yıldır ülkede ve bölgede hangi politika uygulanıyordu ki? Madem bunlar çözümdü neden şimdi bölge yeniden alev alev yanıyor? Bu “büyük oyuna” karşı büyük çözümsüzlüğün itirafı değil de nedir?
Oysa antiemperyalist ve Antiamerikan olmanın, Kürt sorununu çözmenin daha kesin bir yolu var: ABD’nin ve diğer emperyalist güçlerin tüm askeri güçlerini memleketten defedersin, dev tekellerin defterini dürersin, yapılmış açık ve gizli tüm anlaşmaları yırtarsın, Kürtlerle de eşitlik ve kardeşlik hukukunu tanıyarak oturur anlaşırsın. Yani halkı kandırmak üzere yalan ve demagojiye başvurma yerine gerçekten sonuç verecek çözümlere yönelirsin. Şimdi soru şu, mevcut yöneticilerin ve egemen sınıfların bu adımları atmaları olanaklı mı? Elbette olanaksız. İş birlikçilik ve uşaklık bunların kanına işlemiş durumda ve emperyalistlerden istedikleri tek şey bölgede bekçiliğe devam etmelerine izin verilmesi, bunu sarsacak adımların atılmamasıdır.
Bölgenin gerici devletleri kendi halklarını ve Kürtleri baskı ve terörle yönetmeye devam ettikleri sürece emperyalist büyük güçler bölgeye dışarıdan müdahale etmeye devam edeceklerdir. Cerablus’a müdahale gibi harekatlar sorunu daha da derinleştirmekten başka bir anlama gelmemektedir. Ülkenin ve Ortadoğu’nun kan gölü olmaya devam etmesine engel olacak tek güç bölge halklarıdır. Bu halklar milliyetçiliğe değil, birbirlerinin haklarına saygıya, egemenliğe ve baskıya değil, kardeşliğe ve eşit haklara, gerici yönetimlerinin peşinden gitmeyi değil, ülkelerini demokratikleştirecek mücadelelere girmeye başladığında, emperyalist güçleri bölgeden çıkarmaya yöneldiklerinde Ortadoğu batağı kurumaya başlayacaktır.
- Gelişmelerin kısa özeti 17 Ocak 2025 05:12
- 13 Ocak güçlendirilmeli 10 Ocak 2025 04:24
- Değişimin zorunluluğu 03 Ocak 2025 07:15
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05